YCHP’de
bir genel başkan, bir genel sekreter, on dörtte genel başkan yardımcısı var
halihazırda. Bu on altı kişi, partinin merkez yönetim kurulunu oluşturmakta...
Kısacası, partinin beyni bu kişiler... Partinin geleceğini, politikalarını bu
kurul belirlemekte...
YCHP’nin
MYK’sında...
Atatürk’e
“kefere” diyen var mı? Var... Hem de kadın kontenjanından girdi parti
meclisine.
HDP,
baraj aşsın diye iyi niyet(!) gösteren açıklamalar yapanlar var mı? Hem de
çok...
“HDP’ye
oy verdim.” diyenler var mıydı? Olmaz mı?
7 Haziran’da, HDP’ye oy oy verdiğini söyleyen
yönetici oldu mu? Hem de birden çok... Oy verdiğini söylemeyenler de vardır.
Neoliberal
düzenin savunucuları bulunmakta mı? Hem de başköşedeler...
Tarikatları,
sivil toplum örgütü olarak görenler var? Onlar da var ne yazık ki...
Cemaat’e
demokrasi(!) adına kol kanat gerenler oldu mu? Olmaz mı hiç...
TR
705 kodlu CİA’nın yan kuruluşunu haber elamanı (Biz buna ajan demekteyiz.) var
mı? Hem de vazgeçilmez kişisi partinin...
Tek
parti dönemini (Ki bu dönem, Atatürk dönemidir.) eleştirenler var mı? Bu konuda
genel başkandan başlayarak neredeyse tüm yöneticiler arasında bir yarış
yapılmakta...
Sosyal
demokrat (Sosyal demokrasi, emperyalizmin sol ayağıdır.) olanlar var mı? Tüm
yöneticiler...
Avrupa
yerel yönetimler özerklik şartı kabul edeceğini söyleyen var mı? Başta
Kılıçdaroğlu... Hem de Kurultayda, tüm delegelerin huzurunda bu isteğini dile
getirdi Dersimli Kemal. Peki, karşı çıkan yönetici oldu mu? Nerde...
Anayasanın
ilk dört maddesi dâhil, anayasa değişikliğini AKP ile yapmak isteyen kim?
Partinin genel sekreteri...
Çalıştığı
gazetenin genel yayın yönetmeniyken AKP ve patronunun isteğiyle AKP muhalifi,
Cumhuriyet savunucusu yazarları kovan gazeteci var mı? Olmaz mı? Hem de
değişmez kişi...
Güneydoğu’da
hendekleri kimin kazdığını bilmeyen Antarktika’da yaşayan biri var mı? Var tabi
ki... Hem de genel başkan koltuğunda... Üstelik hendek kazan, asker ve
polisimizi şehit edenlere “Arkadaşlar!” diye seslenmekte...
İşin
özetine gelirsek...
YCHP
yönetiminde her şey var bir tek “Ben Kemalistim” diyen yok. Ne garip değil mi?
Adil Hacıömeroğlu
7 Haziran 2015
1980 sonrasında siyasetin ideolojik temelden alınıp söylem düzeyine indirilmesi, düşünen sorgulayan seçmeni de slogan peşinde koşan düzeysizliğe indirgedi. İşte biz buna "Bonzai etkisi" diyoruz. Bonzai, keyif verici madde olan 9-Tetrahidrokannabiniol'ün sentetik versiyonudur. Bonzai etkisiyle fikirler de maddi gerçeklerden, ülke gerçeklerinden kopmuş, siyaset keyif verici yapay sloganlara indirgenmiştir. Yıllarca sırtını, güya cumhuriyetin koruyucusu olacak, aslında içi cemaatçi kaynayan bir orduya teslim edip keyfini bozmayan, cehaletini sentetik sloganların iluzyonuyla besleyen bir kitleyle karşı karşıyayız. Tehlikenin farkında mısınız?
YanıtlaSilYıl 2015'ten geldik 2023'e... Değişen bir şey yok diyeceğim ama aslında çok şey değişmiş. Her şeyden önce parti radikalleşmiş. Söylemleri artık apolitik sayılabilecek halk kesimlerinde bile tepki uyandıran medya yüzleri, ülkenin varlık temellerine sürekli saldıran parti yöneticileri ile büyük bir marjinalleşme sürecinin devam ettiğini görüyoruz CHP'de. Bu haliyle CHP'nin seçim kazanmak değil, sokakları ve toplumu terörize etmek gibi bir amacının olduğundan şüphe ediyorum.
YanıtlaSil