DON, GÖMLEK SİYASETÇİLER

                                           
Özal, cumhurbaşkanı olarak askeri birliği, ayağında terlikle ve şortla selamladı. Türkiye’nin o güne dek görmediği bir şeydi bu. Bunu yapmasının nedeni de askeri küçümsemekti. Askerin saygınlığını hafife almaktı kendince. Oysa Türk Ordusu, halkın gözünde en güvenilir kurum oldu yıllarca, hem de tüm olumsuzluklara karşın.
Turgut Özal, MSP kökenliydi. Halkı, Allah’la aldatan bir siyasal gelenekte yetişmişti. Cumhuriyet kurumlarından da pek hoşlanmazdı. Bunun iki nedeni vardı. Birincisi, yetiştiği siyasal gelenek Cumhuriyet’le hep kavgalıydı.
İkincisi ise yeni liberalizmin ateşli bir savunucusu ve emperyalizmin sözcüsü olarak ulusal ekonomiye, ulus devlete, haliyle Cumhuriyet kurumlarına karşıydı. Bunun gereği olarak da Özal, devlet işletmelerini özelleştirme adı altında peşkeş çekmenin mimarı, öncüsüydü. Bu nedenledir ki Cumhuriyet’in tüm değerlerine savaş açtı. Mafya ekonomisinden yana oldu. Parayı, en büyük değer kıldı. İnsanlığımızın içimizden söküp alınması Özal’la başladı. Özal’ın Cumhuriyet’in önemli bir kurumu olan TSK’yı şortla teftiş ederek halkın karşısına çıkması, onun dünya görüşüne uygun bir davranış.
AKP ile kravat bir yana itildi. Başta AKP’li bakanlar olmak üzere birçok devlet görevlisi resmi görevleri sırasında kravatsız çıktılar halkın önüne. Amaç, Atatürk’ün kılık kıyafet devrimini ortadan kaldırmaktı. Bu konuda hızla yol alındı. Kravatsızlık kervanına muhalefetin büyük bir bölümü de hızla katıldı. Kravatsız siyasetçi türbanı resmileştirdi.
Giyimde kuşamda özensizlik toplumu bir ur gibi sardı. Ev kıyafetleriyle çarşıya pazara gitmek yaygınlaştı. Don gömlek (Bu sözle iç çamaşırı anlatılmak istenmekte.) balkonlarda oturmak, bahçede dolaşmak yaygınlaştı. Meskûn mahaldeki tıklım tıklım dolu plajlarda, iç çamaşırlarla denize girmek sıradan olaylar durumuna geldi. Oysa giyim bir kişinin hem kendisine hem de karşısındakine saygısını gösterir. Bu altın kural göz ardı edildi.
Kılıçdaroğlu’nun,  adalet yürüyüşünde atletle yemek yerken verdiği poz yayımlandı basında. Görünce birçok Cumhuriyet yurttaşı gibi ben de yadırgadım bu pozu. Çünkü siyasetçi sözleriyle, diliyle, giyimiyle topluma örnek olmalı. Hele bir CHP genel başkanı bu konuda çok daha dikkatli olmalı. Kılıçdaroğlu’nun rol modeli Özal değil; Atatürk, İnönü, Ecevit olmalı.
Erdoğan, Kılıçdaroğlu’nun atletli pozunu eleştirdi. Hem de Atatürk üzerinden… “Sen Atatürk’ü atletle yemek yerken resim çektirdiğine Bu kullanım yanlış. Resim çektirilmez, çizilir/yapılır. Fotoğraf çektirilir.) şahit oldun mu?” diyerek eleştiriyor bu durumu RTE. Bu eleştiri doğrudur. Ama burada gözden kaçırılmaması gereken bir durum var. Ölçü, örnek Atatürk’tür. Bu, olumludur. Erdoğan ve AKP’nin sıkıştıkları yerde Atatürk’e sığınmaları anlamlıdır. Tıpkı 15 Temmuz’da olduğu gibi…
Atatürk, her konuda örnek bir liderdir. Nerde, nasıl giyinileceğini çok iyi bilirdi. Binlerce fotoğrafı yayımlandı. Uyumsuz, yersiz bir kıyafetini kimse göremez. Her şeyde olduğu gibi giyimde de öncüydü. Topluma giyimiyle şıklık dersi verip yol gösteriyordu.
Giyimde ya da başka alanlarda Atatürk’le günümüz siyasetçilerinin karşılaştırılması yanlıştır. Çünkü Atatürk örnektir, kıyas kabul etmez.
Kılıçdaroğlu’nun atletli pozunun Erdoğan’ca eleştirilmesinden sonra birçok CHP yandaşı, bu durumu RTE üzerinden doğrulamaya çalışmakta. Erdoğan’ın Hikmetyar’ın dizinin dibindeki beyaz çoraplı fotoğraflarıyla ihram içindeki görüntüleri paylaşılıp eleştirilmekte. RTE’nin yaptığı yanlış, Kılıçdaroğlu’nun yanlışını doğrulamaz. Aynı yanlışı onun da yapmasını gerektirmez. Yanlış, yanlıştır kim yaparsa yapsın…
Kılıçdaroğlu’nu savunmak için birçok yandaşının Atatürk’ün Florya Köşkü önündeki mayolu fotoğraflarını “atletli Atatürk” diye paylaşan saftiriklere ne demeli? Ataürk’ün o döneme özgü giydiği mayonun arkadan bağlandığı kısmı bile fark  edemeyen gözlerdeki sabit düşünceyi anlamak olanaklı mı? Kılıçdaroğlu yandaşlarının Atatürk’ün “a”sını bilmedikleri bu paylaşımlardan anlaşılmakta. Atatürk’ü okuyup anlayın ki sahte liderlerin foyası dökülsün.
“Benim liderim her şeyi doğru yapar, senin liderin her şeyi yanlış.” düşüncesi son derece mantıksız bir düşünüş. “Durmuş bir saatin bile günde iki kere doğruyu gösterdiğini” unutmamak gerek.
Günlük yaşamımızda eleştiri konusunda ters bir tavır var. Bir kişiyi bir konuda eleştirdiğinizde hemen o kişi, size karşı eleştiride bulunmakta kendini savunmak için. “Ama siz de falan zamanda, filan şeyi yapmıştınız. Ya da “Siz de eskiden böyle düşünmüyordunuz.” diyerek savunmaya geçer karşımızdaki. Bunun nedeni toplumun eleştiri, özeleştiri kültürünün gelişmemesi. Yanlışı savunmadaki ısrar, akıl alır gibi değil. Eğriyi, doğrultmazsak yaşam nasıl ilerler, kişi nasıl gelişir?
Siyasetçi, yurttaşa saygısı nedeniyle toplumun önüne palas pandıras çıkamaz. İç çamaşırıyla poz vermek topluma örnek olması gereken kişilere yakışmaz. Kılıçdaroğlu’nun bu fotoğrafı da yakışık almamıştır. Kılıçdaroğlu, oturduğu koltuğu dolduramıyor. O koltuğun tarihsel öneminin, değerinin farkında değil. Türbanın devlet dairelerine girmesine yol açan Kemal Bey, atletle poz vererek Özal’ın Cumhuriyet’e karşı don gömlekle çıkma davranışına katkı yapmıştır.
Kişinin doğru bir siyasal rotası olmayınca şaşkın ördeğe döner. Ne yapacağını şaşırır. Tanrı kimseyi şaşırtmasın!
                                                                       Adil Hacıömeroğlu

                                                                       23 Ağustos 2017

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder