MHP
Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 1 Ekim 2024 günü TBMM’nin açılışında DEM’lilerle tokalaştı.
Daha önce PKK/DEM’le ilgili sert söylemlerine tanıklık edip buna alışan
kamuoyu, bu tokalaşmaya şaşırdı. Başta Bahçeli olmak üzere MHP yöneticileri,
türlü gerekçeler göstererek bu aykırı tavrı halka, özellikle de kendi
tabanlarına açıklamaya çalıştılar.
Tokalaşmanın
etkisi geçmeden 15 Ekim günü yapılan grup toplantısında Devlet Bey, Abdullah
Öcalan’ın Kenya’dan alınıp ülkemize getirilirken Türkiye’nin hizmetinde olduğu
yolunda verdiği sözü tutmasını istedi. Bahçeli’yi dinleyenler “Acaba?” dediler
kendi kendilerine. Bahçeli’nin giderek tavır değiştirdiğini fark etti birçok
kişi. MHP yandaşı birçok kişinin kafasında onlarca soru uçuşmaya başladı. Parti
tabanında yüksek sesle olmasa da tartışmalar yapıldı. Bu tavır değişikliği
sorgulanmaya başlandı.
Bahçeli,
22 Ekim 2024 Salı günü kuşlukta grup toplantısında kürsüdeydi. Çoğu kez
yaptığım gibi gözüm kitabımda kulağım televizyonda... Öcalan söz konusu olunca
kitabımı bırakıp onun konuşmasına odaklandım.
Devlet
Bey: “Birinci hüküm cümlem şudur:
TBMM’de
her meselenin ele alınıp milli ve müşterek akılla çözümü mümkün ve hatta
mecburidir.
Eğer
terörsüz bir siyaset, terörsüz bir ülke, terörsüz bir gelecek hususunda herkes
ittifak halindeyse o halde değil elimizi taşın altına koymaya, gövdemizi
koymayı varız ve buradayız.
Geçen
haftaki grup konuşmamda demiştim ki;
“Türkiye’ye
getirilirken, ‘her tülü hizmete hazırım’ diyen teröristbaşı, buyursun terörün
bittiğini, örgütünün tasfiye edileceğini tek taraflı ilan etsin.” Bu çağrımın
içyüzünü henüz anlamayan, anlasa bile işine gelmediğinden saptırmaya çalışanlar
çok sayıdadır.
Türk
ve Türkiye Yüzyılında terörü sıfırlamak, milli birlik ve beraberliği
çelikleştirmek amacına matuf ikinci hüküm cümlem şöyledir:
Teröristbaşı
için içinde olmazsa bir şey çıkmaz diyenlere de sesleniyorum. Şayet
teröristbaşının tecridi kaldırılırsa, gelsin TBMM DEM Parti grup toplantısında
konuşsun. Terörün tamamen bittiğini ve örgütün lağvedildiğini haykırsın. Bu dirayet ve kararlılığı gösterirse, ‘Umut
Hakkı’nın kullanımıyla ilgili yasal düzenlemenin yapılması ve bundan
yararlanmasının önü de ardına kadar açılsın. Ne Kandil ne de Edirne; adres
İmralı’dan DEM’e uzansın, bu ağır ve tarihi terör sorunu ülke gündeminden
tamamen çıkarılsın. Hodri meydan buna varız; vatan, millet, devlet, bayrak,
ortak gelecek ve tam bağımsızlık için bunu dahi sineye çekmeye sonuna kadar
hazırız. (mhp.org.tr)” Bu sözler, halkımız içinde çalkantı yarattı, MHP tabanı
afalladı. Öcalan’ın TBMM’de, DEM grup toplantısında olsa dahi konuşmasını
halkımızın ezici çoğunluğu içine sindiremez.
Peki,
Öcalan: “Örgütü feshettim, silahları bırakın.” derse PKK’lılara, bu çağrıya
uyar mu bölücü örgüt üyeleri? Devlet Bahçeli başta olmak üzere Türk
siyasetçileri, böyle bir inançları varsa vay oldu ülkemizin haline…
PKK,
yalnızca göbeğinden değil; kolu, bacağı, beyniyle ve her şeyiyle ABD’ye bağımlı.
ABD istemediğinde solunum bile yapamaz bu örgüt üyeleri. Öncelikle söyleyeyim
ki Öcalan’ın sözünü, Kandil zere kadar dikkate almaz. Demirtaş ise Kandil’den
izin almadan ayakyoluna bile gidemez.
