İsrail,
insanlık değerlerini ve savaş kurallarını hiçe sayarak her gün Filistin (Hem
Batı Şeria hem de Gazze), Lübnan, Yemen ve Suriye’ye saldırmakta. Arada bir de İran’a
füzeler fırlatıp suikastlar düzenlemekte bu ülkede. İsrail’in bu saldırılarında
her gün onlarca insan ölmekte. Siyonist yönetim, insan kanı içen bir vampir
gibi doymak bilmiyor.
İsrail,
dünyada din kurallarının her alanda geçerli olduğu tek devlet. Bu nedenle hangi
kökenden, renkten, inançtan olursa olsun Yahudiler dışındaki hiç kimseyi insan
yerine koymadıkları için onları öldürmeyi kendilerine hak bilmekteler. İsrail,
çoluk çocuk demeden aralıksız insan öldürürken dünyanın büyük bir kısmı suskun...
Böylesi büyük suskunluk, büyük bir insanlık suçu… Suskunluğun yanı sıra milyonlarca
kişinin yüreklerinin taşlaşmasına, insanların kıyım kıyım kıyılmasına karşı
duyarsızlığına ne demeli?
İsrail
devleti, kuruluşu olan 1948’den beri sürekli savaşıyor. Komşu ülkelere
saldırıyor. Bu yolla sınırlarını genişletmekte. 7 Ekim 2023’te başlattığı
savaşın amacı; Gazze, Batı Şeria ve Lübnan’ın bir bölümünü topraklarına katmak.
Gazze ve Lübnan’ın bir bölümünü alarak Doğu Akdeniz’deki petrol, doğalgaz kaynaklarının
önemli bir bölünü el geçirecek. Bu da ona bir varsıllık kazandıracak.
Lübnan’ın
önemli su kaynağı olan Litani Nehrinin havzasına göz dikti Tel Aviv yönetimi. Çünkü
Batı Asya’da su, petrol kadar değerli bir yaşamsal varlık. Daha önce Suriye’ye
ait Golan tepelerini ele geçirerek önemli bir su kaynağını denetimine almıştı. Bu
kısa süreli amacını gerçekleştirdikten sonra Lübnan’ın tamamı ile Suriye ve
Ürdün’ü haritadan silmektir asıl hedefi. Bu amacını gerçekleştirdikten sonra Batı
Asya’nın diğer ülkeleri var sırada.
İsrail
demek, ABD demek… Amerikasız bir İsrail düşünmek gerçekçi olmaz. İsrail’in amacı
gibi görünen ülküler, aslında ABD’nin hedefleri. Çünkü ABD, Batı Asya’da güçlü ulus
devletler istemiyor. Bu nedenle asıl amaçları; Türkiye, İran ve Mısır başta
olmak üzere bölgedeki ulus devletleri parçalayıp yok etmek. Ülkemizi parçalamanın
asıl adımı da II. İsrail’in (Büyük Kürdistan’ın) kurulması. Bu nedenle PKK/PYD bölücü
örgütünün yok edilmesi, Ankara’nın birincil görevi. Bu konuda vakit
geçirmeksizin Suriye ile ilişkiler düzeltilmeli, İran ve Irak’la da dostluk,
işbirliği güçlendirilmeli. AKP Hükümeti, “denge politikası” adı altında
uyguladığı daha çok ABD-İsrail yanlısı dengesizlik siyasetinden vazgeçmeli. Ülkemizin
karşı karşıya olduğu tehlikeyi önlemek için toplumun tüm kesimleri birleşmeli.
ABD-İsrail’in
durmak bilmez yıkıcılığına karşı televizyonlara yorumcu olarak çıkan birçok
kişiyi şaşkınlıkla izlemekteyiz. Neden mi? ABD’de yaklaşan başkanlık seçimlerinden
sonra İsrail’in uyguladığı terör ve saldırganlığın biteceğini söylemekteler. Seçim
olmadan her iki başkan adayının da Yahudi oylarını almak için uğraştığını, bu
nedenle Tel Aviv’in durdurulamayacağını anlatmaktalar. Ayrıca İsrail’e karşı
bir söylemin ABD ekonomisine zarar vereceğini de savlamaktalar. Oysa İsrail’in
bu insan kıyımında kullandığı sınırsız silah, mühimmat, tank, top, uçakların yıllardır
ABD’den geldiğini herkes bilmekte. ABD, silah yardımını kesse Netanyahu
yerinden kıpırdayamaz.
Ne
yazık ki televizyonlarımıza yorumcu diye çıkanların kıblesi ABD. Oysa ABD’de
başkan kim olursa olsun durum değişmez. Her iki aday da tüm güçleriyle İsrail’i
destekleyecek. İsrail’i durduracak tek güç, bölge ülkelerinin Siyonist
yayılmaya, saldırganlığa karşı birleşmesi. “Armudun sapı, üzümün çöpü var.” diyerek
yapay sorunlar çıkarmamalı komşularla. Emperyalizmin mezhep ayrımcılığı, etnik
köken farklılıkları üstüne kurduğu tuzaklara düşülmemeli.
ABD
ve İsrail’le gizli-açık işbirliği yaparak emperyalist saldırganlık durdurulamaz.
ABD seçimlerini umut olarak gösterme gibi bir aymazlığa bel bağlamak, emperyalizmi
bilmemek demek. Bölgemizdeki büyük yangını söndürmek için öncelikle iç cephemizi
sağlamlaştırmalı, ardından bölge ülkeleriyle aynı amaç için birleşmeli,
sonrasında da dünyanın neresinde olursa olsun ABD-İsrail’e kaşı olan tüm
ülkelerle sağlam ittifaklar kurmalı. Bunun dışında başka bir yol var mı
kurtuluş için?
Adil Hacıömeroğlu
5
Ekim 2024
Hocam İsrailin dünkü ve bu günkü poltikasını çok güzel açıklamışsın. Aynen yazdıklarını paylaşıyorum
YanıtlaSilVefa
YanıtlaSilDışarda Şam,Tahran ,içimizde sözde muhalefet gerçekten birlik beraberlik istiyormu?Zaten İsrail ve ABD'nin kötü emellerine ulaşmasının yolunu açmıyorlar mı?İçimizde hâlâ katil İsrail'i savunan mahalefet ve muhalif basın , Batıya hoş görünmek için Hükümet ile yan yana görünmek bile istemiyor maalesef.
YanıtlaSil