Güzel bir cumartesi sabahı. Erkenden evden çıktım. Birkaç gazete alarak Taksim otobüsüne bindim. Arkadaşlarla sabah kahvaltısında buluşacağımızdan geç kalmama endişesi var bende. Otobüste cam kenarında boş bir koltuğa oturuyorum. Bir yandan gazetelerime göz atarken bir yandan da denizi seyrediyorum. Deniz bin bir düşünceyi, hayali kafamda canlandırmakta. İstanbul’un büyüsü biraz daha kendini hissettiriyor. Hayal ve düşünceler içinde Taksim’e nasıl vardığımı anlayamıyorum. Ne güzel bir gün, ne büyük bir zevk ve İstanbul…
Taksim cıvıl cıvıl. İstiklal Caddesi insan seli. Kitapçılara uğruyorum, yeni çıkan kitaplara bakayım diye. Raflar dizi dizi kitap dolu. Müşteri yok. Kitapçı vitrinleri, insan selinin dikkatini çekmiyor. Kitapçı dükkânının önünde bir kalabalık ve gruplar halinde içeri girerek üst kata çıkanlar var. Merak ediyorum, kitaplara hiç bakmadan yürüyüp üst kata çıkan bu grupları. Maçlara bilet almak isteyenler olduklarını öğreniyorum. Az sonra arkadaşlarla telefonlaşarak buluşma yerimize gidiyorum. Galata Kulesi’nin yanındaki çay bahçesindeyiz. Klasikleşen, daha çok da ada vapurlarında yaptığımız çay, simit ve eski kaşardan oluşan muhteşem bir kahvaltı masası. Yoğun bir söyleşi. Daha çok siyasal konular ön planda. Damak lezzetiyle söyleşi keyfi birbirine karışıyor. Galata Kulesi’nin tarihsel büyüsü, görkemi bize göz kırpıyor. Koşuşturan, fotoğraf çeken turistler… Müşterilerine çay yetiştirmek için iven garsonlar… Tepemizde uçuşan kargalar ve martılar… Kule’nin merdivenlerinden inip çıkan insanlar…
Kahvaltımız ve sohbetimiz bittikten sonra veda ediyoruz Galata Kulesi’ne. Tünel Meydanı’nda miting var. Tuncelili yurttaşlarımız, okyanus ötesindeki cemaat liderini protesto ediyorlar. Biraz izledikten sonra İstiklal Caddesi’nden Taksim’e doğru yürüyoruz. Galatasaray Lisesi önüne doğru yürüyen daha büyük bir kalabalık. Rengarenk pankartlar, gökkuşağı gibi. Sesler çok canlı, coşkulu. Her yaştan insan var. Kadınların sayısı erkeklerden az değil. Önde sarı lacivert renkli büyük bir pankartta “TEK YUMRUK” yazıyor. Sarı kırmızı, siyah beyaz, bordo mavi ve burada sayamayacağım kadar çok amatör kulüp renkleri de yer alıyor gösteride.
Galatasaray stadyumunun açılışı sırasında TOKİ başkanının konuşmasıyla ateşlenen ve daha sonra RTE’ye yönelen ıslıklı protesto kamuoyunu günlerdir meşgul ediyor. Halkı azarlamayı alışkanlık haline getiren iktidar partisini, ıslıklı protesto çok rahatsız etti. Çünkü toplu halde yapılan bu davranış, iktidarı korkuttu. Bu sefer, azarlamaya tehdit de karıştı. Stadyumun, Galatasaray’a daha devredilmediği söylenerek gözdağı verilmek istendi. İşte cumartesi günü bu tehdidin, gözdağının bir işe yaramadığını gördük.
Ezeli rekabet içinde olan dört büyük kulübümüzün taraftarını bir araya getiren nedir? Tabi ki özgürlük ve demokrasi isteği. Tek adam yönetimine karşı bir isyandır bu. O gün stadyum gösterisinde her görüşten insan vardı. Büyük bir olasılıkla AKP’ye oy vermiş ve yine de oy verecek insanlar ıslıklarıyla bir iletiyi siyasetçilere gönderdiler. Siyasetçilerimiz bu iletileri hep görmezden gelir. Birbirlerinin üstüne yıkarlar bu tür karşı çıkışları.
Özgürlük, demokrasi ve ekmek mücadelesinin dini, dili, rengi, cinsiyeti olmaz. Bu istekler; insanları kaynaştırır, ulusu birleştirir, ayrımcılığı yok eder. Dün bu gerçeği tekel işçilerinde gördük, cumartesi de ıslıklı taraftar protestosunda. Ancak, ne yazık ki halkın ne demek istediğini anlayan siyasetçiler yok. Siyasetçiler, halkın çok gerisinde. Islıkların gücünü, rengini anlayabilecek, sesini duyabilecek, halkın gerçek gündemini tartışmaya açabilecek siyasetçilere o kadar gereksinmemiz var ki…
23 Ocak 2011
Siysetçilerimiz,halkın msj ını,halk'ki kendi gücünün anlayabilse,daha özgür ortamlarda yaşayabiliriz.
YanıtlaSilİstanbul anlatılmaz yaşanırmış, yaşadım da gördüm. İnsan şehirlerin kraliçesiyle tanıştığında gözü gönlü başka sevemiyor. Anlattığınız seyahatte sizinleydik sanki, gönül gözümüz tekrar gezdi adını duymayan kalmadık o semtleri...
