ŞEMDİMLİ’DE ÇATIŞMA



       Hakkâri’nin Şemdinli İlçesi’nde PKK ile güvenlik güçleri on bir gündür çatışıyor. Güvenlik güçlerinin karadan ve havadan sürdürdüğü operasyona asker ve polis birlikte katılmakta. Çatışmada kırk kadar teröristin öldürüldüğü bildirilmekte. Şu an çatışmaların bitip bitmediğiyle ilgili sağlıklı bilgi de yok.         

Bölücü teröristler Şemdinli’yi ele geçirmek üzere bir baskın düzenliyorlar. Güvenlik güçleri çabuk davranıp püskürtüyor teröristleri. Çatışma nerede? Ülkemiz sınırları içinde. Bir hafta boyunca silahlar susmuyor. Resmen bir savaş yaşanmakta Şemdinli’de. Terör örgütü, küçük çapta bir cephe savaşını deniyor. Kamuoyumuzsa Halep’e odaklanmış. Basınımız, Esat’ın gidip gitmeyeceği konusunda fal bakıyor. Kendi ülkesinin bir yanı yanarken el âlemin derdine düşmüş memleket. Basın, Halep’e odaklanır da hükümet ne yapar? Suriye konusunda güvenlik zirvesi toplar. Sen, kimin hükümetisin? Senin ülken yanıyor, sen komşu ülkelerin parçalanmasıyla uğraşıyorsun. Hemen her gün şehit vermekteyiz. Sen kalkmışsın “Suriye’de insanlar ölüyor!”  diye feryat etmektesin. Suriyeli teröristlerin öldürülmesi karşısında ağıtlar yakan AKP sözcüleri, vatan evlatları şahadete erdiğinde neden susmaktalar?
            
      Şemdinli’yi basıp kurtarılmış bölge yapmak isteyen PKK, güvenlik güçlerinin gelmesi karşısında neden kaçmayı değil de çatışmayı yeğlemiştir? Bir nevi intihar sayılabilecek bir çatışmaya kalkışan terör örgütünün amacı nedir? Şemdinli merkezdeki bir çatışmada siviller kendilerini ateşin içinde bulacaklardı. Güvenlik güçlerinin karadan ve havadan yapacakları bir operasyon, terör örgütünün eline büyük bir propaganda silahı verecekti. “TSK, sivil halkı bombalıyor.” diye feryat figan edeceklerdi. Hatta güvenlik güçlerince öldürülen bölücü teröristler de sivil kişilermiş gibi gösterilip masumiyet, mağduriyet edebiyatı yapacaklardı. Bu oyun, başka yerleşim birimlerinde de yinelenecek ve ardından uluslararası kuruluşlar, batılı devletler göreve çağrılacaktı. Tıpkı Hama, Humus, Halep ve diğer Suriye kentlerinde olduğu gibi. PKK, buna benzer baskınlar yaparak bir kalkışmanın fitilini ateşlemekte. Sivillerin bir kısmını kışkırtarak ayaklanmaya katmak istemekte. Bu yolla da sorunu uluslararası boyuta taşımak istemekte.
            
        Güneydoğu’da uygulanan oyun yeni ve özgün değil. Daha önce Libya’da benzer oyun sahneye kondu. Kaddafi gitti, ülkesi perişan durumda. Aynı oyun, Suriye’de sahnelenmekte. Esat, halkını öldüren lidermiş gibi gösterilerek linç edilmek istenmekte. Çoğu yabancı ülkelerden gelen binlerce terörist, Suriye’de halka da yönetime de silahlı saldırıda bulunmakta. Amaç, bu güzel ülkeyi en az üç parçaya ayırmak. Bu oyunun önemli bir aktörü de AKP. Şimdi aynı oyun sınırlarımızdan içer sızmakta. Ülkemizi yönetenler de Halep’teler… Kafalarını birazcık döndürüverseler görecekler asıl yangın yerini.
            
     Şemdinli’de on birinci gününü dolduran çatışma, sıradan bir terörist sızması değil. Bu, önümüzdeki      günlerde yapılacak büyük kitlesel kalkışmaların provasıdır. Gözümüzü iyi açıp bakalım olanlara, kulaklarımızı sağduyulu seslere çevirelim. Ortadoğu’daki çatışmaların, bölünmelerin asıl hedefinin Türkiye olduğunu görelim.
                                                                       
       Adil Hacıömeroğlu
                                       
       2 Ağustos 2011

2 yorum:

  1. Saygın Öğretmenim. Yönetim erk'i elinde tutanlar, ülke içindeki yangını kamuoyundan gizlemek için, Suriye konusunu sürekli gündemde tutuyorlar. Çok güzel vurgulamışsın. Ben, Şemdinli ve çevresinin -artık- bir başka güç tarafından ele geçirildiğini sanıyorum. Sözün özü: Ülkemizin bu işbirlikçi iktidarı, güneydoğuyu, yitirilecek bir savaşla mı yoksa ABD'nin buyruğu doğrultusunda "paşa, paşa" bırakmayı mı yeğleyecek, bunu bilemiyor. Yakında, bu konuda karar verilmiş olur! Dizilerle, futbolla, olimpiyatla, Ramazan'la uyutulan benim saygın ulusum! Uyu, uyu!
    Erinç içinde kalın!
    Tarık KONAL

    YanıtlaSil
  2. İnsanlarımız artık gözlerini açmalı ülkemiz resmen leş kargalarına ,haine ,teröristte teslim edilip bölünmek isteniyor ,ne acıdır ki de devlet eliyle yapılıyor tüm bunlar ...Uyanın artık yeter bu ölüm uykusu ...kaleminize sağlık...

    YanıtlaSil