Yunanistan,
AB üyesi bir ülke. AB’nin güçlü ülkeleri arasında ezim ezim ezilmiş. İlk başta
AB yardımları gözleri boyadı. Ancak ilerleyen zamanda Yunan ekonomisi çöktü. Özelleştirmelerle
ulusal ve stratejik sektörler satıldı. Ekonomide dışa bağımlılık arttı. Üretmeyen
bir ülke durumuna geldi komşumuz. AB’nin varsıl ülkeleri, kaşıkla verip
kepçeyle aldılar Yunanistan’dan.
Yıllardır
merkez sağ ve sosyal demokrat partilerce yönetilmiş. Yolsuzluk diz boyu. Yolsuzluk
arttıkça halk yoksullaştı. Yunanlılar, neredeyse günlük ekmek gereksinimlerini
karşılayamayacak bir ekonomik zorluğun bataklığında çırpınmaya başladılar.
Devlet, dış borçlarını ödeyemez bir durumdaydı. Bu nedenle turistik adaları
bile satmayı düşündüler. Nüfusun yüzde yirmi beşi bir anda işsiz kaldı. İşi olanların
da aldığı ücretler düştü. Çalışanların aylıkları, temel insani gereksinimleri
karşılayacak durumda bile değil.
AB’nin
varsılları, tefeci bir anlayışla Yunanistan’ın üzerine kara bulut gibi çöktü.
Yunanlılar, AB baskısı altında soluk alamaz oldu. AB’nin alacaklı olarak küstah
tavrı, Yunan halkının onurunu kırdı. Umutlarını tüketti. Özellikle kuzeyli
varsıl ülkelere karşı nefret tohumları ekti Yunan yurttaşlarının beyninde ve
yüreğinde. Ülkenin dış borcu, yıllık GSMH’nin neredeyse iki katına çıktı. Bu
denli yüksek bir borcun ödenmesi olanaksız.
Radikal
Sol Birlik (SYRİZA), dış borçların haksız olduğunu ve iktidar olduklarında dış
borçların önemli bir kısmını ödemeyeceklerini açıkladı. Ulusal egemenliğin
öneminden söz etti. SYRİZA Genel Başkanı Aleksis Tsipras, AB’nin varsıllarına: “Bugüne
kadar onlar çaldı, biz oynadık; şimdi biz çalacağız, onlar oynayacak.” diyerek Avrupa
emperyalizmine karşı bağımsızlığı öne çıkardı.
SYRİZA,
yoksulları sahiplenen ve onların durumlarını düzeltecek bir ekonomik program
sundu topluma. Özelleştirilen birçok kurumun devletleştirileceğini açıkladı. Özellikle
banka, hastane, iletişim kuruluşlarının devletleştirileceğinin söylenmesi ilgi
çekicidir. Laikliği öne çıkardı. Dinin devlet işlerinden soyutlanması
gerektiğini savundu. Varsılların vergilerinin artırılacağını, yoksulların ise
vergilerinin azaltılacağını söyledi Tsipras. Özellikle milletvekillerine
sağlanan ekonomik, sosyal ayrıcalıkları ortadan kaldıracaklarını söyledi
SYRİZA.
NATO
karşıtı bir söylem söz konusuydu. Yunanistan’ın silahlanma harcamalarının
düşürüleceği açıklandı. Yurtdışındaki Yunan askerlerinin geri çağrılacağının
altı çizildi.
Yunanistan
seçimlerinde halk, siyaset anlayışına “Dur!” dedi. Neredeyse üç kuşaktır sürmekte
olan Papandreu ve Karamanlis ailelerinin yine bu ailelerin çevresinde toplanmış
siyaset oligarkları politik yaşamdan silindi.
Yunanistan
seçimlerinin en dramatik sonucunu sosyal demokratlar yaşadı. Yıllardır sağ
liberal politikaları uygulayan PASOK ve Sosyalist Enternasyonal’in başkanlığını
yürütmekte olan Yorgo Papandreu’nun partisinin toplama oyları çok aşağılarda.
Papandreu’nun partisinin yüzde üçlük barajı aşamaması ilginçtir.
SYRİZA’nın
koalisyon ortağı olarak sağcı Bağımsız Yunanlılar Partisi’ni (ANEL) seçmesi
anlamlıdır. Oysa birçok kişi, koalisyon ortağı olarak PASOK ve komünistlerin
olabileceğini düşünmekteydi. ANEL’in hükümet ortağı olmasının nedeni, bu sağ partinin
de AB politikalarına karşı ulusal egemenliği savunmasıdır. Bu arada ANEL’in
Putin’le yakınlığını da belirtmek gerek.
Yunan halkı “Ne AB ne ABD, bağımsız Yunanistan!” dedi
seçimlerde. Emperyalizme karşıt bir seçeneği hükümete getirerek Yunanistan,
yeni ittifakların da yolunu açtı. Darısı emperyalist sömürünün cenderesinde
inleyen diğer ülkelerin başına.
Adil
Hacıömeroğlu
26 Ocak
2015
AB üyeliğinde Yunanistan , ulusal kaynaklarının önemli kesimini sattı ; ekonomik bunalımda , çalışanlarının ücretleri eridi . Çünkü AB sömürüsü '' kaşıkla verip kepçeyle aldı. '' . İktidar ; AB'nin güdümünde , kendi halkını düşünmez oldu. Buna karşın , AB'ye karşı bağımsızlığı öne çıkaran ; AB borçlarının bir bölümünü ödemeyeceğini duyuran ; zenginlerden daha çok , yoksullardan az vergi alacağını belirten ; milletvekillerine tanınan ayrıcalığı kaldıracağını söyleyen SYRİZA , seçimlerin kazananı oldu. Sömürgecilerin güdümündeki partiler eridi . Bu da dünyadaki sömürüye DUR demenin bir örneği olarak , sömürü altındaki ülkeleri yüreklendiren bir gelişimdir. Sn. A. Haciömeroğlu bu konuyu ayrıntılarıyla anlatmış yazısında. Teşekkürler !..
YanıtlaSilÖZGEN KARA
Bir anayasa değişikliği ile SYRIZA nın Türkiye'de de seçimleri kazanmış sayılması varsayılabilir mi?
YanıtlaSil