“Kiğı Belediye Reisi Yusuf İzzet Bey’e,
Telgrafnamenizi aldım. Vaziyetinizden icap edenleri haberdar ettim. Vatana ve Cumhuriyet’e şiddetli bağlılığınız şükran ve takdire layıktır. Hain ve mürtecilere karşı fedakarane mukabele ve mücahedenize devam ve bunların layık oldukları acı akıbete çarpacakları zamanın yakın olduğuna itimat ediniz. (…) Gazi Mustafa Kemal, 28 Şubat 1925” (1)
“Ramazan Bayramı’nı aziz vatandaşlarıma hararet ve muhabbetle tebrik ederim. Bugünler de Cumhuriyet şanlı ordusunun kahramanlığı ve bütün vatan evlatlarının desteği ve yardımı ile büyük bir irtica tehlikesini bastırmak ve isyanın ve ihanetin reislerini Cumhuriyet mahkemelerinin adaletinin pençesine teslim etmiş olmakla bir defa daha parlak bir muzafferiyet kazanmıştır. (…) Gazi Mustafa Kemal, 24 Nisan 1925” (2)
“Menemen’de son zamanda vuku bulan irtica teşebbüsü esnasında Zabit Vekili Kubilay Bey’in vazife yaparken uğradığı akıbetten Cumhuriyet ordusunu taziye ederim.
Kubilay Bey’in şehadetinde mürtecilerin gösterdiği vahşet karşısında Menemen’deki ahaliden bazılarının alkışla tasvipkâr bulunmaları, bütün Cumhuriyetçi ve vatanperverler için utanılacak bir hadisedir. Vatanı müdafaa için yetiştirilen, dâhili her politika ve anlaşmazlığın haricinde ve üstünde muhterem bir vaziyette bulunan Türk subayının mürteciler karşısındaki yüksek vazifesi vatandaşlar tarafından yalnız hürmetle karşılandığına şüphe yoktur. (…) Reisicumhur Gazi Mustafa Kemal, 27 Aralık 1930” (3)
İlk iki alıntıda, Şeyh Sait İsyanı sırasında ve sonrasında Atatürk’ün görüşleri yer almakta. Üçüncüsünde ise Kubilay’ın şehit edildiği Menemen Olayı’ndan sonra söylediklerini görmekteyiz. Cumhuriyet’e karşı en büyük iki irtica ayaklanmasından sonra Atatürk’ün kullandığı dile dikkat çekmek istedim bu alıntılarla. Cumhuriyet Devrimi’ne karşı ayaklanan gericilere karşı Atatürk’ün kullandığı “mürteci, irtica, hain, ihanet” sözcükleridir. Bazı konuşmalarında ise “meczup, soysuz, sapkın, gafil” gibi sözlerine de rastlamaktayız.
Son yılarda baş gösteren irtica tehlikesine karşı kullanılan sözcükler, halkta gericiler lehine algılar yaratmakta. “Dinci, şeriatçı, İslamcı” gibi sözcükler halkta istenmeyen algılara neden olmakta. “Dinciler” denilerek AKP zihniyetine yapılan suçlama ne yazık ki suçlanan cenahı güçlendirmektedir. “Dinci” sözcüğünün belleklerde yaptığı karşıt çağrışım “dinsiz”dir. Yine “İslamcı ve şeriatçı” sözcüklerinin yaptığı karşıt çağrışımlar da olumsuzdur, din karşıtlığı algısı yaratmaktadır.
Bu nedenle başta CHP olmak üzere tüm Atatürkçü kurum ve kişilerin bu tür söylemlerden vazgeçmesi gerekir. Söylemlerde Atatürk’ün gösterdiği özeni ve mantıklı anlayış benimsenmelidir. Şu iyi bilinmelidir ki, AKP’yi suçlarken kullanılacak her yanlış sözcük mürtecilerin değirmenine su taşıyacaktır. En büyük Cumhuriyetçi olan Atatürk’ün izinden gidenler, söylemler konusunda da bu büyük devrimcinin yolundan sapmamalıdırlar.
15 Ocak 2011
Not: 17 Ocak 2011 tarihli Kent Yaşam Gazetesi’nde yayımlanmıştır.
18 Ocak 2011 tarihli Haber Doğu Gazetesi'nde yayımlanmıştır.
______________________________________
1- Atatürk’ün Bütün Eserleri, Kaynak Yayınları, c. 17, s. 190
2- A.g. e. , c. 17, s. 229
3- A.g. e. , c. 24, s. 391
İyi akşamlar Adil bey,gerçekten yine çok güzel bir konu yakalamışsınız.
YanıtlaSilKişiyi veya kurumları suçlarken doğru terimler kullanmalıyız.Dinci veya şeriatçı denildiği anda inançlı insanlarımızı kaybederiz bunlar ne dinci nede şeriatçı.Dini istismar ederek şirk'e düşen meczub'lardır.
Çok haklısınız Sayın Hocam,överken de yererken de kullandığımız sözcüklerin ne türlü çağrışımlara sebep olduğunu hesaba katmazsak istenilenin tersi bir izlenim uyandırabiliriz. Hele ki söylemleri geniş kitleler üzerinde etkili olanların daha da hassas davranmaları şart.
YanıtlaSilİnce bir ayrıntıya değinmişsiniz, ellerinize sağlık.
A.Ö
Güzel yazınız için öncelikle teşekkür ederim malesef o zamanlarda Atatürkün özenle kaçındığı kelimeler bu gün siyaset arenasında yerini almış ve bu toplum arasında dinli dinsiz ayrışımları yapılır olmuş buda AKP iktidarının oy potansiyeline önemli ölçüde yansıdığını düşünüyorum .size güzel çalışmalar diliyorum..
YanıtlaSilArtık sen... ben... kavgası bitse, yaşanılmaz kıldığımız şu güzel dünyamız,vatanımız yaşanılır hale gelse..hep ötekileştirdiklerimiz yüzünden olmadı mı olanlar,kime kalmış ki bu dünya...
YanıtlaSilAnlam vermekte gerçekten zorlanıyorum,evet söylemlerde...ki tutumlar çok önemli insana, insan olana saygı yitik,öksüz kalmış...
Radikal anlayışların kurbanı olan bir millet ve bunu göremeyen gözler,duyamayan kulaklar ...çıkarcı anlayış otoritesinin hakim olduğu bu tutumlar elbet bir gün son bulacak ve işte o zaman demokrasiden adaletten söz edeceğiz ....
GÜLDEN
YanıtlaSilADİL BEY,ÇOK GÜZEL BİR KONUYA TEMAS ETMİŞSİNİZ.ONLAR İÇİN DİNCİ BİR PARTİ DEDİĞİMİZDESANKİ DİNİN BÜTÜN ŞARTLARINI ONLAR YERİNE GETİRİYORLARMIŞTA BİZ BUNU KINIYORUZ GİBİ BİR DURUM MEYDANA GELİYOR, VE BİZ DİNE KARŞIYMIŞIZ GİBİ OLUYOR.ONLAR 8 YILDA BUNDAN ÇOK FAYDALANDILAR.FAKAT İNSANLARIN SUÇLAMALARIN SEBEBİNİ ARAŞTIRMALARI GEREKİR.BU ÇAĞDA KÖRÜ KÖRÜNE BİR BAĞLILIK OLURMU.DİNİ, ÇIKAR İÇİN KULLANANLAR KİMİ ALDATABİLİRKİ,HALKIMI KENDİLERİNİMİ.??
elinize sağlık adil hocam .
YanıtlaSilÖncelikle kutluyorum,ellerinize sağlık efendim.Ne yazık ki DİNCİ söylemi pek çok kişice yanlış algılanmakta.DİN SİMSARI-DİNİN ÇIKARLARA ALET EDİLİŞİ oluşunun kast edildiği bilinmemekte pek çok kişice,dolayısıyla da kullanılmakta maksatlı olarak bu cahilane görüş.
YanıtlaSilSamimi ve gerçek dindarlar kendilerinin kast edilmediğini algıyla,hiç alınmayarak,ne kendilerinin,ne de inançlarının kullanılıp alet edilmesine izin vermemeliler.Mesele dönüp dolaşıp cahillikte kilitleniyor ne yazık ki!
Kaleminizin yetkin avazı artarak daim olsun efendim.
Selam ve saygımla iyilikler dilerim.
perihan reyhan alkan
Çok doğru söylüyorsunuz Adil bey , özellikle dinci: ( dini kullananlar) ve dindar: ( inançlarına bağlı ama bunu kendi içinde yaşayan )... bu iki sözcük büyük halk kesimleri tarafından aynı şeymiş gibi algılanmaktadır. Önce halkımızı bu yönde aydınlatmak gerekiyor. Ben karşımdakinin inancını sorgulayamam , o da benim inancımı bilemez . Kim yaratıcısına daha yakın , yaratıcıdan başkasına bu yetki verilmemiştir .
YanıtlaSilFakat hep birlikte bu oyuna geliyoruz ve hiç bir anlamı olmayan bir şekilde bizler , onlar ayrımına düşüyoruz ...Buna sebep olanlar da örneğinizdeki gibi Büyük önderin işaret ettikleridir...teşekkür ederim ...
