Şemdinli’deki çatışmalar on yedi gündür sürmekte. PKK’lı
militanlar, güvenlik güçlerince kuşatılmış olmasına karşın
etkisizleştirilemediler bu saate kadar. Teröristlerin silah, mühimmat, yiyecek
yardımı almadan bunca zaman direnmesi olanaksız. Ayrıca iletişim konusunda
teknik destek almadan böylesi bir çatışma sürdürülemez. O zaman şu soru akla
gelmekte: Bölücü örgüte lojistik ve teknik destek kimlerce yapılmaktadır?
Yeni güney komşumuz Barzanistan ABD korumasındadır. Irak’tan
çekilmekte olan ABD’nin silahlarını ne yaptığını bazı yazılarımızda sorduk. Bu
silahların peşmerge ve PKK militanlarının eline geçeceği kaygısını
dillendirdik. PKK militanlarının Şemdinli’de güvenlik güçlerine günlerdir
direnmesi, onların ağır silahlara sahip olduklarını göstermekte.
Kamuoyumuz, Şemdinli konusunda yanlış yönlendirilmekte.
Bölücü örgütün destekçisi olarak İran, Irak, Suriye gösterilmekte. Bu yolla da
AKP, Amerikancı politikalarına halk desteği aramakta. Oysa PKK’ya destek
verebilecek tek ülke var bölgede, o da ABD. PKK’nın güçlenmesi, bölge
ülkelerinin aleyhinedir. PKK’nın mevzi kazanması yalnız Türkiye’nin değil;
İran, Irak ve Suriye’nin de bölünmesine gidecek bir süreçtir. Bu nedenle bölge
ülkelerinin çıkarı PKK’nın yok edilmesindedir. PKK’nın siyasal uzantısı olan
parti, bölge ülkelerinden değil, ABD’den rol istemekte. Kısacası, siyasal
geleceğini, varlığını ABD’nin bölgedeki gücüne ve kararına bağlamaktadır.
Salı günü İran Dışişleri Bakanı Salihi, ülkemize gelirken
İran genelkurmay başkanının yaptığı açıklama AKP’lileri kızdırsa da üzerinde
düşünülmesi gerekir. “Suriye’ye
komşu bazı ülkeler ‘büyük şeytan’ Amerika’nın hedefleri doğrultusunda hareket
ediyor. Bu doğru bir yaklaşım değil. Bu ülkeler bu yaklaşıma devam ederlerse
Suriye’den sonra sıranın Türkiye ve onlara geleceğini bilmeliler. Suriye’de
akan kandan Türkiye, Katar ve Suudi Arabistan sorumludur. Dostlarımızı
uyarıyoruz. Sakın ki bu üç ülke El Kaide terörizminin yayılma kurbanı
olmasınlar.” İran Genelkurmay Başkanı Firuzabadi’nin bu sözleri, “Dost acı
söyler .” atasözümüzü doğrular nitelikte. Siyaseti biraz bilen ve olayları
neden-sonuç ilişkisiyle değerlendirebilen biri, Ortadoğu’daki altüst oluşun
nereye gideceğini görür.
BOP
kapsamındaki yirmi iki ülkenin sınır ve rejimlerinin değişeceği amaçlanmakta
ABD’ce. Buradaki kilit ülkenin Türkiye olduğunu defalarca söyledik. Çünkü
Türkiye bölünmeden Büyük Kürdistan (ikinci İsrail) kurulamaz. Bu nedenledir ki
bölücü terör yıllarca Batılı emperyalistlerin kucağında beslenip büyütüldü. Türk
siyasetçisi önündeki çukuru görmeli. İranlı dostun sözünü uyarı kabul edip
hatadan dönmeli. Katar, petrol kuyusunun başındaki bir aşirete kurdurulan yapay
bir devlettir. Varlığı da yokluğu da bölge halkları için önemli değil. Tüm
varlığını emperyalist güçlere bağlamış; dün İngilizlere, bugün Amerikalılara.
Onlar için efendiler var. Suudi Arabistan da Türk’e ihanetle başlayıp İngiliz
iradesiyle devletleşip ABD koruyuculuğuyla yaşamakta. Ortadoğu’da en kolay
bölünecek ülkedir. Neden mi? Ulus olma bilinci zayıf bir aşiret devletidir de
ondan.
Şemdinli
kalkışması, bölgemizdeki genel tablo değerlendirilmeden anlaşılmaz. Kürdistan’ın
güneyi ve batısı uç vermiştir. Ana gövde kuzeyi olmadan tablo tamamlanamaz. Doğu da eklenince asıl amaç gerçekleşir.
Önümüzdeki günlerde Güneydoğu’daki sınıra yakın bazı yerleşim yerlerinde benzer
çatışmalar, kitlesel görüntü kazandırılarak olabilir. PKK, yeni cepheler
açabilir. Amaç, Güneydoğu sınırımızı silmek. Kendilerince Kürdistanlar
arasındaki sınırları yok etmek. Buna koşut olarak da Adana, Mersin, İstanbul
gibi illerimizde kitlesel şiddet gösterileri düzenlenebilir. Özellikle güvenlik
güçlerini halkla karşı karşıya getirme oyunlarına dikkat etmeli. Uluslararası
kuruluşları ve Batılı ülkeleri soruna ortak etme çabaları var.
Şemdinli,
bölücü örgütün büyük çaplı silahlı kalkışmalarının öncüsü, işaretidir. Bu
nedenle demokratik yollarla çözülmez. Açılımcılığı bırakarak güvenlik güçlerini
cesaretlendirecek atılımları yapmanın, teröre karşı kararlılığı göstermenin tam
zamanıdır. Yarın çok geç olabilir.
Adil
Hacıömeroğlu
8
Ağustos 2012
Doğru tespitler ve harika bir yazı daha..Özellikle son paragrafa katılıyorum..Güvenlik güçlerini cesaretlendirecek atılımlar yapılmalı..
YanıtlaSilHer zamanki gibi on numara bir yazı daha. Ellerinize yüreğinize sağlık hocam. Ama ne var ki, iktidarın gözünü kan bürümüş bir kere. Biz ne dersek o gene bildiğini okuyup ülkeyi deneme tahtasına çevirmekten vaz geçmeyecek. Saygılar...
YanıtlaSilBULGARİSTANDA 1 MİLYON TÜRK,Romanya burgaz dobruca hristiyan bile olsa türk,suriyede 2 milyon türkmen aynen ırakta,iranda 25 milyon azeri ve türkmen eynallu dahil şi
YanıtlaSilrazda yunanistanda gümilcine dahil çataklı eyaleti türk niye türkler almanya dahil otonomi isteme hakları yokda kürtlere yakın sınır komşusu farsilerin dilinden hep özerklik ve krallık isteniyor.işte şemdinli bunun işaretlerinden biri?Yeterki arkanda ayı gibi dayın olsun.İNÖNÜNÜN Y.NE O SÖZÜ GEÇERLİ SÜPERLERLE AYNI YATAĞA GİRME PARÇALANIRSIN.KENDİN OL VE KAL ENİYİSİ?