Dün
Milli Eğitim Bakanı Avcı, dersane temsilcileriyle yeniden bir araya geldi. Bu
toplantı sonunda yapılan açıklamayla dersanelerin kapanması iki yıl ertelendi.
Dersanelerin
kapanmasının nedeni AKP ile cemaat arasındaki kavgadır. Savcının, Hakan Fidanı
ifadeye çağırmasıyla kavga ateşlendi. Devlet kurumlarını paylaşan iki grup,
Cumhuriyet güçlerini Silivri’ye hapsettikten sonra kendi aralarında üstünlük
savaşına giriştiler. Bu kavga, her iki tarafın bildiğimiz yöntemleriyle
sürdürüldü. Bel altı, bel üstü vuruşlar ilgi çekti. Özel yaşamlar ortalığa
saçıldı. Bu arada hem cemaat hem de AKP yandaşı gazeteciler önemli itiraflarda bulundu.
Kavga,
büyük bir öfkeyle sürerken MEB, dersaneler konusunda geri adım attı. AKP
yönetimi çok kararlı olduğu bir konuda neden ani bir fren yapma gereği duydu?
Cemaate
yakın gazeteciler, daha önceki diş göstermelerde AKP yöneticilerine ait dosyaların,
kasetlerin açıklanabileceği tehdidinde bulundular. Kavga başlayınca da bunun
kuru bir tehdit olmadığı ortaya çıktı. Kasetlerin ucu görünmeye başlayınca AKP
sıkıştı. Bu kavganın, iktidarlarına mal olacağını gördü hükümet kanadı.
Şimdilik bir ateşkes olacak gibi. Yarın mı? Yarına Allah kerim... Ona karar
verecek olan her iki tarafın bağlı bulunduğu küresel güç.
Peki,
kavganın gerçek nedeni dersaneler mi? Tabi ki hayır! Dersaneler buzdağının
görünen kısmı.
RTE,
ABD’ye şantaj yapmakta aklınca. Şanghay beşlisine katılabileceğini söylüyor
Putin’e. Ortadoğu’da ABD’nin verdiği görevlerin dışına çıkmakta ara sıra. Irak
petrolleri konusunda ABD’ye ters tutum almakta. Bu nedenle ABD, cemaat üzerinden
sopa gösteriyor Tayyibana. Son kullanma tarihi denilen acı gerçeği anımsatmakta
güç hovardalarına. “Ben getirdim, ben götürürüm.” demekte ABD. Şimdilik gerekli
ders verildi gibi.
Dersaneler
konusunda büyük gürültüler koparıldı. Şimdi sessizlik dönemi... Yarın yeni bir fırtına
kopana kadar eller tetikte beklenecek...
Cumhuriyet
yanlılarının bu kavga da taraf olması yanlış. Cumhuriyet yıkıcılığını birlikte
yaptılar. Kamu kaynaklarını anlaşarak cebe indirdiler. Laik eğitimi, yürekleri
ve vicdanları sızlamadan mahvettiler. TSK’yı elbirliğiyle etkisizleştirdiler. ABD
politikalarını ses çıkarmadan yaşama geçirdiler. Tüm Ortadoğu’yu küresel efendilerinin
isteğiyle kana buladılar. İsrail’le kol kola yürüdüler Müslüman dünyanın ezilen
uluslarına karşı. Bunun içindir ki yok birbirinden farkları.
Cumhuriyet’i
yeniden kurmak için AKP’nin de cemaatin de iktidardan uzaklaştırılması gerek.
Bunlardan yarar ummak saflığı göstermek, Cumhuriyet’e ihanettir, ihanet...
Adil Hacıömeroğlu
4
Aralık 2013
AKP ve cemaat arasında kısa süreli ateşkes olsa da, rant savaşı, iktidar savaşı bitmez, yine devam edecektir...Sizin de yazdığınız gibi, gerici yobaz güruhun arasındaki savaşta taraf olmak o tarafı güçlendirirken, biz Atatürkçülerii zayıflatır...Aman dikkat !
YanıtlaSilÜlkemizin kaynakları , yağmalanmakla bitmedi , daha paylaşım kavgası sürecek anlaşılan. Bu paylaşımda da , küresel güçlerle işbirliğinde olan , ülkemizdeki egemenliği güçlü olan baskın çıkacaktır. İşte bu baskın çıkma savaşımıdır AKP ile cemaat arasında süren. AKP ; cemaat eliyle , kirliliği açığa çıkarılmaya başlayınca , DERSHANELERİN KAPATILMASI konusunu erteledi. İleride bu paylaşım kavgasının süreceği açıktır ; şimdilik seçim çıkarları dikkate alınarak rafa kaldırıldı. Atatürkçü , ilerici kesim , bu iki kanattan da uzak durmalıdır ; hangi kanatla işbirliği yapsa , onun dayatmalarıyla karşılaşacakları açıktır çünkü. Bu da ülke için tehlikelidir. Konu ile ilgili önemli açıklamaların ve uyarıların yer aldığı bu anlamlı yazı için teşekkürler Sayın A. Haciömeroğlu 'na! ÖZGEN KARA
YanıtlaSil