Çocukluğumuzda
kamuya açık alanlarda yemek yeme alışkanlığı yoktu. Ülkemiz nüfusunun çoğu
kırsal kesimde yaşamaktaydı. Böyle bir durumda köylerde lokantalar olmayacağına
göre herkes, evinde yerdi üç öğün yemeğini. Akraba ve komşulara yemeğe gitmek,
en önemli sosyal etkinlikti.
Lokantalar
il, ilçe ve bucaklarda bulunurdu. Halkımızın çoğu geçinmekten acizdi. Bu
nedenle lokantada karın doyurmak, zor işti çoğu kişi için. İl ya da ilçeye işi
için gidenler, zorunlu durumlar dışında açlığa dayanıp evine döndüğünde karnını
doyururdu. Çoluk çocuğunun nafakasını, lokantaya verecek bir cömertlik
düşünülemezdi bile çoğu kişi için.
Ben
beni bildim bileli yolculuk yaparım. Bu yolculuklarımız zorunluluktandı. Babam
Trabzon-Oflu, annem de Denizli-Çallı olunca nerdeyse her yıl yaz
dinlencelerinde yaşadığımız Doğu Karadeniz’den Ege’ye yolculuk yapardık ailece.
Kimi zaman yarıyıl dinlencesinde de giderdik Çal-İsabey’e. Ülkemizi doğudan
batıya gezerdik bu sayede. Farklı kültürleri tanırdık. Baba memleketinden ana
memleketine gitmek her zaman heyecan verici olurdu.
Kentlerarası
yolculuklarımızda çoğu kişi gibi yiyeceklerimizi hazırlardık. Koku yaymayan
yiyecek hazırlanması esastı. Çocuk bu, ne zaman acıkacağı, ne zaman susayacağı,
ne zaman ayakyoluna gideceği belli olmaz. Bu nedenle uzun yolculukta mola
yerlerine varmadan acıkan çocuk, yoktan anlamaz. Bu nedenle acıkan
kardeşlerimden birine hemen çıkınımızdan bir lokma bir şey verilir açlığı
yatıştırılırdı. Bu yolculuklarda acıkmayan tek kişi, bendim sanırım.
Çocukluğumda yemek yememek için bin takla atardım. Ama yetişkinlikten sonra
durum, tersine döndü.
Mola
yerlerinde hazırladığımız yiyecekleri yerdik. Benim iştahsızlığım karşısında
kaygılanan babam, beni lokantaya götürüp yemek ısmarladı. Ama durum değişmezdi.
Çoğu zaman bir tabak yemeği bile bitiremezdim. Anımsadığım kadarıyla ilk kez
lokantaya gittiğimizde babamın bana söylediği söz şu idi: “Önüne, tabağına bak!
Kimsenin yediğiyle, içtiğiyle ilgilenme. Başkalarının tabağına bakmak hem ayıp
hem de görgüsüzlük.” Bu uyarı öyle kafama işledi ki bu yaşıma geldim, hala
kimsenin ne yediğine bakmam. Yediklerinden, içtiklerinden söz edenlerin
söyleşilerine pek katılmam. Böyle bir söyleşi, beni sıkar.
Bugün
ne yapıyor kişiler? Yediklerinin fotoğraflarını çekip paylaşıyorlar. Özellikle
dinlence dönüşlerinde “Geziniz nasıl geçti, gittiğiniz yerden memnun kaldınız
mı?” sorusuna, genellikle “Yemekler çok güzeldi.” yanıtını vermekte çoğu kişi. Günler
süren bir dinlenceden insan usunda yalnızca yenen yemekler kalmakta. Yenen
yemekler ballandıra ballandıra anlatılmakta. Neredeyse herkes, herkesin ne
yiyip içtiğini merak etmekte görgü kurallarını bir yana bırakarak.
İnsanların
yiyip içtiklerini paylaşmalarının nedeni, bilinçaltlarına yerleşen ve bir türlü
silemedikleri hangi açlık duygusudur?
Kapitalizmin
tüketimi pompalayan, özendiren anlayışı güzelim geleneklerimizi yok etmekte.
Başkasının tabağına bakmayı görgüsüzlük sayan bir anlayıştan, yediği yemeğin
fotoğrafını paylaşan ve gezip gördüğü yerlerde yemekten başka bir şey
anımsamayan bir toplum durumuna geldik. Nasıl mı? Açgözlü kapitalizm sayesinde
karnımız doysa da gözümüz doymuyor.
Adil
Hacıömeroğlu
22
Temmuz 2020
Aile’ de çocukluktan itibaren bize öğretilen , öğrenmemiz gereken toplum içerisinde uymamız gereken nezaket kuralları vardır. Görgü kuralları önce kendimize sonra karşımızdakilere saygı göstermektir.İlkokulda beslenme saatinde herkesin yediğinin aynı olması , farklıysa paylaşmamız gerektiğini öğrenmiştik . Toplu yemeklerde , eve gelen misafirde yemek yiyen kişiye bakılmaz ayıptır, mahçup edilmez . Bir yere gezmeye gidene de yediğin içtiğin senin olsun gezdiğin yerleri anlat denirdi hala bizler öyle diyoruz. Görgü kurallarına günümüz de uyulmadığını yozlaşan kültürümüze üzülerek görüyoruz . Anne, babamızdan gördüklerimiz görgüdür , yaşulularımız ‘ın bilgisi görgüsü tartışılmaz..Fotoğrafı paylaşmak , yanlış geliyor , herkesin yediği kendine alan var , maddi imkanı olmayan var göz hakkı , görgü kurallarına uymayan davranış ve kurallar insanı üzüyor. . Hocam yüreğinize sağlık, geçmişimizi yaşatıyorsunuz .👏🙏🏻🧿🍀🌺👩Fulya Kırımoğlu
YanıtlaSil