Teşekkürler Adil Bey çok önemli bir konuyu yazmışsınız... Bu durumu çok dikkate almadan çoğu kez tekrarlanan yalnışlarımız var , haklısıınız...Keşke kelimeleri anlamları dahilinde kullanabilsek ama onun içinde eğitim gerekiyor... Karşı bir düşüncenin veya kişilere karşı, yalnış bir anlatımla sarfettiğimiz her kelimeyi anlayacak ortam olsa zaten herşey düzelirdi diyorum..
YanıtlaSilBu konuda herkes önyargılı ve istediği gibi yorumlamakda...Yazınız bu durumu iyi düşünmeyenlere uyarı niteliğinde teşekkür ederim..Kaleminize sağlık ...
Celal Kuruhasanoglu / France
YanıtlaSilUyarilariniz cok onemli bence.Bu "dinci" lere karsi cok dikkatli bir dil kullanmaliyiz.Her seyi kendi lehlerinie cevirmekte,milletin gozunun icine bakarak yalan soylemekte yuzleri hicmi hic kizarmamaktadir.Kullanacagimiz sozcukleri iyice tartmaliyiz.Getirecekleri ve gotureceklerini iyi hesaplamali.Cumhuriyet'e ve yeniliklere karsi olanlarin isine yarayip yaramadigi kanisina varmaliyiz.ATATURK cok guzel sozcukler kullanmis Bize ornek olusturmali:murteci,irtica,hain,ihanet,meczup soysuz, sapkin,gafil gibi.ATATURK'un gecmiste hak edenlere soyledigi bu sozleri bugunde kullanabiliriz. Sozcukleri hak edenler gittikce aziyor.
Guzel bir yazi .Elinize saglik... Tesekkurlerimle...
MÜRTECİ:RADİKAL İSLAMCI,İRTİCA:TUTUCU GERİCİLİK,MECZUP:ÜÇUK,DELİ,HAİN:İHANETEDEN,SOYSUZ:CİBİLLİYETSİZ,GAFİL:GAFLET-DALGINLIK,UMURSAMAZLIK İÇİNDE OLANLARA KULLANABİLECEĞİMİZ SÖZCÜKLER .HELE POLİTİK ARENADA OYNAYAN AKTÖRLER BUNLARI YERİNDE KULLANMALIDIRLAR.DİN ADINA GELENEKÇİ HADİSÇİLERLE,İLERİCİ REFORMİST TEFSİRCİLERİN SAVAŞIMLARI HALA SÜRMEKTEDİR.İNSANOĞLUNUN VAROLUŞUNA TEMELLİK EDEN ÜÇ ALAN VARDIR.1-YAŞAM,AŞ,İŞ ALANI BUNU ÜRETİM İL
YanıtlaSilİŞKİLERİ VE KURUMLARIYLA KURALLARI BELİRLİYOR.2-KÜLTÜR,EĞİTİM ALANI ONUN DA KURAL VE KURUMLARI VAR.3-DİN ALANI.BU ÜÇ ALANDAN BİREYLER BİR ŞEKİLDE ETKİLENİR VE GEÇER,AZ VEYA ÇOK.BİRBİRİNDEN AYRI GİBİ ALSALARDA BİRBİRLERİNİ TAMAMLAYAN ALANLARDIR.İŞTE SORUN BU DİN ALANI BELİRTMESİNDE LAİKÇİLER VE DİNDARLAR ARASINDA BELİRSİZLİĞİNİ KORUMAKTADIR.HALKA İNELİM DİYEN AYDINLAR BU BASAMAKLARI GÖRMEDEN BODOSLAMA İDEOLOJİK GRUP VEYA KATMANLARA İNİP TAKILIYORLAR.İŞÇİ HAREKETİYLE LOKOMOTİF KURAN DEVRİMCİLER BAKIYORSUNUZ DİNCİ İŞÇİLER,MİLLİYETCİ İŞCİLER YADA DEVRİMCİ İŞCİLERLE KARŞI KARŞIYA GELİYORLAR.YANİ BİR ORTAK EMEK İŞÇİ İDEOLOJİSİ
YOK.MARKS EFENDİM İKİ SINIF İCAT ETMİŞ:BURJUVA SINIFI VE İŞÇİ SINIFI.KÖYLÜ BURJUVA,MEMUR BURJUVA,ESNAF BURJUVA,SERBEST MESLEK BURJUVA,ZENAATKAR BURJUVA EE TÜCCAR FİNANS GÜÇÜ İŞADAMLARI ELBET BURJUVA.ARİSTOKRASİYLE BURJUVAYI KARIŞTIRAN EMEK SADECE AMELE BİRLİKLERİNİ İŞÇİ YAPARAK HERKESİ İŞÇİLEŞTİREN PROLETERLEŞTİREN MANTIKLA HALKA İNEMİYORSUNUZ,HATTA İŞÇİLERİN BÜTÜNLÜĞÜNE.EĞER HALKA GİTMEK İDDİASINDA BİR KUVAYI MİLLİYE MANTIĞI YARATILACAKSA ÖNCELİKLE YÜKSEK HEYETLERİN İÇİNDE HALK ÖNDERLERİNİN OLACAĞI BU ÜÇ ALANIN KOORDİNASYONU OLMALIDIR.MALUM O HEYETİ TEMSİLİYELERDE 126 CİVARINDA MÜFTÜ,İMAM,DEDE,DERVİŞ DE VARDI.SAYGILAR. MEHMET SEZER
ATAMIZ CUMHURİYETİ kurduğunda okuma oranı o kadar azmış ki ,ama ATAMIZ o kusursuz zekasıyla halkına ilke ve devrimlerini kolaylıkla kabul etmiştir....halkına inmesini bilmiştir.....şu anda eğitimli diyemesek bile okuma oranı çok yüksek ....o zaman neden çağdaşlıktan uzaklaşmakta yıllarca din ,ırk ayrımı yapılmadan yaşanırken......neden böyle olduk.....evet yönetenlerin başarısı....buna dur demeliyiz....bu ülke onlara ait değil,ekonomi bu kadar zorday iken gemiler yapılıyor.....Lale devri yaşamaktalar....bir dönem daha bu ülke onları kaldıramaz....çalışmalıyız...ülkemizin geleceği için.....saygılar....fatma öztürk....
YanıtlaSilİLK ÖNCE YAZARIMIZIN GEREK BAŞLIKTA GEREKSE YAZININ İÇİNDE KULLANDIĞI "SÖYLEM" SÖZÜ ÖZ TÜRKÇE VE DE ÇOK HOŞ BİR SÖZCÜK. İNSANIN HEMEN BİR YERLERDE KULLANMA İSTEĞİNİ UYANDIRIYOR. BU USLUP BANA ESKİ POLİTİKACIMIZ RAHMETLİ ECEVİT'İ ANIMSATTI. ÖZ DURU BİR TÜRKÇE HER ZAMAN SEÇİCİLİĞİ VE KALİTEYİ ÖN PLANA ÇIKARIR. YAZIMDA YA DA SÖYLEMDE BİR ÇOK DİLDEN ALINTI YAPIP TÜRKÇEYİ DEVRE DIŞI BIRAKIP ÖNEMSEMEMEK BASİTLİK GİBİ GÖZE ÇARPMAKTA OLUP, İNSANI "ACABA O SÖZCÜK NEYDİ" DİYE SÖZLÜĞE BAKMAYI GEREKTİREN BİR DURUM YARATMAKTA. BUNUN DEVAMINDA DA KONUŞAN KİŞİNİN ANLATMAK İSTEDİĞİ KONUSU İKİNCİ PLANA ATMAKTADIR. MUZO
YanıtlaSilÖNEMLİ BİR KONU SÖYLEMLERİN YANLIŞ KULLANILMASI. TIPKI TERÖRİSTLERE ARTIK TERÖRİST OLARAK BAKILMAMASI GİBİ. HELE HELE TERÖRİST BAŞINA BAKIŞ AÇISISNI BİLE GEREK BASIN GEREKSE SİYASİLER DEĞİŞTİRMİŞ GİBİ BİR DURUM VAR ORTADA. SANKİ BU ÜLKE HİÇ ŞEHİT VERMEMİŞ GİBİ. MUZO
YanıtlaSilSevgili Adil Hocam, bu ve bundan önceki birkaç arşiv yazınızı tarih güncellemesi yaparak yayınlamış olsaydınız bu yazıları vakti zamanında okumamış olan hiç kimse bir yıl önce yazdığı yazıları yeniden yayınlıyor demezdi. Aradan geçen bir yıla rağmen hala güncelliğini koruyorsa bir yazı nasıl yerinde saydığımızı, nasıl enerjimizin boşa harcaTTIRILDIĞInın, hatta birçok konuda geriye götürülDÜĞÜnün resmi değilse nedir. Algıya gelince o algı çoktan oluştu artık hocam. Arada kalan sade müslüman sayısı %5-10 geçmez artık. Onun için söylemlere dikkat etme safhasını kötü yönde kullandık biz çoktan. Şimdi ise hak edenlere o algılandığı şekliyle isim vermek bile lutuf sayılır. Yani bundan daha fazla kaybedecek bişeyimiz olduğunu düşünmüyorum. ADNAN YİĞİTER
YanıtlaSil