12
Eylül 1980 Amerikancı darbesinden sonra Ilımlı İslamcıların yükselişi başladı.
Türkiye’nin milli çizgisinde siyaset yapanlar silindir gibi ezilince meydan ABD’nin
“Yeşil Kuşak” fedailerine kaldı. Darbecilerin desteğiyle hızlı bir palazlanma
içine girdiler. Tarikat, cemaat ve türlü renkteki dinsel gruplar Cumhuriyet’in
kurucu ideolojisine meydan okuma konusunda yarıştılar adeta. O günlerin en
güçlü ve en etkin gruplarından biri Milli Görüşçülerdi. Hani Erbakan’ın
liderliğini yaptığı Erdoğan, Gül, Arınç gibi Türkiye’nin geleceğinde önemli rol
oynayacak olan birçok kişiyi içinde barındıran Milli Görüş...
Milli
Görüşçülerin halk içindeki propaganda etkinlikleri belirgin bir biçimde fark
edilmekteydi. Özellikle Cumhuriyet’e karşıt söylemleri ilgi çekiciydi. Atatürk
ve diğer Cumhuriyet kurucularıyla bir hesaplaşmanın içinde oldukları, anayasaya
aykırı davranmamaktaki özenlerine karşın her hallerinden belliydi. O dönemin
etkili siyasal ismi Özal da Milli Görüş geleneğinden geldiğinden eski yol
arkadaşlarının devlet kurumlarına yerleşmesinin önünü açmaktaydı.
Milli
Görüşçüler; kendilerine ait özel araçların, dolmuşların, otobüslerin,
kamyonların, dükkânların camlarına “Hâkimiyet Allah’ındır.” yazısını asmaktaydılar. Bu sözle Atatürk’ün TBMM’nin duvarında da yazılı
bulunan “Egemenlik (hâkimiyet) kayıtsız, şartsız milletindir.” özdeyişine bir
karşı çıkılıyordu. Kısacası, “Egemenlik millete değil, Allah’a ait olur.” demek
istiyorlardı. Bu sözle milletin egemenliğine karşı çıkmaktaydılar.
“Egemenlik
kayıtsız, şartsız milletindir.” sözüyle egemenliğin sömürgecilere, halifeye,
padişaha, feodallere, ayrıcalıklı bir zümreye, tarikat şeyhlerine, kişilere
değil tüm millete ait olduğu anlatılmakta. Bu sözle millet, yurttaş adam yerine
konmakta. Ülke yönetiminin asıl belirleyicisi olduğu vurgulanmakta. Bu söz,
Türkiye’nin tam bağımsızlığını anlatır. Tam bağımsızlık, milletin egemenliğiyle
gerçekleşir. Millet egemenliği yoksa bağımsızlık, Cumhuriyet, demokrasi, ulus
devlet de yoktur. Bu nedenle Atatürk’ün bu özdeyişi Cumhuriyet’in, Türkiye’nin
yaşaması için altın değerindedir.
15
Temmuz darbe kalkışmasıyla AKP iktidarı neredeyse her yeri “Egemenlik
Milletindir.” sözüyle donatmış durumda. Türkiye, FETÖ darbe kalkışmasıyla ABD
emperyalizmin saldırısına uğradı. Bu saldırı PKK ile sürmekte. ABD’nin
saldırısı, Türk devletini ortadan kaldırmak içindir. Millet egemenliğini yok
ederek Türkiye’yi parçalamak, Sevr’i yıllar sonra da olsa uygulamak, Türk’ü vatanından
sürmek amacıyla emperyalist saldırı söz konusudur. Bu saldırı karşısında AKP’nin
Atatürk’e, Cumhuriyet’e sığınması güzel. Hâkimiyet (egemenlik) Allah’ındır.” söyleminden,
“Egemenlik milletindir.” anlayışına gelmeleri olumludur. Kırk yıla varmadan bir
grubun siyasal anlayışının bu denli karşıt bir yönde değişmesi Türkiye’nin
yararınadır ve gerçekçidir.
Milli
Görüşçülerin “Hâkimiyet Allah’ındır.” sözünden “Egemenlik milletindir.” anlayışına
evrilmeleri, millete rağmen ve ülke gerçeklerini hiçe sayarak siyaset
yapılmayacağının göstergesidir. Ulusun ve yaşamın dayattığı zorunluluklar,
gerçekler egemenliği gökten yere indirdi. Hayalcilik, yerini gerçeğe bıraktı. Ulusal
zorunluluklar, çoğu zaman siyasetçiye yol gösterir. Bugün de olan budur.
Adil
Hacıömeroğlu
12
Ağustos 1016
Milli goruş siyasal İslam cizgisidir.hakimiyet Allahındır görüşünden egemenlik milletin noktasına evrilmediler.evrilemezler.bunlar demokrasiyi araç olarak görürler.islerine geldimi hakimiyeti Allaha işlerine geldimi millete bağlarlar.İstanbul seçimlerinin uydurma sebeblerle iptali gibi.bunlar millici falan değildir.millici olacak adam M.Kemal e saygı duyar.ilke ve devrimlerine sarılır.bu yobaz güruh M.Kemal den nefret eder.hala bunları sizin nezdinizde Vatan partililer tanıyamadı maalesef
YanıtlaSil