Dostlarımızın
birçoğu, son zamanlarda yazılarımda neden CHP değil de YCHP adını kullandığımı
sormakta. Hatta bazıları, sitem etmekteler… Özellikle sosyal medyadaki
okurlarım, bu adlandırmayı sert bir biçimde eleştirmekteler…
Öncelikle şunu
belirtmeliyim ki YCHP adlandırması bana ait değil, bu tanımlama partinin genel
başkanı dâhil, birçok genel merkez yöneticilerince dile getirilmiştir. Burada
amaç, Atatürk’ün CHP’si ile bağları koparmaktır.
YCHP
yöneticilerinin düşüncelerine, siyaset anlayışlarına katılmıyorum. Ancak durmuş
saat bile günde iki kez doğruyu gösterir, düşüncesinden hareketle yeni CHP
tanımına katılıyorum.
Genel merkez
yöneticilerinin “Biz artık yeni CHP’yiz demeleri, doğru bir tanımlamadır. Çünkü
partinin siyasal ve ideolojik anlamda Atatürk döneminin CHP’si ile yasal birkaç
zorunluluk dışında hiçbir ilişkisi yoktur. Bu nedenle YCHP adlandırmasını
benimsedik ve uzun süredir yazılarımızda bu adı kullanmaktayız.
“Biz
Atatürk’ün CHP’si değiliz.” sözü Kılıçdaroğlu’na aittir. Yine “1930’ların
CHP’si değiliz sözünü de Kılıçdaroğlu söylemiştir. Partinin genel başkanı, “Ben
Dersimli Kemal’im!” diyerek Cumhuriyet’in devrimci ruhuna meydan okumuştur.
Cumhuriyet’in devrimci ruhundan arınmış bir CHP olur mu?
Atatürk’ün
CHP’si devrimciydi. Atatürk “arasız devrimler” diyerek Türkiye’nin gelecekteki
siyasal anlayışına da yol göstermişti. Çağın dayattığı sorunları devrimlerle
aşma amacını koymuştu CHP’nin önüne büyük kurtarıcı. Ülkenin siyasal
tıkanıklığa uğradığı anlarda, toplumsal sorunların çözümsüzleştiği durumlarda
“arasız devrimler” ulusun geleceğini yönlendirecek, kurtuluşun yolunu
açacaktı. Ne yazık ki CHP, 1938’den bu
yana yavaş yavaş bu devrimci özünden uzaklaştırıldı. Hele son dönemde devrimci
CHP, belleklerden silinmeye çalışıldı. Son günlerin moda söyleyişiyle YCHP
yöneticileri, Atatürk’ün CHP’si ile araya mesafe koymaktalar.
Atatürk’ün
CHP’si antiemperyalistti. CHP, emperyalizme karşı bir savaşı örgütlemişti.
Emperyalizmin isteklerine boyun eğen değil, bu isteklere karşı duran bir
siyasal örgüttü. Oysa YCHP, iktidar olma umudunu, emperyalist merkezlerin
onayıyla sağlamaya çalışmakta. Atatürk’ün halkçılık programı yerine,
emperyalizmin sol ayağı olan sosyal demokrasiyi kabul ederek küresel sömürü
sisteminin bir parçası olmayı yeğledi.
CHP’nin
ideolojisi altı oktur. Altıok’un ifade ettiği düşüncelerin çağın gerisinde
kaldığını söylemek ya da savlamak, Türk Devrimi’nin inkârıdır. Daha açık bir
deyişle Türk Devrimi’ni ortadan kaldırmak isteyen güçlere şirin görünme
çabasıdır. Özellikle laiklik ilkesini “katı laikçilik” diyerek bir kenara itmek
Türk Devrimi’nden vazgeçmektir. Böylesi bir aymazlık, ulusun dağılmasına neden
olur. Bu da Türkiye’nin bölünmesi demektir.
Altı oku
göğsünü gere gere savunamayan bir partinin adı ne olursa olsun CHP olamaz.
