28
Ekim 2014 günü Karaman’ın Ermenek İlçesinde kömür madenini su bastı ve on sekiz
işçi yerin altında kaldı. Su baskını olduğunda madenciler yemek molasındaydı.
AKP’nin
iktidar olmasıyla iş kazalarında, pardon cinayetlerinde, belirgin bir artış
oldu. Bunun nedeni de özellikle madenlerdeki, özelleştirmelerdir. Özelleşen
madenlerde emek ucuzlayıp kömürün maliyeti düştü, çalışma koşulları ilkelleşti.
Çok para kazanma hırsı, insanlığı unutturdu.
Gerek
madenlerde gerekse diğer iş kollarında akıl almaz ihmaller yüzünden işçi
ölümleri olmakta. AKP hükümetinin her iş kazasından sonra yaşanan felaketi,
yazgıya bağlaması ihmallerin üstünü örtme amacını taşımakta. İhmallerin
oluşturduğu kötü çalışma koşulları, ölümleri artırıp katliama dönüştürmekte. Ne
yazık ki işçi kırımlarının hiçbirinde asıl suçlular cezalandırılmadı. Bu konuda
adil yargılanmalar olmadı.
Ermenek’teki
kömür madenini daha önce iki kez su basmış. Ancak ölüm olayı olmadığından konu
geçiştirilmiş. TEMA Vakfı bir yıl önce bu bölgedeki madenlerde su baskınlarının
olabileceğini söyleyip uyarı görevini yapmış. Ancak TEMA’nın uyarısı kulak ardı
edilmiş. Çalışma Bakanlığı müfettişleri madeni kusurlu bulup para cezası
yazmış. Ama maden kusurlarını gidermek yerine, üretimi artırmanın yolunu
aramış.
Yoksulluğun
pençesinde umarsız kalan köylüleri ucuza çalıştırmak kömür patronlarının
işletme yöntemi olmuş. Ermenekli işçinin servis araçları kaldırılmış. Bir tas
çorba çok görülmüş ona. Yemeğini, evinden taşımak zorunda kalmış madenci. Yemeğini,
gün ışığında yemesi de yasak. Çünkü işveren yemek molasını, iş kaybı saymakta.
İşte, yerin metrelerce altında çıkınlar açılıp azıklar yenmeye başlandığında
felaket üstlerine karabasan gibi çöktü.Tonlarca su, ölüm olup madenin içine
doldu.
Üç
beş aydır maaş alamıyordu Ermenek madencileri. Ne gören oluyordu ne de işiten bu durumu.
Bir
madenci annesi: “Oğlum, yüzme bilmiyordu.” demekte acı dolu bekleyiş sırasında.
Ah, teyzem ah! Bilse ne fark eder ki? Tonlarca suya hangi kulaç karşı
koyabilir?
Başka
bir madenci annesi madenden tahliye edilen suyu avuç avuç alıp kokluyor
umutsuzca. “Belki oğlumun kokusu sinmiştir suya.” diye durumu açıklamakta.
Oğlunun kokusunu, bir avuç suda arayan anneden insanlık adına öğrenilecek ne
çok şey var değil mi?
Ey
para tanrısına tapanlar! Sizin dopada her hangi bir nesneye bırakacağınız bir
insan kokunuz var mı acaba?
AKP
yöneticileri, her iş kazasını dinsel söylemlerle olağanlaştırmak istemekteler.
Ders almak yerine günü kurtarmak peşindeler. Soma’da gerekli dersleri
çıkarmadıklarından Ermenek felaketi oldu. İslami söylemlerle insanları
susturmaya çalışmaktalar sorumlularını unutturmak için.
Müslüman
olmadan önce bir kişinin insan olması gerek, insan... Bir kişi, insan
olamıyorsa, bir dinin mensubu da olamaz. Çünkü dinler, insanlar içindir.
Ermenek’te
toprağın altında kalan on sekiz işçi değil; insanlıktır, insanlık...
Toplumumuzun
yaşadığı bunca felaketten ders çıkarmayanlardır toprağın altında kalan.
Ateş
düştüğü yeri yakmıştır hep. O ateşi bedeninde, ruhunda duyumsamayanlardır
toprağın altında kalanlar...
Yüreğinin,
vicdanın yerine cüzdanını koyanlardır toprağın altında kalanlar.
On
sekiz işçimiz nerede midir? Onlar insanlıklarını koruyarak vahşi kapitalizmin
çarklarında ezildiler. Onların yaşayacağı yürekler hep var olacak.
İvedilikle
toprağın altındaki insanlığı kurtarmak gerek. Acaba bunu kurtarmak için icat
edilen bir alet edavat var mı?
Adil
Hacıömeroğlu
1
Kasım 2014
Olay yerine giden bir çok üst düzey yetkili şöyle diyor,
YanıtlaSil'' Bu maden ocağının sahibi kusura bakmasın,bu olay tamamen kaza diyemeyeceğim, ihmal de var ''... 18 masum işçisinin katili olmuş bir yaratığa hitaptaki şu eziklikden iğrendim.. Ah Türkiyem ah, sen kendini bunlara mı layık görüyorsun...
Umut Bingöl
AKP 'nin kamu kaynaklarını yağmalaması , elden çıkarması ile VAHŞİ KAPİTALİZM sömürüsü artmıştır. Çalışma alanlarındaki savsaklamalar , gerekli önlemlerin alınmayışı da emekçilerde ölüm sayısını artırmıştır. Özellikle de maden ocakları '' ölüm ocaklarına '' dönüştürülmüştür. Uzmanların , denetçilerin uyarısı da göz ardı edilmiştir , Ermenek'te olduğu gibi.Daha çok para kazanma amacı güden işverenler , güvenlik önlemi almadıkları gibi , işçilerin dinlenme ,yemek hakkını da sınırlamışlardır. AKP yetkilileri de '' MADENCİLİĞİN YAZGISI BU ! '' söylemleriyle ; dinsel sömürülerle tepkileri önleme çabasındalar. İşte bu noktada Sn. A. Haciömeroğlu'nun duygulandırıcı , ayaklandırıcı seslenişini ve sorumlulara uyarılarını akıcı bir anlatımla okuyoruz. Teşekkürler ; kalemine , yüreğine sağlık Adil Bey !
YanıtlaSilÖZGEN KARA