Şanlıurfa’nın
Ceylanpınar İlçesi’nde görev yapan iki polisimiz şehit edildi. Okan Acar ve
Feyyaz Yumuşak’ı yaşamdan koparan ise PKK. Bölücü örgüt olayın ardından eylemi
üstlenen açıklama yaptı. Polislerimize Tanrı’dan rahmet, acılı ailelerine
başsağlığı diliyorum.
Saldırıyı,
PKK’nın gençlik yapılanması HPG üstlendi. Bölücü örgüt: “DAİŞ (IŞİD)
çeteleriyle işbirliği içinde olan iki polise karşı bir cezalandırma eylemi
gerçekleştirildiğini” açıkladı. Bu sözlerden de anlaşılacağı üzere iki
polisimizin şehit edilmesi, PKK’nın Suruç katliamının intikamını almak içindir.
Şimdi burada
geçtiğimiz günlerde HDP Eş Başkanlarından Figen Yüksekdağ’ın gözlerden kaçan
bir açıklamasına değinmeliyiz. “Biz sırtımızı YPJ’ye, YPG’ye ve PYD’ye
yaslıyoruz. Bunu söylemekte ve savunmakta hiçbir sakınca görmüyoruz. Sırtımızı
kime yasladığımızı söylüyoruz, bundan sonra da yaslamaya devam edeceğiz.”
demekte Yüksekdağ.
YPJ, YPG ve
PYD kim? PKK’nın yan örgütleri, kolları… Bu örgütler nerede faaliyetteler?
Suriye’nin kuzeyinde… Destekçileri ve koruyucuları kimler? ABD ve İsrail… Bu
örgütler, ne işle uğraşırlar? Terör eylemi yaparlar ABD’ye hizmet için… Bu
örgütlerin, tabi ki PKK’nın asıl düşmanı kim? Türkiye…
Sırtını PKK’ya
yasladığını söyleyen HDP’nin eş başkanı öncelikle suç işlemekte. Neden mi?
Terör örgütünü övüp işbirliği yaptığını itiraf ettiği için…
Yüksekdağ,
Ceylanpınar’da şehit edilen iki polisin öldürülmesini destekliyor mu? Bu soruyu
yanıtlamalı öncelikle. Çünkü bu katliamı yapan, “sırtını yasladığı” bölücü
örgüt.
7 Haziran
seçimlerinden önce Türkiye partisi olduklarını söyleyen tüm HDP yöneticileri,
Yüksekdağ’ın açıklamasına katılıp katılmadıklarını açıklamalılar. Kimin yanında
olduklarını açıkça belirtmeliler. Türkiye’nin yanındalar mı, yoksa bölücü
örgütün mü?
HDP/PKK’yı
barış güvercini yapmaya çalışan aydın bozuntuları, iki polisin ve Adıyaman’da
şehit edilen askerimizin öldürülmesi konusunda ne düşünmekteler? İnsanları
katleden bir örgütten barış güvercini olur mu?
Seçimlerde
HDP’ye baraj aşırtmak için olağanüstü çaba gösteren aymazlara da sözümüz var?
Ardahan’da köy minibüsünü tarayan; polisi, askeri şehit eden bölücü örgüte
“sırtını yaslayan” bir partiye destek verdiğiniz için pişman mısınız? PKK’nın
kanlı eylemleri karşısında küçük de olsa bir vicdan azabı duyuyor musunuz?
Yüksekdağ’ın
açıklamasından anlaşılacağı üzere HDP’nin demokratik yollarda siyaset yapma amacı
yok! Bölücü örgüte “sırtını yaslayan” bir partinin siyaseti, silahtır.
Önce Suruç’ta
ABD bombası patlatıldı, sonra Ceylanpınar’da polislerimiz öldürüldü.
ABD-İsrail’in iki piyonu PKK ve IŞİD peş peşe yurttaşlarımızı katletmekte. ABD,
piyonu olan iki terör örgütüyle Türkiye’ye savaş açmıştır. Bizler bu savaşta
nerede duracağız?
Ey bir adım
ötesini göremeyen siyasetçiler, işbirlikçiliği aydın olmak sanan zavallılar,
HDP’ye baraj aşırtmak için sosyal medyada yurtseverlerle kavga eden aldatılmış kimi
yurttaşlar, daha dün kırk bin kişiyi katleden PKK’yı mazlum görmeye çalışan saf
yürekli halkım… Bu gaflet uykusu ne kadar sürecek? Vatan elden gidiyor farkında
mısınız?
Şehitler bizim
şehitlerimizdir. Onlara saygı duymak yurttaşlık ve insanlık görevimizdir.
Suruç’ta PKK tarafından ölümün kucağına atılan gençler de bizimdir. Hem
vatanımızı hem de insanımızı savunmanın zamanıdır.
Adil
Hacıömeroğlu
22
Temmuz 2015
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder