Tam adıyla Yahya İbrahim Hasan
Sinvar… Sinvar, 1948 savaşından sonra İsrail’in işgal ettiği Aşkelon’dan
Gazze’ye sürülen bir ailenin çocuğu olarak 29 Ekim 1962’de, Han Yunus’taki
mülteci kampında doğdu, orada büyüdü. Yaşama gözlerini açtığında yurtsuzluğun
acısıyla karşılaştı. Eğitimini Gazze İslam Üniversitesinde tamamladı. Arapça alanındaki
çalışmalarıyla lisansını bitirdi.
1989’da iki İsrail askerinin ve
işgalcilerin işbirlikçisi olarak görülen dört Filistinlinin kaçırılmalarını
sağlamak, onları öldürmek suçlamasıyla İsrail tarafından dört kez yaşam boyu
hapis cezasına çarptırıldı. Tam tamına yirmi iki yıl İsrail tutsakevinde kaldı.
Türlü baskılara ve işkencelere dayanıp ayakta kaldı. Tüm olumsuzluklara karşın umudunu
yitirmedi. Burada İbraniceyi öğendi. İsraillilerin davranışları, gelenekleriyle
ilgili bilgi edindi. Tutsaklığı sırasında oradaki Filistinlilerle dostluklar
oluşturdu.
2011’de Hamas’ın tutsak ettiği bir
İsrail askeri karşılığında, 1026 kişiyle özgürlüğüne kavuştu. Gazze’ye
geldikten sonra burada Hamas’ın yöneticisi oldu. Tıpkı kendisi gibi mülteci kampında
doğup büyüyen İsmail Haniye’nin (İsmail Haniye’nin büyük dedesinin Yozgat’tan
Filistin’e giden bir Osmanlı askeri olduğunu belirtelim.) İsrail tarafından 31
Temmuz 2024 günü, İran’da öldürülmesiyle onun yerine Hamas’ın liderliğine
getirildi.
Yahya Sinvar: “Yaşlı develer gibi,
kalp krizinden ya da trafik kazasından ölmekten korkuyorum. Allah yolunda,
dinim, vatanım ve mukaddesatım için ölmekten korkmuyorum.” sözlerine uygun
olarak can verdi. O, emperyalist saldırganlara karşı halkıyla omuz omuza verip
çarpışarak çok istediği şehadete ulaştı.
ABD-İsrail sözcüleri ile basını,
Sinvar’ın Gazze’deki tünellerde saklandığını savladılar. Oysa Sinvar, İsrail
askerlerinin karşısına çıktı elindeki silahı ve el bombalarıyla. Filistinli
gazeteci Muhammed Ebu Takiya: “Sinvar, aldığı ağır yaralarna rağmen son
nefesine kadar işgalcilerle çatıştı. (18. 10.2024, Aydnlık.com.tr)” Kaçıp
saklanan bir önder değil, bizzat düşmanla göğüs göğse çatışmaya giren bir
kahramandı.
Sinvar’ın yanında dört savaşçı daha
vardı. Takiya: “Sinvar, dört savaşçıdan ayrılıyor. Arkadaşları çatışmaya
girince onları kurtarmak için bir başka binadan İsrail güçlerine el bombaları
atıyor, ateş açıyor. SİHA da Sinvar’ı yaralı olarak buluyor ve vuruyor. (Aynı
gazete)” Sinvar, arkadaşlarını korumak için öne atılıyor ve kendi canını hiçe
sayıyor. Zaten kahramanlık da bu değil mi?
Sinvar’ın yüzünü örtmesi ise Siyonist
saldırganlarca tanınmamak istemesinden. Çünkü onu tanısaydılar canlı yakalayıp
tutsak almak isteyeceklerdi. O, tutsaklık yerine şehit olmayı seçti.
ABD ve İsrail, onu her yerde arıyordu
tüm teknik olanaklarıyla. Düşman, onu bulamadı. Ancak o, düşmanı bulup çatıştı,
topraklarını savundu. Düşmandan korkup kaçmadı.
Sinvar’ın öldürülmesinden sonra
Filistin direnişi daha da yükselecek. Onu örnek alacak binlerce genç çıkacak.
Ölümden korkanlar, ülkelerini savunabilir mi?
Atatürk, 25 Nisan 1919 günü Arıburnu’nda
karaya çıkan düşmana ilk karşı koyan komutan. Aynı gün buyruğundaki 19.
Tümen’e: “Size ben saldırı emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum. Biz ölünceye kadar
geçecek zamanda yerimizi başka kuvvet alabilir. (Falih Rıfkı Atay, Çankaya,
BATEŞ Yayınları, İstanbul, 1984, s. 88)” İşte, Mustafa Kemal’i büyük komutan ve
Atatürk yapan bu sözleri. Ölümü göze aldığı için büyük utkulara imza attı.
Atatürk’ün bu sözü, ezilen ulusların bağımsızlığı ve özgürlüğü için savaşan
birçok yurtsevere örnek oldu.
Ulusun kurtuluşu için ölümü göze
alamayan önderler, büyük utkular kazanamaz, uluslarını bağımsızlığa
ulaştıramaz. Savaşları teknoloji değil, ölüme meydan okuyanlar kazanır. Tıpkı
Kurtuluş Savaşı’mızda kağnının kamyonu yendiği gibi.
Yahya Sinvar’ın adı, insanlığın
emperyalizme karşı savaşında ölümsüz kahramanları arasına çoktan yazıldı.
Siyonist saldırganların, canilerin Sinvarların, Filistin’de öldürülen
çocukların kanında boğulmaları çok yakın.
Adil
Hacıömeroğlu
18
Ekim 2024
Yahya İbrahim Hasan Sinvar koca yürekliymiş vatan uğruna savaşmış , eğilmemiş korkusuzca herkese örnek olmalı . Yattığı yerler incinmesin .Yüreğinize , elinize sağlık🙏🏻🙏🏻😌😢🌺💐Fulya Kırımoğlu
YanıtlaSil"Ne yazık ki dünya işgalci savaş makinesinin genç insanlarımızı öldürmesini sadece izledi" demişti şehit edilmeden önce.
YanıtlaSilTıpkı şimdi olduğu gibi ne yazık ki.
Sayısız masumlara kıydılar. Yaşlı, çocuk, genç demeden. Gözlerini kırpmadan insanlık dışı katliam yapıldı ve yapılıyor. Bizler de izliyoruz.
Dünya ülkelerinin vatandaşlarının tepkisi de ses getirmiyor maalesef. Dahası bir işe yaramıyor.
😢😢