Kandildekilere
gelince… ABD-İsrail’in kucağında oyuncaklar… ABD, ne derse onu yapar bu örgüt.
Yüz bini aşkın kişiyi eğitip PKK ordusu kuruyor ABD. Bu terör ordusuna tank ve helikopter
kullanma eğitimi vermekte Washington yönetimi. Bahçeli’nin bundan haberi yok
mu? Yüz bini aşkın TIR silah ve mühimmat taşıdı PKK’ya ABD. Amerika, PKK teröristleriyle
İsrail’i Davut Koridoru ile birleştirmeye çalışmakta. Ayrıca PKK, Suriye’nin
doğusundaki petrol kuyularını işletmekte ABD desteğiyle. Bölücü örgütün petrol
geliri onu güçlendirmekte her geçen gün. Bunlardan da mı haberiniz yok Devlet Bey?
Sayın
Bahçeli ve onun gibi düşünen birçok siyasetçi, iç cephenin nasıl sağlamlaştırılması
gerektiğini Atatürk’ten öğrenmeli. İç isyanlara nasıl yaklaştığına bakmalılar.
Bazı aklı evveller, demokrasi budalaları ikide bir istiklal mahkemelerini
eleştirirler. Oysa o mahkemelerin ulusal birliğimizi ne denli katkı sağladığı
bilinmeli. Bölücülerle, emperyalist devletlerin ajanlarıyla, vatansızlarla
müzakere edilmez, mücadele edilir tıpkı Atatürk’ün yaptığı gibi.
Atatürk,
iç cepheyi güçlendirmek için dost ve düşman ülke seçimini doğru ve usçu yaptı.
İngiliz emperyalizmini baş düşman olarak gördü. Komşularımızla sağlam
dostluklar kurdu. Ey Bahçeli, 1945’ten beri başımıza ne bela geldiyse hepsi ABD’den
geldi. Ne yazık siz ve desteklediğiniz AKP hükümeti, hâlâ ABD’den medet
ummaktasınız. Düşmana, düşman demek çok mu zor? Ne yaman çelişki değil mi hâlâ
ABD’yi dost sanmak?
Bugüne
dek bir tek terör saldırısını kınamamış bir PKK partisi var TBMM’de. Önce Gazi
Meclis’ten bu PKK militanlarını temizleme cesareti gösterelim ulusça. Varlığımıza
kastetmiş bir terör örgütünü demokrasimizin içinde bile görmek, insanın
tüylerini diken diken etmekte.
Atatürk,
Tük milletini Cumhuriyet paydasında birleştirdi. Öcalan’dan medet ummak yerine,
Cumhuriyet’imizin kuruluş ayarlarına dönmeyi yeğleyin. ABD-İsrail’e karşı ittifaklar
kurmalıyız. Bu ittifaklarımızda, başta bölge ülkeleri olmalı. Ayrıca ABD’nin
küresel egemenliğine karşı mücadele eden Çin ve Rusya ile ivedilikle her alanda
ilişkileri geliştirmeli. ABD ile kol
kola yürüyerek terör önlenmez Devlet Bey. Sizin Öcalan düşünüz, rüya yorumcularını
bile şaşırtır. Gece yatağında mışıl mışıl uyuyan bir insan bile böylesi bir düş
göremez. Sizinkine yine de “Gündüz niyetine” diyelim, ancak hayırlısı olsun
denek ise çok zor; çünkü bu düş, kimseye hayır getirmez.
Adil
Hacıömeroğlu
23
Ekim 2024
Misaki sınırlar icerısınde yasayan tum halkımızın ve devletimiz ortak adı Türkiyedir! Ve dedelerimiz kürdüyle türkiyle böyle bilmiş böyle kabul etmiştir. Türkiye Cumhuriyeti ilelebet yaşayacaktır bunu herkes bilsin!
YanıtlaSilKürtlerin şu anda sorunu, gerçek manada asla yoktur. Ama bi kere bu iş sulandığı için, kürtlerde de bayağı bir kesim, malesef istismara çok müsaitler. İnsanoğlunun gözü doymaz ki.
YanıtlaSilBir devletin tek dili olur/ iki vb olursa o devlet bölünür.
İPİ atan Bahçeli bugün bunamış mı. Ayıptır yazıktır. Devletin istikbali tehlikededir akıllı olmalı. Devletin beka sorunu var bu tehlike, apoyu rahatlaştırarak TAÇLANDIRILMAMALI.
I