Günlerden
beri meteoroloji uzmanları, İstanbul’a kar yağacağını söyledi. Beklenen kar, bir
türlü gelmedi. Neredeyse İstanbul’un çevresindeki illerin hepsi kar altındaydı.
Bu nedenle İstanbul, çevre illere yağan karın ayazını iliklerinde
duyumsamaktaydı kaç gündür. Özellikle çocuklar, kar heyecanıyla geceleri
uyuyamaz oldular.
Beklenen
kar, öğrencilerin karne aldığı 21 Aralık günü akşama doğru yağmaya başladı.
İstanbul’un batısından giren kar; yavaş yavaş, nazlanarak, kırmızı kurdeleli
çağrı bekliyormuş gibi doğuya doğru geldi. Geceleyin karı heyecanla karşıladık.
Saat, epey ilerlemişti.
Sabahleyin
erkenden uyandık kar göreceğiz diye. Çatılarda ve arabaların üstlerinde
aklıklar vardı. Öğlen olmadan kar eridi gitti.
Pazar
günü gece yarısına doğru karın İstanbul’u teslim alacağını söyleyip durdu
televizyonlar. Gece dörde dek havada kar yoktu. Uyudum. Yedide uyandım, hemen
cama baktım. Her yer apak. Beklenen kar, sabaha karşı gelmişti. Atacan’ı(10) uyandırayım
dedim. Derin uykudaydı kıyamadım ona. Zaten eşim de uyandırmamı istemedi. Sekize
doğru kendisi uyandı. Kulağım, onun ayak seslerinde. İlk işi, salonun
pencerelerine koşmak oldu. Balkondaki kar birikintilerini de görmüştü. Koşarak
ve bağırarak odamıza geldi. Kar sevinci görülmeye değerdi. Kalktık giyindik. Alışveriş yapmamız gerek.
Atacan’ı, annesi üç beş kat giydirdi. Sanki Sibirya’dayız.
Saat
dokuza doğru çıktık. Ben, arabanın üstünde biriken karları temizlemeye başladım.
Evimizin altındaki yeiçte çalışan Bahtiyar’la yeiçin sahibinin ilkokul
öğrencisi oğlu Asil(9) kardan adam yapıp kartopu oynamaktaydı. Atacan da onlara
katıldı. Asil’le bir olup Bahtiyar’a saldırdılar kartoplarıyla. Arada ben de
payıma düşen kartoplarına hedef oldum.
Bahtiyar
üşüyünce dükkâna girdi. O, dükkâna girince Asil’in babası Aşkın çıktı. Bu kez
çocuklar onunla savaştılar bir süre. Kartopu oyunu bittikten sonra biz, alışverişimize
gittik. Yol boyunca kartopu yedim. Her yerimi hedef almakta Atacan. Birkaç markete
uğradık. Omuzlarımdaki torbalar dolu. Zorlukla yürümekteyim kaymamak için.
Çocuk bu, dinler mi yük mük? Boyuna yapıştırıyor kartoplarını. Ben, ona yanıt
veremiyorum. Çünkü elim kolum dolu.
Evimizin
önündeki kavşağa geldik. Karşıdan karşıya geçeceğiz. Ancak “Sağa dönüşlerde
yayaya yol ver!” uyarısına kulak asan sürücü neredeyse yok! Yayalara yeşil
yanınca karşıya geçmek için davrandık. Dikkatlice yürümekteyim. Bu arada yandan
ve yakından büyükçe bir kartopu geldi. “Burada olmaz oğlum. Baksana karşıdan
karşıya geçiyoruz caddeden, arabalar da var. Biraz mantıklı ol!” diyerek Atacan’ı
uyardım.
O:
“Ben çocuğum, benim davranışlarımda mantık arama!” tümcesiyle yanıtladı beni.
Bu sözü söyleyen adamı sevmekten başka ne yapabilirim? Hayır… Ben de kızmadım.
Doysun kartopu oynamaya. Apartman kapısından içeri girinceye dek kartopu attı
bana. Kar, çocuklar için bayram değil mi?
Adil
Hacıömeroğlu
23
Ocak 2022
Gelişim süreci içinde başarılı sosyal iletişim, yeterli özgüven,başarılı bir baba rolü önemlidir.Babalar çocuk büyütürken sorumluluğu anneye bırakmak yerine çocuğun ihtiyacı olan birlikteliği hazırlamalıdırlar.ilgi alanlarını bularak iletişimi güçlendirmelidirler.Çocuklar oyunlar eğitilirler.Çünkü oyun doğal bir ihtiyaçtır.Özgür ortam çocuğu cesaretlendirir.Her sağlıklı çocuk yürümek , koşmak enerjidini harcamak ister , Atacan ‘ da akıllıve ne istediğini bilen bir çocuk olarak yetişmiş kar ❄️ yağınca o coşkuyu bizler bile oynayıp yaşamak istiyoruz.Söyledikleri maşallah 🧿zihinsel , sosyal ,duygusal ve sosyal gelişimini kendi deneyimiyle oyununu geliştirdiğini gösteriyor.Geleceği aydınlık, hayat şansı açık , başarıları daim olsun.👏🍀✍️🌺Eşiniz ve evladınızla nice sağlıklı, aydınlık yarınlara hocam sizin gibi babaların çoğalması dileğiyle..🙏🏻Fulya Kırımoğlu
YanıtlaSil