Türkiye’nin
karanlık, çıkmaz bir kuyuya doğru hızla savrulduğu bir dönemde Vatan Partisi’ne
neden katıldım?
On
üç yıldır AKP iktidarda... Bu zaman süresince AKP’nin iktidar olduğu 2002’yi de
sayarsak üç genel, üç yerel, bir cumhurbaşkanlığı seçimi yapıldı. İki de halk
oylaması... Ne yazık ki bu seçimlerin tümünü AKP kazandı. Hem de 2007
seçimlerinden önce yapılan ve milyonların katıldığı Cumhuriyet mitinglerine
karşın 2007 seçimlerinde muhalefet yenildi.
2013’te
yetmiş dokuz il merkezi ile birçok ilçede on beş milyon yurttaş Haziran
Direnişine katılmasına rağmen 2014’te yapılan yerel ve cumhurbaşkanlığı
seçimlerini AKP kazandı. Demek ki Türkiye’nin siyaset düzeninde bir yanlışlık
var. AKP’yi iktidardan düşürecek muhalefet sisteminde bir eksiklik, yanlışlık
var ki halkın sokaklarda haykırışıyla sandıkta söylediği arasındaki fark
nereden kaynaklanmakta?
Öncelikle
söylemeliyiz ki sokağın istemleriyle muhalefet partilerinin söylemleri aynı
değil. Sokaklara dökülün kitleler “Atatürk, Cumhuriyet...” dedikçe nedendir
bilinmez muhalefet partileri bu isteklerden uzaklaşmaktalar. Gittikçe de AKP’ye
benzeme yarışına girmekteler. AKP’ye benzedikçe de iktidarı güçlendirmekteler.
Çünkü AKP’nin siyaset ekseninde yer almak, iktidar partisine güç katar.
AKP
iktidarıyla muhalefet arasındaki siyasal yarış; kısır tartışmalar, yinelenen
söylemler ve üretken olmayan düşüncelerle amaçsız bir kör dövüşüne dönüşmüştür.
Bu da muhalefetin güçlenmesinin önünde bir engel... Bu nedenle halkta,
muhalefet partileri iktidar olmak istemiyorlarmış gibi bir algı oluştu
zamanla... Bu da AKP’den kopmayı düşünen yurttaşların muhalefete olan güvenini
azaltmakta. Kendi üyesini, seçmenini bile sandığa götüremeyen bir muhalefetin
AKP’den oy koparması olanaksız. On üç yıldır görünen odur ki CHP ve MHP’nin
muhalefeti, lehte gelişen tüm olaylara karşın AKP’yi yıkmaya yeterli
olmamıştır.
O
zaman ne yapmalı? Öncelikle sokakların dilini anlamalı. Sokaklar ne diyor?
“Atatürk’te birleşelim.” diyor. Başka? “Bölücülüğe ödün vermeyelim.” diye
haykırıyor. AKP’yi gerçekten yıkmak isteyenler bu sesleri işitmeli. Halkın
isteklerini siyasetin temeline yerleştirmeli.
Vatan
Partisi, farklı kesimlerden kişilerin bir araya gelmesiyle oluşmuş.
“Atatürk’te, altıokta birleşelim.” demekte. Tüm muhalefeti bu görüşte
birleşmeye çağırmakta. Ne yazık ki CHP ve MHP yönetimlerinden bu konuda olumlu
bir yanıt verilmedi. O zaman şunu soruyu sormakta yarar var? Atatürk’te,
altıokta birleşmenin kime, ne zararı var? Cumhuriyet mitinglerinin, Haziran
direnişçilerinin haykırdıklarını duymazdan gelmenin amacı nedir?
Doğu
Perinçek, Türkiye’nin yüz yıllık sorunu olan “Ermeni soykırımı yalanlarına” karşı
bir hukuk savaşımı başlattı. Suriye ziyaretiyle Ortadoğu barışı için büyük bir
adım attı. Cumhuriyet güçlerin bir araya gelmesi için yalnızca “Atatürk’te ve
altıokta birleşmeyi ısrarla öne sürdü.
Özellikle
TGB’nin AKP iktidarına karşı savaşımı övgü gerektirir.
Vatan
Partisi’nin hem AKP’ye hem Cemaat’e hem de ABD emperyalizmine karşı savaşımı
halk kitlelerinde güven ve umut yarattı. Bu umudu arttırmak ise bir yurttaşlık
görevidir.
Adil
Hacıömeroğlu
5
Nisan 2015
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder