AYRILMAK, BARZANİ’NİN HAKKI MIDIR?


25 Eylül 2017 günü Barzani, Irak’ın kuzeyinin merkezi yönetimden ayrılması için halkoylaması yapacak. Bundan da anlaşılacağı üzere Irak’ın kuzeyinde yeni bir devlet kurulmaya çalışılmakta. Bu devletin adı, İkinci İsrail…
Barzani’nin yapacağı halkoylamasını açıkça destekleyen ülkeler İsrail ve ABD… Desteğin kimlerden geldiğine bakarak kurulmaya çalışılan devletin hangi çıkarlara hizmet edeceği de ortada.
Peki, Irak’ın kuzeyinde kurulmaya çalışılan emperyalizmin uydusu devletçik, hangi ülkelerin çıkarlarına uygun değil? Başta Türkiye, Irak, İran ve Suriye… Sonra bölgedeki tüm ülkeler… Rusya, Lübnan, Mısır, Filistin… Uluslararası alanda büyük sorun böyle bir devletçiğin kurulması… Bu nedenle Türkiye, iktidar ve muhalefetiyle bu oluşumu yaratacak halkoylamasına karşı çıkması gerek. Kendi toprak bütünlüğünü tehlikeye düşürecek bir halk oylamasını görmezden gelmek hatta destek vermek ihanettir.
Türkiye, kuruluşundan bu yana Irak ve Suriye’nin toprak bütünlüğünü savundu. Bu ülkelerdeki parçalanmaların kendisini de etkileyeceğini düşündü. Şimdi kalkıyor Barzani, ABD ve İsrail’in desteğinde üstelik Irak anayasasına aykırı olarak bir halkoylaması düzenleyerek ayrılmak istiyor. Türkiye’yi seven, ülkesinin toprak bütünlüğünden yana olan siyasetçilerin bu oldubittiye susması anlaşılamaz.
Barzanistan’daki halkoylamasına destek bulmak, kamuoyu oluşturmak için Türkiye’de bir komite kuruldu. Bu komite, YCHP genel başkanı Kılıçdaroğlu’nu ziyaret etti. Barzanistan’da yapılacak halkoylaması için destek istedi. Görüşmeden sonra komite üyelerinin yaptığı açıklama ilginçtir. Kılıçdaroğlu’nun kendilerine söylediklerini açıkladılar kamuoyuna. Bugüne dek bu sözlere, Kemal Bey’den herhangi bir yalanlama gelmedi.
“Bütün milletlerin olduğu gibi Güney’in de referanduma gitme hakkıdır. Ama bu karar alınmadan önce içerdeki ve dışardaki tarafların katılımıyla bir konferansa düzenlenmesini isterdik.”  demiş Kılıçdaroğlu komite üyelerine. Bu sözler, yenilir yutulur türden değil.
Kılıçdaroğlu, öncelikle yukarıdaki sözleriyle Kürtlerin ayrı bir millet olduğunu vurgulamakta. Bu ne demektir? Türk Milletinin bütünlüğünü yok saymaktır. “Güney’in de referanduma gitme hakkı vardır.” sözüyle hem kuzeyi hem de güneyi olan bir coğrafi tanım yapılmakta.  Ayrıca “Güney’in de …” sözünde ki “de” bağlacı, “kuzeyin olduğu gibi” anlamı verir. Bu “kuzey” neresidir ey Kılıçdaroğlu? Biz söyleyelim... Türkiye’nin Doğu ve Güneydoğu bölgeleri… Ne demek istediniz bu sözünüzle? Türkiye’de yaşayan Kürt kökenli yurttaşlarımızın da ayrılmak için halkoylamasına gitmesini mi istiyorsunuz Kemal Bey?
“…içerdeki ve dışardaki tarafların katılımıyla bir konferans düzenlenmesini” istiyorsunuz. “İçerdeki ve dışardaki taraflar” kimler? İkinci İsrail’in kurulması için uluslararası bir konferans mı istemektesiniz? Bu söyledikleriniz bölücü örgütün dili. Türkiye’nin kurucusu olan bir partinin genel başkanına bölücü örgütün dili yakışmaz. Bölücü örgütün isteklerini dile getirmekse hiç uygun olmaz.
Ey Atatürk’ün izinde yürüyen CHP’li kardeşim, Atatürk’ün koltuğunu işgal eden Kılıçdaroğlu’na daha ne kadar tahammül edeceksin? Bölücülerin diliyle konuşan biri, Atatürk’ün koltuğuna yakışıyor mu?
                                                                       Adil Hacıömeroğlu
                                                                       7 Eylül 2017





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder