TÜRK MİLLETİ, ABD’Yİ YENDİ


15 Temmuz 2016 günü TSK’ya sızmış FETÖ’cüler, ABD desteğiyle darbe kalkışmasında bulundular. Bu kalkışma TSK, polis ve Türk Milletinin çabasıyla boşa çıkarılarak ezildi. Böylece Türk Milleti, bir Atlantik saldırısını boşa çıkardı.
Öncelikle sosyal medyada çok sorulan “Darbe neden herkesin uyuduğu sabaha karşı yapılmadı?” sorusunu yanıtlayarak söze başlayalım. Darbe sabaha karşı yapılacakta FETÖ çetesinin planı böyleydi. Ancak üst rütbeli bir subayın ihbarı planı değiştirdi. Bunun üzerine çete, acele olarak planını devreye soktu. Zaten darbeyi planlayıp yönetenlerin büyük çoğunluğu açığa çıktıklarından Ağustos’ta yapılacak YAŞ toplantısında emekliye sevk edileceklerdi. Bu da onların acele davranmasında etken.
Birçok kişi, darbenin Erdoğan’a ve hükümete yönelik olduğunu söylemekte. Bu nedenle de cumhurbaşkanının ve hükümet üyelerinin neden gözaltına alınmadığını merak etmekteler. Öncelikle şunu söyleyelim: Darbeler; kişilere, hükümetlere karşı değil; devlete, rejime, çoğu kez de hem iktidara hem de muhalefete karşı yapılır. Bunu, 12 Mart ve 12 Eylül darbeleriyle açıklayalım. Bu iki darbe de Amerikancıydı ve iktidardaki ABD destekli Demirel hükümetlerine karşı yapıldı. Peki, kim zarar gördü. Atatürk Cumhuriyeti ve solcular. Her iki darbede iktidarda olamayan solcuları ve toplumsal muhalefeti hedefe oturttu. Deyim yerindeyse büyük bir kıyımla toplumsal muhalefet ezildi. İktidarda bulunan Adalet Partisi yöneticilerinin (Başta Demirel olmak üzere bazı yöneticiler kısa süreli hapis yattı.)  burnu bile kanamadı. Bu darbeler toplumsal muhalefeti kanlı bir biçimde ezerken İslamcı, dinidar grupların önünü açtı.
Darbeciler, aceleci davranmalarına karşın, izledikleri strateji kurnazcaydı. Öncelikle TSK’nın başta genelkurmay başkanı ve kuvvet komutanları olmak üzere üst komuta kademelerindeki generalleri gözaltına alıp etkisizleştirdi. Böylece komutayı ele geçirmeye çalıştılar. Ancak bu hesabı ilk olarak bozan I. Ordu Komutanı oldu. Yaptığı açıklamayla darbe girişiminin TSK’nın iradesini yansıtmadığını söyledi. Bu açıklama, kamuoyunu rahatlattı. Bu açıklamayı, diğer birlik komutanlarının açıklamaları izledi. Asker, FETÖ çetesini engellemek için birlik oldu. Sert çatışmalar yaşandı. TSK, kendi içine sızan darbecileri ezdi.
FETÖ’cü çete, halka ateş etti. TBMM’yi ve birçok devlet kurumunu bombaladı. TBMM’nin bombalanması darbenin hedefini göstermesi bakımından önemlidir. Çünkü TBMM, Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşunun, bağımsızlığının en önemli simgesidir. Türk askeri kendi halkına kurşun sıkmaz, bugüne kadar da yurttaşına kurşun sıkmamıştır. Çünkü TSK, Türk milletinin ordusudur. Kendine kurşun sıkan bir asker, Türk askeri olur mu?
Balyoz davası iddianamesinde vatansever komutanların camileri bombalayacağını yazan FETÖ’cüler, kendi bilinçaltlarında yer alan niyeti açıkladılar aslında. Bunu da TBMM’yi bombalayarak gösterdiler. Yalan ve iftirayı yaşam biçimi edinmiş FETÖ’cüler, emirleri altındaki askerleri “İŞİD’e karşı tatbikat var .” diyerek kışlalardan dışarı çıkarıp darbe kışkırtmasına katmışlar.
Kendi yurttaşına kurşun atan, TBMM’yi bombalayan FETÖ çetesi üyeleri Türk askeri olamaz. Paralı askerler halka kurşun sıkar. Bu nedenle FETÖ çetesinin silahlı güçleri, ABD emperyalizminin paralı askerleridir. Türk Milletine kurşun sıkmışlardır efendilerinin çıkarlarını korumak adına.
Nerdeyse tüm birliklerde FETÖ çeteleriyle çatışmalar çıktı. Kahramanlık öyküleri yaratıldı. ABD’nin paralı askerleri, Türk Milletinin askerlerince ezilip yeniliyor.
FETÖ’cülerin darbe kalkışmasının asıl hedefi RTE/AKP değil, Türk devleti. Türkiye’nin bölünmez bütünlüğü ve devletin tüm kurumları. Hükümet de bu kurumlardan bir tanesi.
FETÖ darbesinin amacı, Atlantik’ten uzaklaşan ve Avrasya’ya yaklaşan Türkiye’yi ABD eksenine çekmek. Rusya ile iyi ilişkiler kurmakta olan, Mısır ve Suriye ile barışma yoluna giren Türkiye, ABD’yi çok rahatsız etmekte. Bu durum, Ortadoğu’daki ABD çıkarlarına zarar vermekte. Türkiye’nin Avrasya’ya yaklaşması, onu her alanda güçlendirmekte. Ayrıca Türkiye’nin bağımsızlığını ve toprak bütünlüğünü garanti altına almakta. İşte, ABD-FETÖ darbesinin hedeflediği bu durum.
Türk Milleti, kendisine yapılan saldırıyı fark ederek ayağa kalktı. Tankın, uçaksavarın, makineli tüfeğin üstüne yürüdü. Yurttaşlarımız FETÖ çetelerini yumruklarıyla, yürekleriyle kuşattı. ABD’nin kiralık çeteleri çareyi kaçmakta buldular. Bazıları helikoptere atlayıp Yunanistan’a sığındılar, tıpkı ABD’ye sığınan liderleri gibi. Kurtuluş Savaşı’na ihanet edenler de Yunanistan’a sığınmıştı. Ne rastlantı değil mi?
Dünyanın her yerinde bir ülkeye, bir millete saldırı olduğunda halk karşı gelir bu duruma. Dünyanın birçok ülkesinde emperyalist saldırılar, darbe kalkışmaları halkın tankların üstüne gitmesiyle önlenmiştir. Türkiye’de de aynı şey olmuştur.
Kimi köşe yazıcıları, ABD güdümlü sahte aydınlar, bu darbe kalkışmasını, RTE’nin başkanlık rejimini kurması için “oyun, tiyatro, senaryo...” olduğunu söylemekteler. Bu kafalar oldum olası emperyalizme hizmet etmekte. Sen, seyirci olursan karşında olan biteni oyun sanırsın. Demokrasicilik oyunuyla gözlerine perde inmiş kimi aymazlar, Türk Milletinin ABD çeteleriyle göğüs göğse yaptığı bir savaşı bile görememekteler.
Kimi sahte aydınlar, ABD-FETÖ’cü çetenin darbe kalkışmasının bastırılmasının RTE ve AKP’ye yarayacağını söylemekteler. Bu işten karlı çıkan AKP değil, Türkiye’dir. Tarikat ve cemaatçiliğin ülkemiz için ne kadar büyük bir tehlike yarattığını halkımızın tümü gördü. Bundan sonra Cumhuriyet değerlerinin önem kazanacağı bir süreci yaşayacağız. Bu nedenle de AKP güç yitirecektir. Çünkü AKP de ABD’nin ılımlı İslam projesinin bir oluşumudur. Milletin kazandığı bir yerde ABD projesi çöker. Cumhuriyet değerlerini gerçekten savunanlar ve Atatürk değerlerine yürekten bağlı olanlar iktidara en yakın siyasal anlayıştır. Bundan sonra Türkiye’nin iktidarı ABD, FETÖ ve PKK ile savaşanlardan oluşacaktır. Vatanseverliğin milleti birleştirdiği bir ülkede, BOP’çuların iktidarı olanaksız duruma gelmekte.
Türk milleti kadın, erkek, yaşlı, genç, sağcı, solcu demeden darbeyi önlemek için sokaktaydı. Modern giyimliler, şortlular, atkuyruklu saçları olan erkekler, türbanlılar, mini etekli kadınlar, şalvarlı ve sakallılar, bozkurt işareti yapan gençler... Türk milletinin her kesiminden yurttaş alanlardaydı. Herkesi birleştiren tek şey, vatanseverlikti. Herkes, ABD’ye karşı savaştığının farkındaydı.
Bugün Türkiye’deki savaş, FETÖ-RTE savaşı değil. Savaş; ABD, FETÖ, PKK ile Türk Milleti arasındadır. Bu savaşta kimin yanında yer alacağız? ABD cephesinde mi, Türkiye’nin yanında mı?
                                                                       Adil Hacıömeroğlu
                                                                       17 Temmuz 2016



