13
Eylül 1920 günü Büyük Millet Meclisi’ne Atatürk tarafından Halkçılık Programı
sunulur. Düşman daha kovulmamıştır. Vatan kurtulmamıştır. Ancak Mustafa Kemal
ve arkadaşları, yurdu hem işgalcilerden hem de Ortaçağ karanlığından kurtarmak
için yoğun çalışma içindedirler. İşte, Halkçılık Programı tarihimizin en önemli
sayfasıdır. Bu nedenle günümüzde daha da anlam kazanmaktadır.
Halkçılık
Programının Maksat ve Meslekler Bölümü:
“Madde
2: Türkiye Büyük Millet Meclisi hükümeti hayat ve bağımsızlığını kurtarmayı yegâne
ve mukaddes gaye bildiği halkı, emperyalizm ve kapitalizm tahakküm ve zulmünden
kurtararak irade ve hâkimiyetin hakiki sahibi kılmakla gayesine ulaşacağı
inancındadır. (Atatürk’ün Bütün Eserleri, Kaynak Yayınları, Cilt 9, sf. 323)”
Emperyalist
ülkelerin neden doksan bir yıldır Cumhuriyet’imizin üzerine çullandığı, bu
maddeden anlaşılmıyor mu?
Aç
gözlü kapitalizmin yıllardır halkımızın kanını emmek için neden devletçiliği modası
geçmiş gibi göstererek devlete ait ne var ne yoksa yağmalamalarının nedeninin
asıl kaynağının ne olduğu açık değil mi?
Burada
ulusun yaşaması ve bağımsızlığının biricik yolunun emperyalizm ve kapitalizmden
kurtulmakla olacağı anlatılmakta. Liberalizmi, özelleştirmeleri savunarak ve
emperyalist projeleri savunarak bağımsızlık korunamaz.
“Madde
3: Türkiye Büyük Millet Meclisi hükümeti, milletin hayat ve bağımsızlığına
suikast eden emperyalist ve kapitalist düşmanların tecavüzlerine karşı müdafaa
ve harici düşmanlarla işbirliği yapıp milleti aldatmaya ve ifsada çalışan dâhili
hainlerin cezalandırılması için orduyu sağlamlaştırmayı ve onu milli
bağımsızlığın dayanağı bilmeyi borç sayar. (ATABE, Cilt 9, sf. 324)”
Emperyalistlerin,
BOP’çuların, Soros solcularının, bölücülerin, Ortaçağ özlemcilerinin Türk
ordusunu neden hedef seçtiklerini 3.madde bize açıkça anlatmıyor mu?
Ergenekon,
Balyoz... gibi bir dizi kumpasın kimlerce, neden kurulduğunu anlamamak olanaklı
mı?
“Madde
4: Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti, halkın maruz bulunduğu sefalet ve
sebeplerini gidererek saadet ve refahının gereklerini ve vasıtalarını temin
etmeyi esas ilke ve dolayısıyla toprak, maarif, adliye, maliye, iktisat ve
genel olarak toplumsal meselelerde asrın icabına ve halkın hakiki ihtiyacına
göre gereken yenilikleri ve tesisleri vücuda getirmeyi başlıca vazife sayar.
Ancak, Türkiye Büyük Millet Meclisi gaye ve maksatlarını temin için bütün mesai
ve icraatında millet ve memleketin maruz bulunduğu fiili tecavüzlere ve
ifsatlara karşı milletin birlik ve dayanışmasını halele ve müdafaa ve mücadele
kuvvet ve kudretini eksilmeye uğratmaktan ehemmiyetle kaçınır. Siyasi,
toplumsal ilkelerini milletin ruhundan almaya ehemmiyet atfeden Büyük Millet
Meclisi hükümeti bu ilkelerin tatbikatında milletin hakiki eğilimlerini ve
ihtiyaçlarını nazarı dikkatte bulunur. (ATABE, Cilt 9, sf . 324)”
Halkımızın
neredeyse üçte biri açlık ve yoksulluk sınırında yaşamakta. Halkçı olmayan
hükümetlerce ülke kaynakları bir avuç yandaşa peşkeş çekilirken ulusun büyük
çoğunluğunun geçim darlığı çekmesindeki neden şimdi daha iyi anlaşılmıyor mu?
Cumhuriyet,
Halkçılık Programı üzerinde yükselen emperyalizme, kapitalizme ve Ortaçağ
karanlığına karşı özverili savaşımlarla kurulan, gücünü savaş alanlarından alan
halk iktidarıdır. Emperyalistlerin ve işbirlikçilerinin Cumhuriyet’in halkçı
yönünü ortadan kaldırmak için var güçleriyle çalışmasının nedeni, 1923 ışığının
gözlerini kamaştırmasıdır.
Cumhuriyet,
emperyalizme karşı kuruldu ve yine ona karşı mücadele içinde var olacaktır.
Cumhuriyet,
Altıok’la vardır. Altıok’u değiştirme isteği, emperyalizme hizmet etmektir.
Cumhuriyet’i
emperyalizme, kapitalizme ve işbirlikçilere karşı kurduk. Bugün de içerden ve dışarıdan
tüm saldırılara karşın onu emperyalizme, kapitalizme ve işbirlikçilere karşı
savunmayı sürdüreceğiz.
Adil
Hacıömeroğlu
29
Ekim 2014
Tunuslular bile anladı anyayı konyayı ama bizimkiler daha çözemedi...
YanıtlaSilşu AKP nin karşısına bu genel seçimde kim çıkacak, bir anda önce tespit edelim...iyi bir plan dahilinde caddelere, sokaklara, köylere, mezralara, villalara, gecekondulara dağılımı... zengin, fakir, genç, yaşlı, kadın, erkek memleketin her köşesinde, herkese ulaşalım... Cumhuriyeti anlatalım, Atatürk'ü anlatalım, halkçılığı anlatalım... Daha iyi bir hayat, özgür, saygın ve onurlu bir ülke için söz verelim... Ve Halkımız bize devletin anahtarını emanet edince, Sözümüzü tutalım...
Merhaba Adil Bey,
YanıtlaSilsn. Kılıçdaroğlu 'na İzmir den bile iki elin on parmağından fazla oy çıkmayacağı sabitken ve AKP nin ileri demokrasisinin ne mal olduğunu halkımız artık anlamaya başlamışken, geleceğimizin çizilmesinde önümüzdeki genel seçimin önemi hergün daha belirgin hale gelirken, sözkonusu genel seçime CHP nin hangi genel başkan ile ve hangi söylemleri ön plana çıkartarak girmesi konusunu tartışmaya açmanızı bekliyoruz,
Saygılarımla
Umut Bingöl
Cumhuriyet düşmanları insanların onurunu yok etmeye çalışmaktadır..
YanıtlaSil