16
Kasım 2013 günü Diyarbakır’da, Barzani ile bölücülük gösterisi yaptı RTE. Hem
Türkiye’nin hem de Irak’ın bölünmesinin duyurulmasıydı bu. RTE, “Kürdistan”
diyerek Ortadoğu’da kurulacak İkinci İsrail’in isim babalığına soyundu.
Yandaş
basın, Diyarbakır rezaletini süsleyip püsleyip bölücü özünü gizlemeye çalışsa
da başarılı olamadı. Açılımcıların, Barzani’nin devlet başkanı muamelesi
görmesini; bir demokrasi, barış döneminin başlangıcı olarak gösterme çabaları
da işe yaramadı.
Barzani’nin
Diyarbakır ziyaretinin hemen arkasından Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi Başkanı
Neçirvan Barzani, Türkiye’ye geldi. Ankara’da, Erdoğan ve diğer yetkililerle
görüştü. Görüşme üç saat sürdü. Barzani-Erdoğan görüşmesinde Enerji Bakanı
Taner Yıldız da bulundu. Enerji anlaşmaları hazırlandı. Bu anlaşmalarla Bağdat
yönetimi tamamen devre dışı bırakılmak istendi.
Bağdat
yönetimi, Türkiye ile bölgesel yönetim arasında petrol anlaşması sağlanmasına,
tepki gösterdi. Türkiye’nin yaptığı bu işin, “petrol kaçakçılığı olduğunu”
açıkladı Irak sözcüleri. Bu ağır bir itham tabi ki. Türkiye gibi tarihi boyunca
uluslararası hukuka inanan ve hukuktan ayrılmayan bir ülke için düşülebilecek
kötü bir durum bu. Nihayet Ankara, azcık da olsa yapılan hatayı fark etti.
Uluslararası
anlaşmalar, devletlerarasında imzalanır. Bu anlaşmalar hukuksal çerçevelere
uyar. Anlaşmalar; devletlerin egemenlik alanlarına ve bağımsızlıklarına saygıyı
gerektirir.
Bugün
Irak’ın kuzeyi, Bağdat yönetiminin egemenliğindedir. Buradaki bölgesel
yönetimle direk anlaşmalar yapmak orayı devlet olarak tanımaktır. Bu da
uluslararası bir gaftır, yanlıştır. Irak’ın toprak bütünlüğünü, egemenlik
hakkını, bağımsızlığını hiçe saymaktır. “Sırça köşkte oturan, komşunun camına
taş atmaz.” sözünü unutmamalı. Irak’ın egemenlik haklarını hiçe sayarsanız,
benzer tavırla karşılaşırsınız. Bölücülük, her iki ülkenin de temel sorunudur.
Bu sorunun çözümü ortak olmalı.
Bağdat
yönetimi, petrol anlaşması konusunda gerekli uyarıları yapmasına karşın, AKP
yöneticileri kulaklarını tıkadı. Sonunda Bağdat, Türkiye’nin sivil uçaklarına
havasını kapattı. Bu durum, Türk diplomasisinin AKP tarafından nasıl bir batağa
sürüklendiğinin göstergesi. Türkiye gibi saygın, ağırlıklı, Ortadoğu’da yıldız
olan bir ülkenin itibarının nasıl ve ne uğruna heba edildiğinin göstergesidir
bu.
Irak
hava sahasının Türk uçaklarına kapatılması, Ankara’yı kaygılandırdı. RTE’nin
Muğla gezisine katılan Bakan Yıldız, başbakanlığın özel uçağıyla apar topar
Bağdat’a uçtu. İlgililerle görüştü. Görüşme sonrasında Irak Enerji İşlerinden
Sorumlu Başbakan Yardımcısı Şehristani, “Irak’tan yapılacak herhangi bir Petrol
ihracatının Bağdat hükümetinin onayını alması gerektiği konusunda
anlaştıklarını” söyledi. Kısaca, “Benim topraklarımdan bana sormadan petrol
alamazsın.” dedi Şehristani.
AKP’nin
Diyarbakır açılımı duvara tosladı. Diyarbakır’da yapılan yanlış hesap,
Bağdat’tan döndü. Bakalım AKP’nin yaptığa birçok yanlış hesap nerelerden dönecek?
En büyük yanlış hesabın, halktan dönmesi yakındır.
Adil
Hacıömeroğlu
2
Aralık 2013
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder