ASKERİ OKULLARI KAPATMAK, ABD VE FETÖ’YE HİZMETTİR

                  
RTE, darbe kalkışması nedeniyle tüm askeri okulların kapatıldığını açıkladı. RTE ve AKP yöneticilerine göre darbenin nedeni askeri okullar... Bu karar neye benziyor biliyor musunuz? Trafik kazası oluyor diye tüm araçların trafiğe çıkmasını yasaklamaya benziyor. Evet, yollarda hiçbir araç olmazsa trafik kazası da olmaz.
FETÖ, nerelere sızmadı ki?
Başta AKP’ye sızdı Cemaat. Olaylara, RTE mantığıyla bakarsak AKP’nin kapatılması gerekmiyor mu öncelikle?
AKP’nin on dört yıldır yönettiği Türkiye’de FETÖ’nün sızmadığı bir devlet kurumu kaldı mı? Şimdi AKP zihniyeti kalkıp bütün bu devlet kurumlarını kapatırsa şaşmamak gerek.
RTE ve AKP, FETÖ’nün devlet kurumlarını ele geçirmesinin nedenleri üzerinde düşünmüyor. Siyaset kurumunun iktidar ve muhalefetiyle yıllardır FETÖ’ye verdiği desteği görmezden gelmekteler. Siyasetçilerin elbirliğiyle yarattığı bir canavar FETÖ.
On dört yıllık AKP iktidarı döneminde TSK’dan irticacı bir subayın bile atılmasına karşı çıkanlar AKP’liler değil miydi? Ergenekon, Balyoz gibi kumpaslara savcılık yaparak FETÖ’nün değirmenine su taşıyan RTE değil miydi? Bu kumpaslar sonunda TSK’daki Atatürkçü subaylar tasfiye edildi. Onların yerine FETÖ’cüler getirildi. Darbe girişiminde bulunan tüm general ve amirallerin bu rütbeleri işgal etmelerinde RTE’nin imzası var. Demek ki sorun okullarda değil, darbecilerin TSK içinde önlerini açanlarda.
Askeri okulların kapatılması, askerlik mesleğini ayağa düşürür. Tıpkı Osmanlı’da olduğu gibi askerlik bilgisi olmayan alaylı subayların yolunu açar. Bu da orduyu, bilimsel ve teknolojik gelişmelerden uzaklaştırır. Bilim ve teknolojiyi zamanla yarışarak izleyemeyip benimsemeyen bir ordunun savaş yeteneğini geliştirmesi olanaksızdır. Ayrıca bazı mesleklerde yatılılık çok önemlidir. Türkiye, öğretmen okullarının yok edilmesinin bedelini çok ağır ödedi eğitim alanında. Bu da toplumsal, siyasal, kültürel, sanatsal, ekonomik gelişmemizi olumsuz yönde etkiledi. Eğitim sistemimizin çökertilmesinde öğretmen okullarının kapatılması ve eğitimde yatılılık sisteminin yok edilmesi yatmakta. Yatılılık sistemi yok edilince yoksul, zeki çocuklar tarikatların insafına terk edildi. FETÖ’nün toplumsal bir ur durumuna gelmesi bu sayede oldu.
Özellikle çok küçük yaşta başlayan yatılı eğitim mesleksel ve toplumsal idealizmin oluşması açısından çok önemlidir. Çok küçük yaştan itibaren belleklere kazınan meslek kuralları ve meslek idealizmi, kişinin devletine, milletine yararlı adam olma düşüncesi toplumsal yarar açısından çok önemlidir.
Askeri liseye girişle başlayan mesleğe uyum sağlama, askerlik görevinin kutsallığı, meslek etiği, toplumsal sorumluluk duygusu ergenlikle başlayan bir eğitim sürecinin millete feda olma yolunda çok önemli, olumlu bir adım olduğunu söyleyebiliriz.
Okulların tarihsel özelliği, sürekliliği kişiye yüksek amaçlar, toplumsal sorumluluklar yükler. Bu durum, büyük bir aidiyetin sonucudur. Aidiyet, karşılıksız hizmet etmenin ön koşuludur. Aidiyeti, tarihsel kökleri yok ederek aslında toplumun geleceğine darbe yapılmakta. Meslek mensuplarını, köksüz devşirmelere dönüştürmektedir bu anlayış. Bu durum, eğitimin birçok alanında yapılagelmekte. Bunun rastlantı olduğu söylenemez. Konuyla ilgili gerek ABD gerekse ABD ülkelerinden dayatmalar yapılmakta çoğu zaman. Emperyalizme uşaklığını marifet sanan kimi politikacılar, ülkesinin çıkarlarını korumak yerine emperyalist tahakküme boyun eğmekteler. Böylece ülkemizin zayıflamasının önünü açmaktalar.
RTE, kuvvet komutanlıklarının MSB’ye bağlandığını açıkladı, büyük bir güvenlik sorununu halletmiş gibi konuyu kamuoyuna sundu. Hem askeri okulları hem de TSK’yı siyasetin boyunduruğu altına sokmak Türkiye’nin güvenliğini mahvetmektir. Siyasete bulaşmış bir ordu, darbeci olur. Disiplin, emir ve komuta sistemi yok olunca ordu içinde siyasal, kişisel hizipleşmeler olur. Bu da TSK’yı zayıflatır.
Kendini komutan sanan siviller, savaşı kolay bir şey sanırlar.  Bu nedenle sağa sola dayılanmaya başlarlar. Caydırıcı güç olmakla mahalle kabadayısı edasıyla efelenmeyi birbirine karıştırırlar. Askerlik ciddi iştir. Uzun, özverili, bilimsel kurallara dayalı bir iştir askerlik mesleği. Bunu hafife almak, Türkiye’yi tehlikeye atmaktır. Türkiye, maceracı siyasetçinin oyuncağı olmamalı.
Üstelik TSK’nın bakanlığa bağlanması, kuvvet komutanlıkları arasında eşgüdümün yok edilmesi, genelkurmayın sıradan bir devlet dairesi durumuna getirilmesi ABD ve AB’nin isteğidir. Yıllardır TSK’yı yok etmek için uğraşan ABD ve AB’nin istediği şeyi yapmak, kime hizmettir? Muhalefet partilerinin bu duruma sessizliğinin nedenini de sorgulamalıyız. Vatanın büyük tehlikeler yaşadığı bir dönemde uyumlu olmak adına üç maymunu oynamak kimlerin işine gelir?
Darbeci FETÖ’nün isteği doğrultusunda TSK’yı güçsüzleştirmek, darbecilerle aynı şeyi yapmak değil midir?
TSK’daki düzenlemelerin ABD Genelkurmay Başkanının Türkiye ziyaretiyle çakışması ilgi çekicidir. Bu ziyaret sırasında kimlerle nelerin konuşulduğu merak konusudur. RTE, TSK’yı etkisizleştirme, orduyu güçsüzleştirme kararıyla düşmana göz kırpmıştır. Yoksa yeniden BOP eşbaşkanlığı koltuğuna oturmak mı istemekte?
Türk Milletinin Amerikancı darbeye karşı birleştiği bir ortamda, TSK’yı etkisizleştirerek emperyalizmin dediğini yapmak affedilmez bir hatadır. Bu yapılan da ABD’ci darbenin sürdürülmesidir.
Güçlü bir TSK olmadan içinde bulunduğumuz coğrafyada yaşayamayız. Ordu yoksa millet ve devlet de yoktur. Millet ve devleti yok etmek kimin haddine?
                                                           Adil Hacıömeroğlu

                                                           2 Ağustos 2016

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder