7 Haziran seçiminin sonucuna göre koalisyon kaçınılmaz. Gerçi dışarıdan destekli kurulacak bir azınlık hükümeti de seçenekler arasındadır; ancak böyle bir hükümetin ömrü uzun olmaz. Dışarıdan destekleyen partinin akla mantığa sığmaz isteklerine boyun eğmek zorunda kalır çoğu zaman.
Bakmayın seçim gecesinden itibaren parti sözcülerinin söyledikleri sözlere... Efendim falan parti kırmızı çizgilerini açıklamış... Filan parti koalisyonlara razı değilmiş... Bunların hepsi "İstemiyorum, yan cebime koy." tavırları.
Siyaset omurgasızlaştı. İyi yalan söylemek, çabucak kıvırmak beceri sayılmakta. Kırmızı çizgileri olduğunu söyleyenler, kalkarlar derler ki: "Ülkemizi hükümetsiz bırakmamak ve kaosa yol açmamak için koalisyona evet dedik." Bu yalana inananlar da "Bakın şu siyasetçilere, memleket için nasıl da özveride bulunmaktalar..." diye düşünüverirler.
Neden koalisyon?
TBMM'de yer alacak dört parti de erken seçim istemez bu aşamada. Çünkü dördü de aldıkları oydan memnun. Seçim risk taşır. Var olan gücünü koruyamamak söz konusu olabilir. Ayrıca milyarlarca lira harcayarak TBMM'ye giren vekiller, ballı emekliliği kazanmak ister.
Koalisyon isteği, daha çok dış desteklidir. ABD ve küresel para babaları hükümet istemekteler ivedilikle. Aylar öncesinden bu hükümetin ortaklarını da söylediler açıkça: AKP-CHP... Vatan Partisi sözcüleri seçim süreci boyunca bu koalisyonun olacağını defalarca söylediler. Ne yazık ki merkez ve yandaş medyanın yalanlarına alışmış birçok kişi bu gerçeğe inanmak istemedi. Yazılarımızda Kemal Derviş'in (emperyalizmin tahsildarının) İstanbul'a gelip yerleştiğini ve amacının da AKP-CHP koalisyonunu kurmak olduğunu yazdık. Ama hep hayal kurmakla suçlandık.
Neden AKP-CHP koalisyonu?
İlk neden bölünme açılımının sürmesi... Kurucu parti karşı çıktığı sürece bölünme anayasası kabul edilemez. YCHP yönetimi, açılım konusunda AKP'den daha çok istekli. Zaten CHP'ye kaset operasyonu bunun için yapılmadı mı? Açılıma HDP de destek verdiğine göre anayasa değişiklikleri TBMM'den kolayca geçebilecek ve halk oylamasına gerek kalmayacak.
AKP-CHP koalisyonunun ikinci ve en önemli nedeni ise Türkiye'nin ekonomisidir. Türkiye, 24 Ocak kararlarıyla üretimden vazgeçerek tüketime yöneldi. Sürekli borçlanarak dışa bağımlılığını daha çok artırdı her geçen yıl. Dünya para merkezlerinin isteğiyle davranılmakta. Şu an uygulanmakta olan finansa dayalı ekonomik sistemin sürmesinden yana küresel emperyalizm. Bu nedenle de sıkıntı istenmiyor.
AKP-CHP koalisyonun alt yapısı hazırlanmaya başladı bile. Önümüzdeki günlerde özellikle CHP tabanını ikna çalışmaları başlayacak medyada. Bu koalisyonun Türkiye'ye büyük yararlar (!) sağlayacağı yönünde tartışmalar olacak. İşin merkezine de "demokrasi, barış, kardeşlik" konacak. Anlaşılacağı üzere zehir, şekere sarılarak yedirilecek kamuoyuna.
Kılıçdaroğlu Cumhuriyet gazetesine: "Siyasi intikam yok, devri sabık yaratmayacağız." diyerek AKP'ye zeytin dalı uzattı. Bu sözler bir uzlaşma arayışına zemin yaratmanın ilk kıvılcımı. Şimdi CHP'li seçmen soracak: "Cumhuriyet yıkıcılığı, Ortadoğu'daki savaş suçları, Türkiye'yi böldürme açılımları, yolsuzluklar, hırsızlıklar ne olacak?" diye... Ne olacak, medyanın beyin yıkama operasyonuyla üzerine bir bardak su içilecek...
Önümüzdeki aylarda ekonomik bunalım derinleşecek. PKK'nın Türkiye'yi bölme atakları yoğunlaşacak. Bu işlerin günahlarını CHP'nin sırtına yıkacak gibi. CHP'ye bir tuzak kurulmakta. Tıpkı 2001'de DSP'ye kurulan tuzak gibi... Tuzağı kuran aynı: ABD ve tahsildarı Derviş... Tuzağa düşenler mi? Ulusalcılar, Kemalistler ve Cumhuriyetçiler...
Seçimde bir kısım seçmenini HDP'ye oy vermeye yönelten YCHP yöneticileri, böyle yaparak bölücü örgütü TBMM'ye soktu. Şimdi sıra AKP'yi aklamakta... Atatürk ve Cumhuriyet'in en büyük düşmanı iki parti YCHP sayesinde Cumhuriyet yıkıcılıkları nedeniyle meşrulaşıp ödüllendiriliyorlar. Hayırlı olsun, diyeceğiz; ama bu işte hayır yok ki!
Adil Hacıömeroğlu
10 Haziran 2015
AKP_CHP koalisyonu ihtimalinden ilk bahsedildiğinde;'kesinlikle olamaz, daha Gezi 'de verilen şehitlerin kanı kurumadan böyle bir ortaklık hiç bir CHP linin aklından geçmez' diye düşünmüştüm. SİLİVRİ de çektirilen ızdıraplar, Ocağı yıkılanlar, Suriye de akan kandan sorumlu hale getirilen bir Türkiye... Olur şey değildi böyle bir ortaklık... Meğer ne safmışım... Dekoru farklı, oyuncuları farklı ama kurgusu aynı imiş AKP ve YCHP nin. Ah para ah sen nelere kadirsin, yeri gelir kardeşi kardeşe düşman edersin, yeri gelir düşmanı düşmana kardeş edersin.
YanıtlaSil