AKDENİZ’E KAN DAMLADI


22 Haziran Cuma günü bir keşif uçağımız Suriye tarafından düşürüldü. İki pilotumuz kayıp. Sağ kurtulacaklarına dair umut yok! İki kahraman Mehmetçiğimizin kanı Akdeniz’in sıcak sularına damladı. Durgun, sakin, dostluk ve barış dolu Akdeniz suları dalgalanacağa benziyor bu olayla.

Bugüne kadar girdiği her savaşı yitiren ABD, Suriye’de sıcak çatışmaya girmekten özellikle kaçındı. Durum böyle olunca da Türkiye’yi kışkırtma yolunu seçti. Bu yolla bir taşla birkaç kuş vurmuş olacak. Hem yenilmekten kurtulacak hem İslam dünyasını mezhep temelinde kalın çizgilerle bölecek hem de yıllarca sürebilecek düşmanlıkların, çatışmaların temelini atacak.

Suriye, Türk uçağını niçin düşürsün? Sorusunun yanıtı, olayın içyüzünü açıklamak ve anlamak açısından önemlidir.

Suriye’nin en son isteyeceği şey, Türkiye ile çatışmaktır. Türkiye ile çatışmanın kendilerine büyük zarar vereceğini bilecek kadar akıllı yöneticiler var Suriye’de. Suriye yöneticileri, uluslararası ittifak ve bölgesel dengeleri hesaplama konusunda Türkiye’yi yönetenlerden daha hesaplı davranmakta üstelik. Savaşı, NATO istemekte. ABD ve bağdaşıkları saldırgan, Suriye ise savunma durumunda. O zaman Suriye neden savaşa gidebilecek bir sürecin kıvılcımını yaksın?

Türk uçağı ya da uçakları yalnızca keşif amaçlı mı bölgeye gittiler. Yoksa muhalefete silah ve mühimmat mı atacaklardı? Bu sorunun yanıtı önemlidir. Uçağımızın yalnız olmadığı söyleniyor. Sözü edilen bu meçhul uçak bize mi, yoksa başka bir ülkeye mi ait? Bu sorunun yanıtı da aydınlatılmalı.

Diğer önemli bir soru da şudur: Düşürülen uçağımız İsrail’le yapılan TSK’ nın modernizasyonu antlaşması doğrultusunda bu ülkede onarım gördü mü? Eğer gördüyse uçaklarımızın bilgisayar sistemine dışarıdan müdahale söz konusu olabilir mi? Suriye, uçağımız düşürüldükten sonra Türk uçağı olduğunu anladıklarını açıkladı. Uçağımız İsrail’in sanılarak düşürülmüş olabilir mi? Esat yönetimi; Türkiye ile çatışmayı en son ister, dedik. İsrail’le çatışmak için ise can atar. Çünkü Arap dünyasının, özellikle de kendisini devirmek isteyen körfez ülkelerinin desteğini alır böylesi bir durumda. Ayrıca Arap olmayan başta Türkiye olmak üzere İslam ülkeleri böyle bir savaşta açıkça İsrail’in yanında yer almaz. Böylesi bir durum Esat’ı İslam dünyasının kahramanı yapar ve yönetimini güçlendirir.

Diğer bir olasılık da uçağın ABD’ye ait olduğunu sanılmasıdır. Böyle bir durum Esat’ın küresel güce meydan okumasıdır ve onu kahramanlaştırır. Kimilerine uçuk gelebilecek bu olasılık neden aklımıza geldi? Uçağımızın Malatya’daki üssüyle bağlantısında sorun olduğu açık. Uçuş sırasında telsiz konuşmalarını, iletişimi engelleyen sinyal bozucular devreye girmiş, uçağımız yanlış yönlendirilmiş olabilir mi? Şu soruda kafamıza takılmakta: Acaba uçağımız Tartus’taki Rus üssünden fırlatılan bir füzeyle mi düşürüldü? Bu soruların yanıtları verilmeden olayın içyüzü anlaşılamaz.

Olay karşısında hükümetin gösterdiği tavır sağduyudan öte, gizemlidir. Özellikle yandaş basının ve hükümetin NATO’yu devreye sokma gayreti düşündürücüdür. Türkiye, ABD ve İsrail’in düzenlendiği bir komplonun içindedir. Oldubittilere karşı kamuoyunun duyarlı olması gerek. AKP yönetimi dış politikamızı küresel emperyalizmin çıkarlarına feda ederek arapsaçına döndürdü. İktidar partisinin tüm yöneticileri sorumlu olsun olmasın dış politikayla ilgili neredeyse her gün konuşmakta. Dünya ve ülkemiz tarihinde dış politikayla ilgili bu kadar çok konuşan bir iktidar yoktur sanırım. Yerli yersiz konuşarak dış politikadaki saygınlığımıza gölge düşürülmekte. Eğer Suriye, bile bile uçağımızı düşürmüşse bu, çok vahimdir. Bu demektir ki bölgesel caydırıcılığımız dikkate alınmıyor. Bu da AKP’ nin Türk dış politikasını getirdiği durum açısından düşünülmesi gereken bir konudur.

Ortadoğu’da çıkacak bir savaş emperyalizmin işine gelir. Başta ülkemiz olmak üzere tüm bölge halklarına zarar verir. Bu nedenle Akdeniz’in berrak sularına damlayan bu kan, bu güzel denizi kızıla boyamasın. Doğu Akdeniz’in bin bir türlü barış çiçekleri göversin ki sonsuza kadar var olalım parıldayan güneşin altında.

Adil Hacıömeroğlu

23 Haziran 2012

2 yorum:

  1. SAYIN HACIÖMEROĞLU,BİZİM UÇAĞIMIZIN SURİYE DE NE İŞİ VARDI KİM EMİR VERDİ?
    ‎"spin doctoring"; politik gündem karıştırma; sahte bir gündem yaratma metodudur.aşağıdaki filmde mükemmel biçimde işlenir.uygulayıcılarına 'spin doctor' denir.

    günümüz dünyası, kurumlar ve halk arasındaki iletişimi yazılı ve görsel basın aracılığıyla kuruyor. hükümetin vatandaşlarıyla olan iletişiminden, sivil toplum örgütlerinin kamuoyu ile iletişimine kadar her şey basın aracılığıyla gerçekleştiriliyor. bu nedenle günümüzde gazeteciler kendilerini genelde “sistemin gözcüleri” olarak tanımlamaktan hoşlanırlar. bilgi çağındaki yaygın bir dogmaya göre, politikacılar medya tarafından tahakküm altına alınırlar. buna mediaracy diyorlar (medyanın seçmenlerden daha etkili ve sözü geçer olduğu bir demokrasi türü anlamında).

    medyanın bu gücünün farkında olan kişiler yalnızca liderler ve gazeteciler değil. aynı zamanda, medyanın bu büyük gücünün farkında olan zeki ve bilgili ara bir sınıf var. bunları iletişim uzmanları diye çağırıyoruz. liderlerin basınla ilişkilerini düzenlemelerine yardımcı oluyorlar. ancak bu grup içinde de, medyanın gücünü tersine kullanabilmeyi akıl edebilen ve buna uygun bir ortamı sağlayan bir anarşist/machiallevist grup da buluyor. işte kural tanımayan bu azınlık, günümüzde “spin doctors” adıyla tanımlanıyor. spin doctors’un amacı bilgi vermek değil, medya ve kamuoyunu manipüle etmektir.

    bir spin doctor için, çalıştığı kişinin çıkarı her şeyin üzerindedir. etik kaygıları yoktur. onun yönetiminde haber yönetimi, haber yönlendirmesine, şeffaflık kandırmacaya, etkileyici gündem gizli propagandaya ve doğruluk da çarpıklığa dönüşür. spin, gerçek ortaya çıkıncaya kadar (ki çoğu zaman hiçbir zaman çıkmaz) onları çarpıtma, etraflarında dolaşma sanatıdır. spin doctors, kitleleri psikolojik olarak uygun duruma getirmek için sürüye uyma, korkuya başvurma, otoriteye başvurma, aşırı basitleştirme, sıradan konuları çekici hale getirme, halktan biri, günah keçisi, stereo tip, hoşnutsuzluk yaratma gibi karmaşık teknikleri kullanırlar. bir spin doktoru, spin’i, herhangi bir şeyin en pozitif ya da en negatif yönünü vurgulamak yahut abartmak için kullanır.

