Son
aylarda kamuoyunun en çok ilgilendiği konudur yolsuzluk. Halk, devlet
kurumlarında ve belediyelerde yolsuzluğun olduğunu adı gibi bilir. Bu konuda
halkın ikircikli bir durumu yok! Çünkü yolsuzluk yapanlar, halkın gözünün
önünde her şeyleriyle.
Yolsuzluk,
zehirli bir virüs gibi toplumun en uç ve gizli noktalarına işlemekte.
Toplumumuzu zehirleyip çürütmekte. Bu çürüme, her yana pis kokular yayıyor.
Çürümenin yaydığı pis kokular, dayanılacak gibi değil. İnsanlar, ağzını burnunu
kapasa bile koku yine de her yurttaşın içine işlemekte. Bu duruma, halkımızın
uzun süre dayanması olanaksız. Çünkü insanoğlu,
pis kokuyla yaşayamaz. Ayrıca yolsuzluk düzeninin ortaya çıkardığı
yoksulluk da yurttaşlarımızın belini büküyor. Nüfusumuzun önemli bir bölümü, ne
yazık ki üç öğün yemeği düzenli olarak yiyememekte. Sağlıksız beslenme yüzünden
sayrıevleri dolup taşıyor. Bir halkın geçim darlığına, parasının ve geleceğinin
çalınmasına, ülkesinin kaynaklarının yağmalanmasına, yoksullaştırılmaya,
yasadışılığa, adam kayrılmasına, adaletsizliğe, yasalar önündeki eşitsizliğe
sonsuza dek dayanıp katlanması olanaksız. İşte, bu nedenle yolsuzluk
soruşturmaları çok önemli ve derinleştirilerek daha geniş kapsamlı
sürdürülmeli.
Yolsuzluk
soruşturmaları, görünürde Ekrem İmamoğlu’nun merkezinde yer aldığı CHP’li
belediyeler üzerinden yürütüldüğü bazılarınca varsayılsa da Cumhur İttifakının
bazı belediyeleri de soruşturulmakta. Birçok AKP ve MHP’li belediye başkanı
görevden el çektirildi yargı kararıyla. Tutukevinde yatanlar var içlerinde.
İktidar ya da muhalefetin yönettiği olsun tüm resmi kurumlar bileşik kaplar
gibi. Kirlenme başladığında hepsi ama az ama çok kirleniyor. Temizlik
başladığında da bileşik kapların hepsi arınır. Bu nedenle yolsuzluk
soruşturmaları, hangi partinin yönettiği kuruma yapılırsa yapılsın
desteklenmeli. Bu yönde kamuoyunun oluşturulması, toplumun yolsuzluklardan
arındırmasını hızlandırır. Böylece hem toplumsal yaşamımızdaki sosyal çürüme
hem de halkımızın yoksullaşması önlenir. Bu süreci hızlandırmak toplumsal
arınma için çok gerekli.
Yolsuzluk
soruşturmalarının parti, siyasal görüş ayrımı yapılmadan desteklenmesinin
yararını çok yalın bir örnekle anlatalım. Yan yana iki esnaf düşünelim.
Birincisi, sabahleyin dükkânını açıp eline süpürgeyi alıyor sabahın alaca
karanlığında. Önce dükkânın içini güzelce süpürüyor. Ardından dükkânın önünü ve
sokağı temizliyor. Ardından eline bez alıp raflarını da pırıl pırıl yapıyor.
Sonrasında işini yapmanın erinciyle sandalyesini dükkânın önüne çekip demli
çayını yudumluyor temizliği koklayarak.
İkinci
esnaf ise aydan aya bile eline süpürge ya da temizlik bezi almıyor. Raflar toz
içinde… Sattığı mallar kir pastan görünmüyor. Dükkânın önü çöplerle dolu…
Buraya müşteri gelir mi? Gelse bile bu esnafa bu kirliliği, dolaylı ya da
dolaysız yoldan anımsatmaz mı? Dükkân iş yapmayınca ve halkın bu yoldaki
tepkisi çok açıkken esnafın arınmadan başka çaresi kalır mı?
Kirlenme
gibi arınma da bulaşıcı. Yani üzüm üzüme baka baka kararıyor. Bu nedenle siyasal
koşullanmalarla kendi partisinden kişilerin her türlü yolsuzluğuna ses
çıkamamak büyük bir sorumsuzluk, yurt ve toplum çıkarlarını savunmamak.
Yolsuzluk yapan birine öncelikle kendi partilileri karşı çıkmalı. Çünkü
yolsuzluk yaparak partisinin, seçmenlerinin güvenini boşa çıkarmıştır. Kendi
dünya görüşüne leke sürüp ihanet etmiştir. Bin bir emekle oluşturulan partisini
kirletmiştir. Gelecekte kendi siyasal görüşünün (siyasal görüşü varsa)
iktidardan uzaklaşmasına neden olmuştur. Bir partiye, bir siyasal görüşe bundan
daha büyük kötülük olur mu?
Önümüzdeki
dönemde yolsuzlukla savaşım hızlanacak. Neredeyse tüm partileri kapsayacak.
Arınma süreci, siyasal temizliği de birlikte getirecek. Birçok siyasetçi
sahneden çekilmek zorunda kalacak. Çünkü bazı siyasetçiler, yolsuzluğa
bulaşmasa da bu çürümeye göz yumduğu için ülkemizi soyanlar kadar sorumludurlar
bu işten. Çünkü bu kokuşmuş düzenin yaratıcısıdır onlar. Bu siyaset düzeni ve
liberal ekonomik sistem olduğu sürece ülkemiz soyulur, sosyal yapı çözülür. Bu
nedenle siyaset düzeni ve izlenen ekonomik sistem değişmeli. Emperyalizmin 12
Eylül darbesiyle ülkemize dayattığı Özalcı sistemden kurtulmanın zamanı çoktan
geldi de geçiyor bile. O zaman ne duruyoruz hâlâ?
Adil
Hacıömeroğlu
22
Ekim 2025
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder