İRAN, HEP MÜSLÜMANLARLA MI SAVAŞTI?


Türkiye’de üç kesimde İran düşmanlığı iflah olmaz bir durumda. Ne zaman İran-Türkiye arasında bir dostluk, dayanışma, bağdaşıklık, koşulların zorunlu kıldığı bir işbirliği söz konusu olsa bu kesimler ayağa kalkar. Neymiş efendim, “İran, tarih boyunca Hıristiyan ülkelerle hiç savaşmadı, hep Müslümanlarla savaştı.” sözünü yineleyip dururlar. Birazcık tarih ve coğrafya bilgisi, bu bilgisizlik dolu saçma sapan Amerikan yapımı bu sözü söyletmez insana.

Ülkemizdeki İran düşmanlığı yapan birinci kesim, İslamcılar… Ne yazık ki İslamcılığın ortaya çıkışında, ilk örgütlenmelerinde İngiliz parmağı var. Daha sonra ABD’nin ideolojik bataklığında beslendiler Yeşil Kuşak masallarıyla. Bu nedenle kör bir mezhepçilik var kafalarında. Bu mezhepçi bakış açısı, onların İslam dünyasının başına gelen felaketlerin nedenlerini açıkça görmelerini engellemekte. Mezhepçilik virüsünü, yayan da ABD. İslam dünyasını mezhepçilik, etnik köken farklılıkları temelinde bölüyor emperyalizm. Ne yazık ki ülkemizdeki İslamcılar, emperyalizmin kurduğu mezhep tuzağına düşüyorlar.

İran düşmanlığı yapan ikinci kesim ise Soğuk Savaş döneminde Türk milliyetçiliğinden NATO Türkçülüğüne evrilen bir kısım ülkücüler. ABD’nin bu NATO Türkçülere öğrettiği en önemli slogan, “Türk’ün Türk’ten başka dostu yok!” tümcesi. Dostu olmayan, düşmanlarla çevrili bir Türkiye tasarısı. Oysa insan da devletler de dostsuz yaşayamaz. Bu kesim de ne yazık ki Türk tarihinden oldukça habersiz.

İran düşmanlığının saplantılı savunucularından olan bir kesim de sözde Atatürkçüler. Bu kesim, Atatürk’ün “mazlum milletlerin” yanında yer almasını, onların bağımsızlıkları için nasıl savaşım verdiğinin farkında değiller. Ne yazık ki Atatürk’ü bilmeyen bir kesim bu kişiler. Emperyalizme karşı ilk Kurtuluş Savaşı’nı veren Atatürk’ü, batı emperyalizminin savunucusu ya da yandaşı gibi göstermek de bu kişilerin başarısı(!). Bu kişilerin İran düşmanlığı, bu ülkedeki rejim nedeniyle. Atatürk, komşularımızla ilişkileri geliştirirken bu ülkelerin yönetim biçimleriyle ilgilendi mi? Atatürk, İranlılar ya da Araplarla ilgili bir tek olumsuz sözü var mı?

Şimdi gelelim, İran’ın hep Müslüman ülkelerle savaştığı masalına… Önce İran’ın Müslüman komşularla çevrili olduğunu belirtelim. Yalnızca Hıristiyan olan komşusu, kuzeyindeki Ermenistan. Bir devlet daha çok komşularıyla savaşır. İran, II. Dünya Savaşı sürerken İngiltere ve SSCB tarafından 1941’de işgal edildi. İran’ın gücü, bu işgale engel olamadı. Demek ki İran, 20. Yüzyılın ortasında Müslüman olmayan devletlerle de savaşmış. Ayrıca yıllardır ABD ve İsrail’le her alanda savaştığını görmezden gelmek niye?

İran, Müslüman olmadan önce Roma ile bitmez tükenmez savaşlar yaptı. Bu savaşlarda yendi, yenildi. Roma öncesinde Antik Yunanistan’la savaşları oldu.

Birçok Türk devleti İran coğrafyasında kurulup gelişti. Bu devletleri sahiplenmemek niye?

Tarih boyunca kurulan Türk devletlerinin çoğunun başka Türk devletlerince yıkıldığını anımsatmalıyım. Dünya üzerinde yaşayan Türkler de Müslümanlar da hiçbir zaman tek bir bayrak altında toplanmamışlar tarih boyunca. Çoğu zaman birbirleriyle savaşmışlar. Osmanlı Döneminde yapılan Ankara, Otlukbeli, Çaldıran, Mercidabık ve Ridaniye savaşları Türk devletleri arasında yapılmadı mı?

İran düşmanlığı, mezhep ayrımcılığı, emperyalizmin bölgemiz ülkelerine kurduğu bir tuzak, bölüp parçalayarak yönetmek için. Bu tuzağa düşerek emperyalizme hizmet edilir ancak. Bölünme, İsrail ve ABD’yi güçlendirir. Bu nedenle İran düşmanlığı, mezhep ayrımcılığı yapanlar; İsrail ve ABD’nin gönüllü askeri olmaktalar bilerek ya da bilmeyerek. Bu düşmanlıkları Türkiye’ye de çok zarar vermekte. Hele Filistin davasını kolsuz kanatsız bırakmaktalar ABD-İsrail tuzağına düşerek. Kısaca söyleyebiliriz ki; İran’a düşmanlık, Türkiye’ye düşmanlıktır. Ülkemize de komşularımıza da bu düşmanlığı yapmaya kimsenin hakkı yok!

                                                                  Adil Hacıömeroğlu

                                                                  1 Ekim 2024

 

3 yorum:

  1. Değerli Adil Öğretmenim başka söze gerek yok , siz çok güzel yazmıışsınız , us ‘ unuza , elinize , emeğinize sağlık 👏🙏🏻🍀📚🇹🇷Fulya Kırımoğlu

    YanıtlaSil
  2. Bu düşmanlığın kurnaz örnekleri arasında çoktandır CNN Türk ekranlarında zehir saçan kripto mezhepçiler var (kimbilir belki de saklı fetö posaları ). İplikleri iyice pazara çıkmış olanlar yani... İsmet Özçelik'in bugünkü yazısı da aynı sonrunsala değiniyor. (https://www.aydinlik.com.tr/koseyazisi/amerikancilar-kendini-ele-verdi-490899)

    YanıtlaSil
  3. Fikir anlamında düşülecek en büyük hata, tarihte konumlanma hatasıdır. Tarihteki konumları bugün de olduğu gibi devam ettirmek bir düşüncesizlik örneğidir. Sözde Atatürkçülerin hiçbiri 1919'da o gemiye binemezdi. Ama şimdi tişörtler bastırıp bardaklarına işleyip güya en fazla sahip çıkanlar onlar. Hiçbir tarikatçı, yobaz ilk Müslümanlar kavurucu sıcakta elleri ayakları büyük kayalarla ezilip aç bırakıldıklarında Hz. Muhammed 'in yanında olmazdı. Ama kendi uydurdukları her şeye hadis, sünnet diyerek uydurulmuş dini indrilmiş dine tercih edenler de onlar.

    YanıtlaSil