27 Ekim 1923’te, Fethi Bey başkanlığındaki
hükümet görevinden ayrılır. Ne yazık ki yeni hükümet bir türlü kurulamaz. Çünkü
yürürlükteki yasalar bu işi güçleştirir. Bakanların kimler olacağı konusunda farklı
sesler çıkar. Seçilen bazı kişiler, bakanlık görevini kabul etmiyordu. 28 Ekim
1923 günü geç saatlere kadar çalıştı Atatürk hükümeti kurmak için. Bir türlü
hükümet kurulamadı yine de. Bir hükümet bunalımı söz konusuydu. Bu sorunun
çözülmesi gerekirdi.
“Fırka İdare Heyeti dahi kabule
değer ve kati bir aday listesi tertip edememektedir. İdare Heyeti üyelerine,
icap edenlerle daha ziyade fikir alışverişinde bulunarak kati bir liste tespit
etmelerini tavsiye ettikten sonra yanlarından ayrıldım. Gece olmuştu. Çankaya’ya
gitmek üzere Meclis binasını terk ederken, koridorlarda beni beklemekte olan
Kemalettin Sami ve Halit Paşalara tesadüf ettim. Ali Fuat Paşa Ankara’dan
hareket ederken bunların Ankara’ya vardıklarını o günkü gazetede ‘bir uğurlama
ve bir karşılama’ başlığı altında okumuştum. Henüz kendileriyle görüşmemiştim.
Benimle görüşmek için geç vakte kadar orada beklediklerini anlayınca, akşam
yemeğine gelmelerini Müdafaai Milliye Vekili Kazım Paşa vasıtasıyla tebliğ
ettim. İsmet Paşa ile Kazım Paşa’ya [Özalp-AH] ve Fethi Bey’e de Çankaya’ya
benimle beraber gelmelerini söyledim. Çankaya’ya gittiğim zaman, orada beni
görmek üzere gelmiş Rize Mebusu Fuat, Afyon Karahisar Mebusu Ruşen Eşref
Beylere tesadüf ettim. Onları da yemeğe alıkoydum.
Yemek esnasında, ‘Yarın cumhuriyeti
ilan edeceğiz!’ dedim. Hazır bulunan arkadaşlar, derhal fikrime iştirak
ettiler. Yemeği terk ettik. O dakikadan itibaren, hareket şekli hakkında kısa
bir program tespit ettim ve arkadaşları vazifelendirdim.
Tespit ettiğim program ve verdiğim
talimatın tatbikatını göreceksiniz!
Efendiler, görüyorsunuz ki, cumhuriyet
ilanına karar vermek için Ankara’da bulunan bütün arkadaşlarımı davete ve
onlarla müzakere ve münakaşaya asla lüzum ve ihtiyaç görmedim. Çünkü, onların
zaten ve tabiaten benimle bu hususta hemfikir olduklarına şüphe etmiyordum. Halbuki
o esnada Ankara’da bulunmayan bazı zevat, salahiyetleri olmadığı halde,
kendilerine haber verilmeden ve fikir rızaları alınmadan cumhuriyetin ilan
edilmiş olmasını gücenme ve ayrılma vesilesi saydılar. (Gazi Mustafa Kemal,
Nutuk, Kaynak Yayınları, Üçüncü Basım: Kasım 2016, s. 605-606)”
Yukarıda görüldüğü gibi cumhuriyetin
ilanı ülkemizin sağlıklı, doğru, çağa uygun yönetilmesi için zorunluluktu.
Çünkü hükümetin kurulmaması devleti tıkıyordu. Devlet çarklarının işlemesi
gerekirdi. Ayrıca çağa, ulusun ruhuna, halkın isteğine uygun bir yönetim biçiminin
olmasından daha doğal ne vardı?
Cepheden cepheye koşmuş, yurt
topraklarından düşmanı kovmak için canını, malını esirgememiş bir halkın kendi
kendini yönetmesi onun hakkıydı. Atatürk, işte ulusun bu hakkını ona veriyordu cumhuriyeti
ilan ederek.
“O gece birlikte bulunduğumuz
arkadaşlar erkenden beni terk ettiler. Yalnız İsmet Paşa Çankaya’da misafir
idi. Onunla yalnız kaldıktan sonra, bir kanun tasarısı müsveddesi hazırladık.
Bu müsveddede 20 Kanunusani [Ocak] 1921 tarihli Teşkilatı Esasiye Kanunu’nun devlet
şeklini tespit eden maddelerini şu suretle değiştirmiştim: Birinci maddenin
nihayetine ‘Türkiye Devleti’nin hükümet şekli cumhuriyettir’ cümlesini ilave ettim.
Üçüncü maddeyi şu yolda değiştirdim: ‘Türkiye Devleti, Büyük Millet Meclisi
tarafından idare olunur. Meclis, hükümetin bölündüğü idare şubelerini İcra
Vekilleri vasıtasıyla idare eder.’
Bundan başka Teşkilatı Esasiye Kanunu’nun
esas maddelerinin sekizinci ve dokuzuncu maddeleri de değiştirilip açıklığa
kavuşturularak şu maddeler yazıldı:
‘Madde: Türkiye reisicumhuru,
Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu tarafından ve kendi üyeleri arasından
bir seçim devresi için seçilir. Riyaset vazifesi, yeni reisicumhurun seçilmesine
kadar devam eder. Tekrar seçilmek caizdir.’
‘Madde: Türkiye reisicumhuru,
devletin reisidir. Bu sıfatla lüzum gördükçe Meclis’e ve Heyeti Vekile’ye [Bakanlar
Kurulu’na] riyaset eder.’
‘Başvekil, reisicumhur tarafından ve
Meclis üyeleri arasından seçilir. Diğer vekiller [bakanlar-AH] başvekil
tarafından yine Meclis üyeleri arasından seçildikten sonra, hepsi reisicumhur
tarafından Meclis’in tasvibine arz olunur. Meclis toplantı halinde değilse,
tasvip keyfiyeti Meclis’in toplanmasına bırakılır.’
Bu maddelere, encümen ve Meclis’te,
din ve lisana ait malumunuz olan bir madde de ilave edilmiştir. (Aynı yapıt, s.
606-607)” Anayasada yapılan değişiklik önergesi 29 Ekim 1923’te TBMM’ye sunuldu,
oylandıktan sonra cumhuriyet 101 pare top atışıyla yurdun dört bir yanına
duyuruldu. Sonsuza dek yaşayacak Cumhuriyetimizin 101. yılı, tüm ulusumuza
kutlu olsun.
Adil Hacıömeroğlu
29 Ekim 2024
Cumhuriyet;Türk ulusunun küllerinden yeniden doğuşunun, emperyalist dünyaya karşı verdiği savaşın, kendini esaret altına alanlara ve bunu sürdürmeye çalışanlara karşı yaptığı devrimin,bizibuyruk altında olmaktan ulus, kuldan yurttaş konumuna yükselten bir mucizenin adıdır.👏🇹🇷🙏🏻29 Ekim önemli bir tarih anlamı büyük özellikle seçilmiştir.Cumhuriyetimizi sonsuza kadar yaşatmak ve gelecek nesillerin yaşatması , yaşatılması dileğiyle .🇹🇷🇹🇷🙏🏻Değerli Adil Öğretmenim yüreğinize sağolunuz.👏♥️🌺Saygılarımla🙏🏻Fulya Kırımoğlu
YanıtlaSil