MODERN KERBELA’NIN YEZİT’İ KİM?

                                   
Başbakan Davutoğlu, Hacıbektaş’ta “Dersim, modern Kerbela’dır.” dedi. Muharrem ayında aşure gününde hem de Hacıbektaş’ta, Aleviler için yüzyıllardır kanayan bir yara olan Kerbela üzerinden Cumhuriyet’e saldırmakta Davutoğlu.

AKP’liler, her sosyal olayı inanç üzerinden açıklamaktalar. Olayların sosyoekonomik yönünü hiç görmüyorlar. Zaten olayların sosyal ve ekonomik nedenleri onların bakış açılarında, kültürlerinde yer almamakta.

Öncelikle Dersim konusunu inançla açıklamak yanlış ve art niyetlidir. Sorun sosyoekonomiktir. Denetim altına alınamayan feodalitenin despotizmine son vermek için yapılan bir ıslah hareketidir. Çevre illeri talan ederek geçinen, kendi çevresine baskı uygulayan, devlete meydan okuyan feodal derebeylerinin bir isyanı söz konusu. Genç Cumhuriyet yönetiminin inanç farklılığı nedeniyle Dersim bölgesindeki halka tavır alması söz konusu değil.

Davutoğlu, Dersim’i Kerbela’ya benzeterek bir kışkırtmanın içinde. Alevi kesimi aklınca Cumhuriyet’e düşman edecek. Onların yüzyıllar önceki yaralarına dokunarak Atatürk ve arkadaşlarını Yezit ilan edecek. Böylece de Cumhuriyet kazanımlarını daha çabuk ortadan kaldıracak.

Davutoğlu, Dersim’i modern Kerbela ilan etti de Cumhuriyet kurucularını savunması gereken YCHP yöneticileri ne yaptı? Yalnızca sustular. Başbakanın suçlamasını onaylar biçimde sessizliğe gömüldüler. Davutoğlu açıkça Atatürk’ü, Dersim’in Yezit’i olarak göstermekte. Ancak Kılıçdaroğlu susmakta. Genel merkez yöneticileri, dut yemiş bülbüle döndüler. Günler geçti, bekledik cılız da olsa bir ses çıkar... Nafile... Hiçbir YCHP yöneticisi çıkıp da “Sen Cumhuriyet’imin, partimin kurucusuna nasıl Yezit dersin?” diye soramadılar.

YCHP yöneticileri susunca Davutoğlu işi biraz daha ileri götürdü. 11 Kasım günü parti grup toplantısına “Dersim cinayeti” dedi. Cinayet olunca cani olacak... Bu kez Cumhuriyet kurucularını canilikle suçladı hazret. YCHP yöneticileri ne yaptı? Sustular her zamanki gibi. Bazıları belki içten içe sevinmişlerdir bu suçlamaya. Çünkü parti yönetiminde o kadar çok Atatürk ve Cumhuriyet düşmanı var ki...

12 Kasım gecesi,özel bir televizyonda TR 705 kodlu genel başkan yardımcısı “Dersim katliamı” için partisi adına özür diledi. Yani Atatürk ve Cumhuriyet kurucularının katliam yaptığını söylemiş oldu. Bu açıklamanın Kılıçdaroğlu’ndan habersiz olarak yapıldığını sanmıyorum. Kendi köküne balta vuran yöneticiler, ne yazık ki büyük bir ihanet içinde. AKP politikalarına zaman zaman da PKK siyasetine destek vererek iş yaptıklarını sanıyorlar. AKP’nin ısrarla dayattığı inanç üzerinden siyaset yapma tuzağına düşmekteler bilinçsizce. Sanki böyle yapınca Alevi yurttaşlarımızın gönlünü kazanacaklar. AKP taktik ve söylemleriyle Alevilerin gönlü kazanılmaz. Onların gönlü, Cumhuriyet’tedir. Onların yolu Atatürk yoludur.

CHP’nin geçmişinde utanılacak hiçbir şey yok! Oysa onur duyulacak, gururla savunulacak çok şey var. YCHP yöneticileri Atatürk’ten, tarihsel köklerinden uzaklaştıkça halkın güvenini yitirmekteler.

Davutoğlu’na gelince...

Cumhuriyet kurucularından Yezit olmaz. Çünkü onların yüreğinde insan sevgisi vardı. Olaylara inanç ayrılıkları üzerinden bakmazlardı.

Yezit olmak için din taassubunun kör karanlığında debelenmek gerek. Allah’la aldatmak gerek insanları tıpkı Yezit gibi.

