Allah
ile aldatanlar, modern ordunun kurulmasından beri milli orduya düşmandır. Çünkü
bilimsel ilkelere göre eğitim yapan ordu ve bilimi kılavuz edinen asker,
tarihimiz boyunca çağdaşlaşmanın, ilerici atılımların öncüsü olmuştur. Milli
ordu, ulus devletin çekirdeğidir. Ordu olmasa ulus devlet de olmaz. Bundan da
anlaşılmaktadır ki Allah ile aldatanlar, hem çağdaşlaşmadan hem de ulus
devletten yana değiller.
Allah
ile aldatan dinidarlar, hep Osmanlının devşirme ordusunun, yani yeniçerilerin
hayalini kurarlar. Devşirmeler, paralı asker olduklarından paranın sahibini
korurlar, gerektiğinde halka silah çekerler. Oysa milli ordu, halk
çocuklarından oluştuğundan halka silah çekmez. O, halkı korumak için vardır. Çünkü
halk yoksa o da yoktur. Orduya milli ruhu veren zorunlu askerliktir. Zorunlu
askerlik, her kesimden halkın yaşamı boyunca eşit olduğu nadir yerlerden
biridir. Soyu sopu, sınıfı, mesleği, etnik kökeni, mezhebi ne olursa olsun
herkes aynı koğuşta yatar, aynı karavanada pişen yemeğe kaşık sallar. Sırt
sırta dövüşür, omuz omuza şehit olur
15
Temmuz darbe kalkışması sırasında FETÖ’cü asker kılıklı devşirmelerin halka
ateş açmasının nedeni, Fetullah’ın paralı askerleri olmasındandır. Bazıları
savcılıkta verdikleri ifadelerinde “Hoca Efendiye minnet borcumuz vardı, bu
nedenle darbeye katıldık.” biçiminde ya da bu doğrultuda konuşmuşlardır. Bu
minnet borcu nedir? Öğrenciyken Cemaat tarafından kendilerine yapılan
harcamalar... Demek ki her şeyin bir karşılığı var. Eloğlu, senin kara kaşın,
kara gözün için sana para harcamaz. “Tatlı tatlı yemenin acı acı geğirmesi
vardır.” diye boşuna dememiş atalarımız. Dün beleş yiyenler, bugün acıyla geğirmekteler.
FETÖ
Gladyosu Ergenekon, Balyoz... İftiralarıyla aslında darbeyi yıllar öncesinden
başlattı. Türlü yalanlarla TSK’yı halkın gözünden düşürmeye çalıştı. Yurtsever
askerlerin TSK’dan uzaklaştırılmaları için akla gelmedik kumpaslar kuruldu.
Halk orduya karşı kışkırtıldı. Ne yazık ki bu dönemde “paralı askerlik,
profesyonel ordu” gibi istekler de dile getirilmeye başlandı. Amaç, milli
orduyu ortadan kaldırmak...
AKP’li
bakan Kurtulmuş, “Esas mesele, orduyu millete açmak” demiş. Bu sözleriyle
anlatmaya çalıştığı şey, TSK’ya imam hatiplileri yerleştirmek. Dinidar
gruplardan FETÖ’cüler tasfiye edilirken yerlerine başka bir dinidar grubun
elemanlarını yerleştirmek... İşte cin fikirlilik buna denir. Hazret, fırsatı ganimete dönüştürmeye
çalışmakta. Aklınca TSK’yı dönüştürmek istemekte. Neye? Devşirmelere... Bu
millet ne çektiyse devşirmelerden çekti bre adam...
Yahu
arkadaş, hala anlamadınız mı olanları? Yaşadıklarınızdan zerre kadar neden ders
çıkarmıyorsunuz? Dinidarların yaptıklarını görmediniz mi de hala Allah ile
aldatmaktan başka bir şeyi aklınıza getirmiyorsunuz? Varsa yoksa imam hatip...
Savaşlar dualarla değil, teknolojiyle kazanılmakta. Bunu neden görüp anlamak
istemiyorsunuz. Bilim de teknoloji de şeyhe bağımlı müritlerle değil; özgür
beyinlerle üretilir.
AKP
hükümetinin darbeyi fırsat bilerek TSK’nın yapısını değiştirme isteği kabul
edilemez. Darbelerin olmasının TSK’nın yapısal durumuyla ilgisi yok bu tamamen
düşünsel. TSK içinde Kemalistler çoğaldığında darbe olmaz. Tüm darbeler, TSK’da
yuvalanmış Amerikancılar tarafından yapıldı. Bakınız 12 Mart, 12 Eylül, 15
Temmuz darbelerine... O zaman şu soru aklımıza takılmakta: ABD, neden
Türkiye’de darbeleri destekler, hatta örgütler?
ABD
emperyalizmi, sömürmekte olduğu ülkelerin çağdaşlaşarak kalkınıp tam bağımsız
olmasını istemez. Tam bağımsızlık demek, emperyalist sömürüyü, boyunduruğu sona
erdirmek demektir. Bu nedenle emperyalizm, yarı sömürge ülkelerdeki gerici
yönetimlerle birlikte çalışır. El birliğiyle ülkelerdeki çağdaşlaşma
hareketlerinin önüne geçerler. Dünyanın hiçbir ülkesinde gerici yönetimler,
sırtını emperyalizme dayamadan ayakta kalamaz. Emperyalizm de gerici yönetimler
olmadan bir ülkenin kanını, iliğini ememez.
TSK’ya
(modern orduya) karşı tavırda ABD de dinidar yönetimler de hemfikirdirler. Bu nedenle bağımsızlığı yok edip
çağdaşlaşmanın önüne set çekmek bu iki gücün hep ortak hedefi olmuş.
Türkiye
bağımsız ve bir ülke olarak yaşamak istiyorsa milli ordusunu korumak zorunda.
Milli ordu olmadan milli devlet de olmaz.
Adil
Hacıömeroğlu
27
Temmuz 2016
Sayın Hacıömeroğlu haklısınız.Ordu milli olmalı.Halkın çocukları sınıfsal imtiyaz ve statülerini bırakarak vatan savunması için bir araya gelmeli.1950 sonrası NATO ya giriş ile TSK Amerikan ordusunu model aldı.Kurmay subayların eğitimi çoğunlukla ABD de verildi NATO cu subaylar yetişti.Bu subaylar 12 Mart 12 Eylül ü yaptı.Tabii ki Kemalist subaylar da vardı ama çoğunlukla NATO cu subaylar hâkimdi.Ve Ergenekon Balyoz kumpaslarla var olan Atatürkçü subaylarda tasfiye edildi.Kozmik odalara giren fetocu terör örgütünün savcılarına direnilemedi.Aklı bilimi Mustafa Kemal ilkelerini feyz almayan bir ordu millici olamaz.Bu güzel yazı için sayın Hacıömeroğlu na teşekkür ederim.Çok kıymetli ve önemli konuları gündeme taşıyor.
YanıtlaSil