Başbakan
Davutoğlu, MHP Genel Başkanı Bahçeli’nin Dersim isyanı konusunda söylediği
sözlerden çok rahatsız oldu. Özellikle Seyit Rıza’ya “terörist” demesi,
Davutoğlu’nun ağırına gitmiş olmalı. Bahçeli’ye “Bu sözlerini Tunceli’de
söyleyebilir misin?” dedi başbakan. Bahçeli de Tunceli’ye giderek aynı sözleri
orada da söyledi.
Davutoğlu’nun
tıpkı ustası RTE gibi iki de bir muhalefet partilerini kışkırtarak bazı
illerimize gidemeyeceklerini söylemesi büyük bir kışkırtmadır. Eğer bir
muhalefet ya da iktidar lideri Türkiye’nin bir iline özgürce gidemiyorsa bu
iktidarın suçudur.
Devlet
Bahçeli ve partilileri, Tunceli’ye büyük bir koruma ordusuyla gittiler. Adeta
kuş uçurtulmadı. Tıpkı cumhurbaşkanı ve başbakanın ziyaretlerinde olduğu gibi.
Güvenlik güçlerinin basireti, Tunceli halkının sağduyulu davranışı büyük olayları
önledi.
Bir
ülkede seyahat özgürlüğü yoksa demokrasiden söz edilebilir mi? Türkiye’nin bazı
illerine etnik kökenleri ya da görüşleri farklı yurttaşlar, gidemiyorsa bunun
sorumlusu iktidardır. Bazı illerimizde hükümet, kamu güvenliğini neredeyse
tamamen bölücü örgüte terk etmişse bunun sorumlusu başbakandır.
Bahçeli’nin
Tunceli’ye gitmesi, Davutoğlu’nu tatmin etmemişe benziyor. Bu kez Hakkâri’ye
gitmesini istiyor MHP Genel başkanından. Anlaşılacağı üzere kışkırtma tüm
hızıyla sürdürülmekte başbakanca.
Bizim
de yurttaş olarak başbakan ve ustası RTE’den bir isteğimiz var. Binlerce
kişiden oluşan koruma ordusu olamadan Taksim Meydanı’nda yürüyebilir misiniz?
Koruma ordunuz olmadan Boğaz’da ya da İstanbul’un herhangi bir yerinde bir öğün
yemek yiyip çay içebilir misiniz?
RTE
ve Davutoğlu’ndan isteğimiz yalnızca İstanbul’la ilgili değil. Ankara’da
sabahleyin koruma ordunuz olmadan konutunuza en yakın fırından ekmek almaya
gidebilir misiniz?
İzmir’de
Kordonboyu’nda eşlerinizle el ele tutuşup gezebilir misiniz?
Koruma
ordunuz olmadan Türkiye’nin her hangi bir parkında, kahvehanesinde ya da meydanında
partinizin politikalarını beş dakika savunabilir misiniz?
Büyük
illeri geçtim. En çok oy aldığınız illerde korumasız dolaşabilir misiniz
özgürce? Erdoğan memleketi Rize’de, doğup büyüdüğü Kasımpaşa’da korumasız
sokağa çıkabilir mi?
Ey
Davutoğlu, sen memleketin Konya’da Mevlana Müzesine yürüyerek gidebilir misin?
Hodri meydan! Kışkırtmayı bırakın da neden sokağa çıkarken koruma ordusuna gerek
duyduğunuzu açıklayın. Üstelik her geçen gün koruma ordunuz büyümekte. Acaba
neden?
Erdoğan
ve Davutoğlu’na çağrımdır. Gelin, Sarayburnu’nda oturup çay içelim Boğaz’ın,
Haliç’in, Marmara’nın eşsiz güzelliğini seyrederek. Üstelik Atatürk’ün saraylara
sırtını dönüp Anadolu’ya baktığı heykeli de var orada.
Korkmayın
çaylar benden... Helalinden kazandığım emekli maaşımdan ödeyeceğim çay
paralarını. Hadi, buyurun!
Adil
Hacıömeroğlu
30
Kasım 2014
RTE ; duyarlı anlardaki duyarsız kışkırtmalarıyla dikkat çekerdi ; camide içki , türbanlıya darp ,muhaliflerein etnik , felsefi özelliklerini aşağılama gibi iftira ve sataşmaları bilenen yönleridir. Davutoğlu da RTE eliyle tahta oturtulduğundan , RTE'ye borcunu öder gibi onun izinden gidiyor. İftiraları , karalamaları , kışkırtmaları aynı dozda sürüyor. Devlet Bahçeli'yi kışkırtıp , gittiği Tunceli'de kargaşa çıkarması bu kapsamdadır. Yetmedi ; bir de Hakkari'de aynı kargaşa çıksın diye Bahçeli'nin oraya gitmesini istiyor. Devleti yöneten kişilerin kışkırtıcılığı insanın kanını dondurur . Bu kişiler her yurttaşın yurdun her yerinde serbest ve rahat gezebilmelerini sağlamakla sorumludur. Bu sorumluluğu duymadan bir de çatışma ortamı yaratmaktır Davutoğlu'nun yaptığı. Konunun ayrıntlı anlatımını bize sunan Sn. A. Haciömeroğlu'na teşekkürler !
YanıtlaSilÖZGEN KARA
Neden şöyle bir tartışma yapılmıyor? Şu ilin genci en iyi üniversiteye gidebilir de bu ilin genci, şu sebeplerden ötürü ilkokul dan öteye geçemez? Böyle bir tartışma yapıcıdır ve Türkiye kazanır. Halbuki kışkırtıcıların amacı yapmak değil yıkmak, yıkıldıktan sonra da enkazdan akılsıra bir pay kapmak. Hiç düşünmüyorlar ki Cumhuriyet değil yıkılmak çizik bile alsa oturdukları haram sarayların altında kalırlar.
YanıtlaSil