Uzaklara gitmesin başbakan. Kahramanmaraş, Sivas, Çorum, Madımak katliamlarına baksın. Daha kanlar kurumamış, yerde göl olmuş durumda... Kerbela’nın en ilkelini görür oralarda. Yezitleri de tanır gözlerinden. Grup toplantısında arkadaşlarının gözüne baksın. Baksın da görsün Madımak’ta gözünü kırpmayan ilkelliği...
                                               Adil Hacıömeroğlu
                                               13 Kasım 2014


4 yorum:

  1. Erdinç Şener13 Kasım 2014 18:26

    Saygılar Hocam..Merak ederim her ülkenin Tarihinde bu tarz olaylar yaşanmıştır.Tarih içinde tartışılır ama asla bizim kadar kaşıyıp siyaset malzemesi yapmazlar..

    YanıtlaSil
  2. Bugün Prof. Dr. Yaşar Nuri Öztürk'ün Son kitabı Ebu Zer elime geçti.
    Kitabın arka kapağında şöyle bir tümce var : '' On yılı aşkın süre bu Emevi faşizminin altında inleyen Türkiye'de İslam tarihini bilen herkes hergün birkaç Emevi icraatına tanık oldu.''

    İşin aslını esasını bilen Adil Hacıömeroğlu gibi, YNÖ gibi aydınlar gerçeği ortaya koyuyor, peki halkımızın tavrı ne olacak?

    cevabı Ulu Önder veriyor,

    ' Dünyanın bir kısmını bir süre kandırmak mümkün olabilir ama dünyanın tamamını sürekli kandırmak mümkün değildir ' Atatürk

    Türk milleti de gerçeği ergeç kavrayarak birgün kaderini Yezidlerin elinden alacak, dava, bu süreyi olabildiğince kısaltmaktır.

    YanıtlaSil
  3. '' DERSİM olayları '' için '' modern Kerbela '' diyerek , Atatürk'ü ve dönemin yönetilerini '' Yezit '' olarak gösteren Davutoğlu... Devlet adına '' Dersim katliamı için özür dileme '' girişimi ile de aynı büyüklerimizi CANİ olarak suçlayan Davutoğlu... Ülkemiz adına büyük ihanet olan bu çıkışlara YCHP'den tepki beklenirken ; ses çıkmayışı da ayrı bir üzüntü. Dersim olayları , feodal güçlerin sömürü yönetimini yeniden geri getirme girişimine bir karşı çıkıştır ; cumhuriyet değerlerini koruma hareketidir. Bunu İNANÇ sömürüsüne dayandıran Davutoğlu bilmez mi ki düzenine dönmek istediği Osmanlı Devletinde binlerce Alevi kıyımı yapılmıştır ? Pir Sultan ve yanlılarına kırım uygulanmıştır. Yakın zamanda Maraş , Madımak olayları da Davutoğlu'nun zihniyetindeki yobazların katliamıdır. Bu olaylarla Davutoğlu'nun dersini CHP vermeliydi ; ama beklenen çıkış gelmedi YCHP'den. Sn. A. Haciömeroğlu'nun akıcı anlatımıyla karşımızda bu olanlar.. Teşekkürler !
    ÖZGEN KARA

    YanıtlaSil
  4. Ne yazık ki utanmaya devam ediyoruz.
    Yakanlar ve yaktıranlar utanmadı İnsanlıklarından.Aydınlığın yakıldığı yer oldu Madımak Oteli..
    Otelin içindekilerse ülkenin yazarları, şairleri, araştırmacıları, ozanları, karikatürcüleri, tiyatrocuları, semahçıları.
    Sekiz saat süren bekleyişin sonunda bir kibrit çakıldı..i
    Yaşasalardı kimbilir ne şiirler yazıp ne türküler söyleyeceklerdi...
    Onlar sadece canlarımızı değil, yazılmamış şiirlerimizi, söylenmemiş türkülerimizi de yaktılar..
    Ama bilmiyorlar ki
    Türküler Yanmaz!!
    2 Temmuz 1993’un üzerinden 31 yıl geçti,
    ama Madımakateşi hala sönmedi!
    Madımak yanmaya devam edecek,
    biz de utanmaya.
    Sivas Madımak’ta katledilen canlarımızı büyük bir hüzünle anıyoruz...
    Hiç unutmadık
    Unutmayacağız,
    Unutturmayacağız
    İnsan nasıl direnir başka?Ruhları şad olsun..Değerli Adil Öğretmenim yüreğinize sağlık🙏🏻💚Varolunuz .Kaleminiz hep var olsun🙏🏻🧿Fulya Kırımoğlu

    YanıtlaSil