YCHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, partisinin koalisyona katılma ilkelerini açıkladı. Tabi, bunu yaparak her hangi bir koalisyonda yer alma konusundaki isteğini de belirtmiş oldu. Kılıçdaroğlu ne pahasına olursa olsun hükümette yer almak istemekte.
Kılıçdaroğlu'nun açıkladığı ilkeler, temel sorunları çözmeye yönelik değil. Daha çok göz boyayarak CHP tabanını avutmak niyetinde. Olası bir AKP koalisyonu için seçmenini ikna etmenin peşinde Kemal Bey.
Kılıçdaroğlu'nun koalisyon için öne sürdüğü ilkelerden biri, anayasa değişikliği... Anayasa değişikliği denince özellikle "özgürlükçü bir anayasa" ya da "12 Eylül anayasasının değiştirilmesi" sözleri kulağa hoş gelmekte ve bu sözler, çok sayıda yandaş da bulmakta. Ancak "12 Eylül anayasasını değiştirip özgürlükçü bir anayasa yapacağız." diyerek anayasanın değiştirilmesi dahi teklif edilemez ilk üç maddesinin tartışmaya açılması, geriye dönüşü olmayan bir yanlışın yapılmasıdır. Kılıçdaroğlu, bu konuda kamuoyuna ve parti tabanına tatmin edici bir açıklama yapmalı.
"Yeni dış politika oluşturulması" maddesi de koalisyon ilkelerinden bir tanesi. "Yeni dış politika oluşturulurken" özellikle Ortadoğu'da var olan parçalanma konusunda ne düşünmekteler? Irak ve Suriye'nin toprak bütünlüğünün korunması konusunda ABD politikalarından ayrı duracaklar mı? Güneyimizde kurulmakta olan İkinci İsrail konusunda ne yapacaklar? ABD'nin Akdeniz'e açmakta olduğu Kürt koridorunu destekliyorlar mı, yoksa iktidar olduklarında bu Amerikan projesini nasıl engelleyecekler? Türkiye'nin endüstrisini, tarım ve hayvancılığını mahveden Gümrük Birliği Antlaşması için ne düşünüyorlar? Bu soruların yanıtları açıkça verilmeli. Eğer bu konuda var olan duruma uygun davranılacaksa dış politikada bir değişiklik olmayacak demektir.
Kemal Bey'in koalisyon ilkeleri arasında özelleştirmelerin olmaması büyük bir eksiklik. Özelleştirmelerle Türkiye, üretimden vazgeçerek tüketime yönelmiştir. Sanayisi tükenmiştir. Tarıma dayalı endüstri kuruluşları talan ettirilince çiftçinin tarlası boş kalmıştır. YCHP, bu konuda ne düşünmektedir? Devlet, ekonomide yeniden yer alacak mı; yoksa halk, bugün olduğu gibi vahşi kapitalizmin insafına mı terk edilecek?
YCHP'nin koalisyon ilkeleri arasında "planlı ekonomi" maddesini göremeyince şaşırdığımı söyleyebilirim. Planlı ekonomi, sanayiyi geliştirmenin ve tarımda üretimi artırmanın olmazsa olmazıdır. Bu da Atatürk'ün CHP'sinin Türkiye'ye bir armağanıdır. 1930'lu yıllarda büyüme rekorlarının kırılması bundandır. Ekonominin dinamizmini oluşturan kalkınma planları, bizim gibi yoksulu ve işsizi bol bir ülkede yaşamsaldır.
Kılıçdaroğlu, özellikle AKP ile koalisyon yaparlarsa kendilerine oy veren seçmenin sert muhalefetiyle karşılaşacağının farkında. Bu nedenle seçmene hoş gelecek yüzeysel konularla gönül almaya çalışmakta. Türkiye'de birçok sorunun temeli olan ekonomi ve dış politikada AKP'dan farklı olan düşünceler, ayrıntılı olarak anlatılmalı kamuoyuna.
Emperyalizme karşı savaşmak için kurulan CHP, ABD ve küresel güçlerin dayattıkları siyasete mi teslim olacak, yoksa tarihsel misyonu gereği bağımsızlıktan yana mı olacak? İşte, bütün sorun bunun yanıtında yatmakta.
Yıkılan Cumhuriyet kurumları konusunda YCHP'nin tavrı ne olacak? Bu kurumların yeniden toplum yaşamına kazandırılması için neler yapılacak? Kılıçdaroğlu'nun koalisyon ilkeleri, Cumhuriyet kurumlarının yıkıntıları üzerinde mi yükselecek? Cumhuriyet olmadan çağdaş bir Türkiye kurmak olanaklı olur mu?
Beklerdik ki Kılıçdaroğlu'nun koalisyon ilkelerinin başında Cumhuriyet'in yeniden kazanılması olsun. Ne yazık ki Cumhuriyet'i koruma düşüncesi, ülküsü YCHP yöneticilerinin gündeminde yok! Cumhuriyet'siz bir YCHP ne işe yarar?
Not: 18 Haziran 2015 tarihli Aydınlık gazetesinde yayımlanmıştır.
Not: 18 Haziran 2015 tarihli Aydınlık gazetesinde yayımlanmıştır.
Adil Hacıömeroğlu
16 Haziran 2015
BENİM DE DUYGU VE DÜŞÜNCELERİMİ AYNEN YANSITAN YAZININ KALEMİNE YÜREĞİNE SAĞLIK.
YanıtlaSil