    spin doctors, gazetecilerin nasıl haber seçtiklerini, her gün gazetecileri yeni bir hikayeyle nasıl besleyeceklerini bilirler. şaşırtıcı taktikler kullanarak (örtbas etme, yangına körükle gitme, kötü haberi saklama, kara para aklama) kullanarak bir hikayeden nasıl yararlanacaklarını çok iyi bilirler. beklentileri yönlendirirler. lobi yönetirler, bazı gazetecilerle imtiyaz ilişkiler geliştirirken, bazılarına gözdağı verirler.

    spin doctors, modern medyanın zayıflıklarından yararlanmak için tasarlanmış en ileri halkla ilişkiler tekniklerini kullanırlar. kapı tutucuların nasıl etkileneceğini, yüksek gazetecilik standartlarının nasıl atlatılacağını ya da kullanılacağını bilirler. anonim kaynaklardan haber sızdırmanın kötüye kullanılmasının sistematik hale geldiği, bunaltıcı bir enformasyon akışı denetiminin normal olduğu bir kültür yaratırlar. bir mesajı olgusal kesinliğine aldırmadan yayarlar ve iyi seçilmiş cümleleri, ilgiyi başka yöne çekmek için stratejik olarak iyi hazırlanmış iddiaları, saptırmayı ve yanlış yönlendirmeyi kullanırlar.

    çok yakın zamanda pentagon için çalışan bazı halka ilişkiler şirketleri, tamamen olaylar bile uydurdular: saddam’ın heykelinin düşürülüşünü, saddam’ın yakalanıp esir alınışını (saddam fare deliğinde yaşamıyordu), jessica lynch’in (asker olarak bir kahraman değildi) muhteşem kurtarılma operasyonunu sahnelediler. 11 eylül olayında eylem sahibinin tamamen usame bin laden olduğu savunuldu ancak peş peşe yapılan belgesellerde, bu iddia oldukça zor durumlara düşürüldü. belki de abd kendi kendisine, tek süper güçlü dünyada operasyon hakkı tanıyabilmek için kendi kendisini vurdu .http://www.siyasaliletisim.org/pdf/spindoctor.pdf................

    YanıtlaSil
  2. sayın hocam yukarıda ki tesbitinize karşılık söylenecek söz yok.nedenler çok karışık.ama altında amerikanın ve natonun bir oyunu , bir senaryo uygulaması olduğu görüşündeyim.ancak aklıma gelen natoyu bu işin içine türk siyaseti nasıl sokacak .zira akp hükümeti başta başbakan olmak üzere verdiği kışkırtıcı beyanatlar ortada.nato nun bu konuda bir karar almasıda zor gibi.incelemelerde türk uçağının suriye kara sularını kısa süreli işgal ettiği açık.ancak türk dış işleri saldırgan taraf olmamak için uçağın uluslar arası karasularında vurulduğunu ve suriye karasularına düştüğünü belirtiyor.zira nato 4 maddesinin uygulanması için nato üyesi bir ülkeye saldırma veya taciz olmalı.bu durumda taciz durumuna düşen türkiye dir ispatı telaşı içinde bulunan hükümet natoyu arkasına almak istiyor.diğer taraftan birleşmiş milletlerde ki oylama sonucuna rusya ,çin ve iran veto hakkını kullanacağı açık.bu işte natonunda bulaşması biraz zor.tayip caz cavlak ortada kalabilir.tek başına bu sonucu kendi kafasına göre çözmeye kalkmasıda abd nin işine gelir.bakacağız ve göreceğiz.

    m.kaya

    YanıtlaSil