“İki
keklik bir kayada ötüyor/ Ötme de keklik derdim bana yetiyor (Aman aman
yetiyor)/ Annesine kara da haber gidiyor
Kavuştak:
Yazması oyalı, kundurası boyalı/ Yar benim aman aman yar benim)/ Uzun da
geceler yar boynuma sar benim (Aman aman sar benim)
İki
keklik bir dereden su içer/ Dertli de keklik dertsizlere dert açar (Aman aman
dert açar)/ Buna kara sevda derler tez geçer
Kavuştak...
İki
keklik bir kayada yaslanır/ teke de bıçak gümüş kında paslanır (Aman aman
paslanır)/ Bir gün olur deli gönül uslanır
Kavuştak”...
Çok sevilen bir Balıkesir türküsü bu. Ezgisi ve sözleriyle insanın ciğerine
işleyen bir türkü.
Ne yazık ki türkülerimizi yalnızca eğlence
aracı olarak düşünenlerden “İki Keklik” türküsü de nasbini almakta. Bir
türkünün dile gelme nedenini bilmediğinde anlam yitip gidiyor.
“İki
Keklik” türküsünün kaynağı, Balıkesir’in Edremit İlçesinin Güre Köyünde. Güreli
Kahveci Mehmet Şevket Efendi’nin karısı Şöhret Hanım zamanın varsıllarından. Bu
varsıllığı giyimine kuşamına da yansımış. Zeytin toplamaya giderken bile cam
topuklu rugan ayakkabılar giyermiş ayağına. Anlaşılacağı üzere keyfine,
mutluluğuna diyecek yokmuş.
Çoğu
zaman yaşanan mutluluk, bıçakla kesilir gibi bitiverir. Mutluluğun yerini derin
bir acı alır. Şöhret Hanım’ın da öyle olur. Birinci Dünya Savaşı çıkar. Oğlu
Zekeriya askere gider. Hem de Sarıkamış’a. Enver Paşa komutasında karakışta
yürür düşman üstüne. Hem düşmana hem de doğaya karşı amansız bir savaşa girer
kahraman arkadaşlarıyla soğuğa, kara aldırmadan.
Karda
yürümek zordur. Karda zorlukla ilerlerler. Bir yandan karı açmaya çalışırlar
yürümek için. Alet edevat da yoktur. Karı ayaklarıyla teperek yürürler
hedeflerine. Bu sırada kar kuyusuna düşer Zekeriya, şehit olur. Şöhret Hanım’ın
ocağına ateş düşer. Biricik oğlunu kara toprağa vermiştir.
Şöhret
Hanım, ovaya dolaşmaya çıktığı ve kekliklerle söyleştiği bir anda kara haberi
alır. Yüreği yanmıştır derinden derine. Keklikler ötmeye başlar. İşte, tam da
bu sırada Şöhret Hanım’ın yüreğinden kopanlar, dilinden söze dökülür. O gün,
bugündür türkü yüreklere işler, dillerde yer eder. Söylenir yıllardır.
Türkünün
sözlerine bakıldığında hem Şöhret Hanım’ın yaşamını hem de bir annenin acısını
anlatan dizelerin bulunduğunu görmekteyiz. Aslında türkü, bir anne yüreğinin
derinden çağlayan çığlığıdır.
Kadınların
dile getirdiği tüm türküler gibi “İki Keklik” de duygu ve içtenlik yüklüdür.
“Ana sütü gibi temizdir.” Anlatım yalın, dil anlaşılırdır. Zaten dili yaşatan
da yeni kuşaklara öğreten de annelerdir.
Şehit
olan bir evlada yakılan bir türkü “İki Keklik”. Yürek acısını anlatmakta. Bu
içeriği bilinmeden dinlenip söylendiğinde yazık oluyor türkümüze. Acıyı
anlattığı bilinmeden eğlenmek amacıyla çalınıp söylendiğinde Sarıkamış’ta donarak
Hakk’a yürüyen şehitlerimize saygısızlık olmuyor mu? Orada düşmanla yiğitçe
vuruşan askerlerimize, kınalı kuzulara vefasızlık değil mi bu?
Sarıkamış
Savaşı’nın üzerinden yüz yıl geçti. Canlarından üstün tuttukları vatanları için
gözlerini kırpmadan ölüme yürüyen binlerce kahramanı hak ettikleri gibi anmanın
zamanıdır artık. Onları; halkımız türkülerde, destanlarda, manilerde, en çok da
yüreklerde yaşattı. Şehitlerimize olan borcumuzu saygı ve minnetle ödeme
zamanıdır bugün.
Adil
Hacıömeroğlu
14
Ocak 2015
Balıkesir'den Enver Paşa'nın düzenlediği Sarıkamış Meydan Savaşı'na katılmak üzere asker olan Zekeriya'nın şehit olması üzerine ; şehidin annesi Şöhret Hanım'ın yürek acısını dile getiren türküdür '' İKİ KEKLİK '' . Çok içli , duygulu , acıyı buram buram yüreklere ileten bir türkü.. Ancak , türkünün öyküsünü bilenler için bu etkileşim. Halk türkülerinin bu oluşum öykülerini bilmedikçe , türküler anlamından çok şey yitirirler . İşte bu konuyu akıcı , sürükleyici anlatımızya işleyen Sn. Adil Haciömeoğlu'nun yazısı karşımızda . Teşekkürler !
YanıtlaSilÖZGEN KARA
Teşekkürler Adil Bey, bu türküyü duyduğumuzda artık farklı hissediyoruz.
YanıtlaSilHocam yüreğinize sağlık, türkülerimiz geçmişimiz , kültürümüz dinlerken yürekten söyleyeni dinlemek hikayeleriyle yaşamak duygudaşlık sizin anlatımınızla adeta yaşanmışlıkları yaşıyoruz.Ana olmak , içgdüsel olarak hissetmek yüreğinyanmak tam hikayeye oturmuş.Duyarlı babalarımız da hissedip evladının acısını yaşamakta sağolun var olun.Sarıkamış şehitlerimizin ruhları şad olun.saygıyla ve minnetle .💐🙏🏻Esen kalınız.Fulya Kırımoğlu
YanıtlaSilİyi ki varsınız Adil öğretmenim.Yıllardır dinlerdik severek ama hikayesini bilemezdik.Şimdi bu türküyü dinlediğimizde farklı hislerle Enver paşa komutasinda Sarıkamış a giden o yiğit Mehmetcikleri saygıyla yâd ederek anacagız.Devrim A.
YanıtlaSilDünyada hiçbir milletin kadını "Ben Anadolu kadınından daha fazla bedel ödedim,milletimi kurtuluşa ve zafere götürmekte,Anadolu kadını kadar gayret sarf ettim" diyemez.
YanıtlaSilÇok güzel bir konuya değinmişsiniz Adil bey. Sadece dinleyip geçiyoruz çoğu zaman hikayesini bilmeden. Beni çok etkileyen bir türkü, şarkı olduğunda acaba hikayesi var mıdır, nedir diye merak etmekten alamam kendimi.... Sarıkamışta vatan uğruna uçmağa varan tüm şehitlerimi de saygı, rahmet ve minnetle anıyorum...
YanıtlaSilNilgün Baş
Türküler hüzünlerimizin, acılarımızın, sevinçlerimizin ve her şeyden öte kalplerimizin yansımasıdır.Bu hüzünlü türkünün hikâyesini bizlerle paylaşan değerli Adil hocamıza teşekkür ederim.
YanıtlaSil