Atatürk ve
arkadaşları, yani CHP’nin kurucuları hiçbir konuda halka yalan söylemediler,
yurttaşı asılsız vaatlerle aldatmadılar. Yaptıkları her devrimin, her yeniliğin
arkasında durdular. Gericilikle uzlaşmadılar. Tersine gericiliğin vatan
topraklarından kökünü kazımak için amansız bir savaşım yürüttüler. Devrimci bir
bakışla Türkiye’yi, gerici taassuptan kurtarmanın çarelerini aradılar.
Seçimden önce
gerici ve emperyalizmin işbirlikçisi AKP’ye söylenmedik ağır söz bırakmayan
YCHP yöneticilerinin seçimden sonra Cumhuriyet düşmanı bu partiyle koalisyon
kurmak için can atmaları CHP’nin hangi anlayışına uyar? Tabi kafanı sandığın
içine sokup devrimcilikten vazgeçersen sırası geldiğinde de gericiliğin
payandası olursun çaktırmadan.
Başta Atatürk
olmak üzere Cumhuriyet kurucularını savun(a)mayan bir partinin adı CHP olsa
dahi CHP olamaz. CHP, Atatürk’ün partisidir. Bu nedenle bugünkü CHP ile aradaki
farkı belirtmek yurtseverlik ödevidir. Kurtuluş mücadelesine önderlik eden,
devrimleri gerçekleştiren, yurtta ve dünyada barışı savunan CHP’nin Atatürkçü
kalıtına sahip çıkmalı. YCHP’nin geçmişini inkâr eden ve emperyalizme
teslimiyet içeren politikalarından ayrı tutmalı CHP’yi. Hele Cumhuriyet’i
korumaktan başka bir düşüncesi olmayan ve Atatürk’e bağlı CHP’nin özverili
üyelerini, YCHP’den ayırmalı.
“Yeni” sözcüğü
“değişimi, gelişimi” anlatan güzel bir sözcük, önad. Ne yazık ki AKP gericiliği
sözcüklerimizin anlamsal içeriklerini boşaltmakta. “Yeni” sözcüğü de bu dönemde
asıl anlamının karşıtı olabilecek anlamlarda kullanılmakta. “Yeni Türkiye”
denerek egemen olan gericilik, “yeni” sözcüğünün anlamı arkasında
saklandırılmakta. Yine Cumhuriyet gazetesinin başına “yeni” getirilerek
devrimci, Kemalist özünden, tarihsel yükümlülüklerinden arındırılmakta. CHP’nin
başına da “yeni” sözcüğü getirilerek gericilikle uzlaşmasına kılıf bulunmak
istenmekte.
Devrimci olan
yenidir. Emperyalizme, gericiliğe, bölücülüğe karşı durmak yenidir. Etnik
bölünmeleri, mezhepçi siyaseti savunmak eskidir. Demokrasi adı altında halkı
tutsak eden bir düzeni savunmak adına “yeni” desen de eskinin eskisidir. Bu
nedenle yenilik, özünde süreklilik ve bulunan Atatürk Devrimi’ndedir. Tabi,
bunu savunacak yürekli kişiler varsa…
Adil
Hacıömeroğlu
26
Haziran 2015
"Yeni" sözcüğü bizde, İngilizcedeki "post" ekine benzer bir anlamla kullanılıyor YCHP söz konusu olduğunda. Postmodernite, modernite eleştirisi; posthümanizm hümanizmin inkarı, post-truth gerçeğin bir değer olmaktan çıkma halini tarif ederken bizzat CHP'lilerin deklare ettiği YCHP, Atatürk ve Altı Ok çizgisinden kopuşu ifade etmektedir. Bizde kendisini Atatürkçü gören kesim halen CHP'yi Atatürk'ün partisi olarak görmeye devam etsin, bizzat yöneticileri tarafından "yeni" takısı verilmiş CHP, Batı'ya yönelik bir post-CHP ilanıdır. "Beni kullanın" sinyalidir.
YanıtlaSilYeni sözcüğü tanımlanan ne varsa emperyal kapitalizmin bir üflemesi. Sözde yeniliği özde piyonluğu anlatıyor.
YanıtlaSil