YanıtlaSilBu ülke insanlarının en güzel özelliği sanırım boş görünenden esaslı mesaj çıkarmadaki başarısı; İşte fanatik taraftarlar ve ıslık...
Bu ıslık okuyana gerçek ve öz mesaj okuyamayana tahtları sallayacak olan depremin habercisi... Okuyup mesajı değerlendirecek olana iktidarın müjdecisi...
Sonucu merakla bekleyecek olan duyarlı vatanseverler... Ben gibi, siz gibi Sayın Hocam... Ellerinize, yüreğinize sağlık...
A.Özçelik
çok haklısınız adil bey.her zamanki gibi size katılıyorum.aslında halkın ne istediğinin farkında bu iktidar.bu yüzden değilmi tüm atatürkçü ve aklı başında usta kalemler hapislerde.asla kanıtlanmamış suçlamalarda çürütüyorlar.bence hükümetin değil,aslında halkın aklını başına alması gerekir.bu seçimler bizler için son şans.değişim olmazsa geriye dönüş çok çok zor.iyiki varsınız,allah sizi korusun.teşekkür ederim.
YanıtlaSilvahit açcı
Adil bey on yıl yaşadığım istanbul'un özlemini içimde alev yaptınız...nasıl özlenmez boğaz sanki her girintisi tablo...vapuru binipte boğaz turlarını verdiği haz nede yaşanır,orda yanlızlığını hissetmessin tarihle,doğal güzellikle o kadar iç içe olursun ki zamanı unutursun....düşüncelerin seni alıp birçok yerleri götürür ,birgün kapalıçarşıda gözümü ayırmadan saatlerçe bir duvarı izledidiğimi ,sanki karşımda flim vardı.....oyuncularda tarihdi....evet bu güzel şehir nasıl anlatılır ki.....yaşanır....Dünyanın bütün gözü olan ,konum olarak başka bir yer varmı iki kıtaya bu güzellikle bağlayan....Türk olmak başka ayıracalık bizlerin genetiği o kadar güçlüğü ki vatan deyince asla ödün verilmez ,taşıdığımız asil kan bizleri tek güç haline getirir.....farkındayız bu ülke kolay kazanılmadı,şehitlerimize,ATAMIZA çok borçluyuz......sonsuza kadar bu güzel ülkemiz ....ATATÜRK TÜRKİYE'Sİ olarak var olacak.......teşekkürler Adil bey yazınız mükemmeldi....saygılar.....Fatma öztürk.....
YanıtlaSilYazınızı okuduğumda İstanbul'u ne kadar özlediğimi anladım o kadar güzel anlatmışsınızki,
YanıtlaSilİstiklal Caddesindeki protesto yürüyüşleri çok özeldir izinli ve zarar vermeden sesinizi duyurmak isteklerinizi haykırmak çok güzeldir, tabi isteklerinizi anlayacak antenlerini çalıştıracak siyasetçiler olursa. Demokrasinin olmazsa olmazı protesto seslerinden anlıyan ona göre davranan siyasetçilerin değerlendirmesi dileğiyle... İatanbul özlemiyle okuduğum özel hemde düşündürücü güzel yazınız için teşekkürler Adil Bey, kaleminize ve yüreğinize sağlık...
Celal Kuruhasanoglu
YanıtlaSilSizi kiskandim Adil bey .Istanbulu anlatisinizi .Bende sizinle beraber dolasmaga basladim.Kitpcida uzuldum,ilginin kitaplara az olusundan.Yemeginzi ve arkadaslarinizla sohbetinizi sevdim.gecmisimi animsatti.Baskiya bas kaldiran taraftarlarin sesini kulaklarimda duydum.Bir mayislarda bagirisim aklima geldi."Tam bagimsiz Turkiye"
Cok guzel yazi Tesekkurler..
Aaaa...rica ederim Adil Bey,bakın burada yanıldınız işte.Sayın başbakanımızı protesto eden bu insanların hepsi terörist aslında,halkın sesiyle ne ilgisi var?Bunların derdi gündem filan değil,ortalık karıştırmak.Arena'daki taraftarlar,ODTÜ'deki öğrenciler,Taksim'deki ıslıklı protestocular,hatta HES'çiler bile...Tayyip Bey'e kulluk yapmayan herkes teröristtir bu ülkede.:))
YanıtlaSilHer şey bir yana ,Taksim gezintinizi öyle bir anlattınız ki kendimi kötü hissettim orada olamadığım için.Teşekkürler...
artık halkı o kadar bıktırdılarkı kasımpaşa agızları bızı oylesıne tıksındırdıkı elbette her uygun ortamda protesto edılecektı bır galatasaraylı olarak gs yonetıcılerını n taraftarına sahıp çıkmayıp hukumete yalakalık edıcı sozlerınıde kınıyorum tesekkurler degerlı notunuz için saygılar sunarım:)
YanıtlaSilAYAS
YanıtlaSilYüreğim dar ise dünya genişmiş, neyime.” ERMENİ ATASÖZÜ
Türkiye Cumhuriyeti; demokratik, laik ve sosyal hukuk
devletinin tüm direnme unsurlarını yok eden ;
rejimi Faşist bir yapıya dönüştüren sürecin aşamasıyla
karşı karşıyadır.
hiç bir şey kalıcı değildir. Her güzel şeyde olduğu gibi her sıkıntının da bir sonu vardır.
YanıtlaSil