3 yorum:

  1. FETÖ nün ordu içinde bu derece dallanıp budaklanmasına nasıl izin verildi?Neden engellenemedi?FETÖ, askeri okul öğrencilerini nasıl avlıyor?Onlara nasıl yaklaşıyor ve hangi söylemlerle ikna edebiliyor.Bu soruların mutlaka cevaplanması ve kamuoyuna açıklanması gerekiyor.
    Tüm FETÖ faaliyetlerinin özü Allah İle Aldatmak...Aldanmanın engellenmesi , doğru bilgilenmeyle engellenir. Tüm askeri okullarda Yaşar Nuri Öztürk'ün kitaplarındaki ana fikirlerin, ders kitabı biçiminde , Din derslerinde askeri okul öğrencilerine verilmesi gerekiyor.

    YanıtlaSil
  2. Elinize sağlık, daha ne denebilir!? 2021 yılında da geçerliliğini koruyan bir yazı.

    YanıtlaSil
  3. Sınırlarımız içinde birbirimizle çatışsak da; olası bir savaş yahut dış etkenli darbe durumunda bir bütün oluruz. Toprağımız, bayrağımız söz konusu olunca; çocuk, genç, yaşlı, kadın, erkek canımız pahasına savaşırız.
    Çünkü biz Türk milletiyiz. Büyük önder Mustafa Kemal Atatürk ün dediği gibi sahip olduğumuz kudret damarlarımızdaki asil kanda mevcuttur.
    Elbette Türkiye'nin yanında yer alacağız. En azından milletçe böyle olacağından eminim.
    Kaleminiz var olsun Adil bey 👏👏

    YanıtlaSil