27
Eylül 2013 tarihli Sözcü Gazetesinin manşetindeki haberi görünce önce
inanamadım. “Bu kadar da olmaz!” dedim. Dokuz yaşındaki öğrencisine vatan haini
diyen bir öğretmen. Allah’ım ne olur aklımı koru! Daha neler işiteceğiz,
neler...
Olay,
Antalya’nın Muratpaşa İlçesinde bulunan Mustafa Asım Cula İlkokulu’nun 2 A
sınıfında geçmekte.
Sınıf
öğretmeni, başkanlık için seçim yapmayacağını söyleyip geçen yılki başkanın
görevini sürdürmesini söyler öğrencilerine. Öğrencilerden dokuz yaşındaki
Ö.İ.K., “Seçim olsa ne olacak? Ben seçimin güzel bir şey olduğuna inanmıyorum.
Başbakan da seçimle geldi, ama ağaçları kesiyor, su sıkıyor, gaz sıkıyor.” diyor.
Öğretmen
Ö.İ.K.’nın bu sözleri üzerine onu uyarır. Ardından öğrencinin annesi Filiz K.’yı
çağırarak “Çocuğunuzla konuşun, okulda siyasi konulara girmesin.” diyor.
Kısacası veliyi uyarıyor.
Tabi,
konu çok ciddi. Üzerinde durmak gerek öğretmene göre. Çocuk siyasetle
uğraşıyor. Belki sınıfta çapulcuları örgütler. Ne olur, ne olmaz? Önlem almak
gerek ivedi olarak.
Öğretmen,
olayı Facebook’a taşıyor. Küçük Ö’nün bu sözleri Gezi eylemcisi ablasından
öğrendiğini söyleyerek “Vatan hainliği meşrulaştı.” diye yazıyor. Bunun üzerine
anne, olayı yargıya taşıyor.
Yaşadığımız
şu ileri demokrasi günlerinde dokuz yaşındaki çocuğun sözlerine tahammül
edemeyen bir öğretmenin vatanına nasıl hizmet ettiğini gördük. Küçücük bir
çocukla konuşmak ve ona hoşgörü göstermek yerine suçlayan, mahkûm eden bir kafa
yapısının sağlıklı olduğu söylenemez. Kendi dar kalıplarına uymayan herkesi
düşman gören sakat bir kafanın ürünü bu davranış. Böyle kişilerin eğitim ordusu
içinde yer alması ise tam bir garabet.
Sınıf
başkanının ve eğitsel kollarda görev alacak öğrencilerin seçimle görevlendirilmesi
okullarda başlayan bir demokrasi eğitimidir çocuklar için. Öğretmen bunun da
farkında değil.
Öğretmen
olasıdır ki bu sözlerini inkâr edecek. “Yanlış anlaşıldım ya da şaka yaptım.” diyecek.
Suçu velinin ve çocuğun üstüne atmak için bin bir türlü yalana başvuracak tıpkı
öncüsü olan siyasetçiler gibi.
“Benim
gibi düşünenler dost, düşünmeyenler düşman.” diyen anlayış değil midir toplumda
bölünmeleri yaratan? Kendisi gibi olmayanları düşman görüp sonra da onları yok
etmeye çalışan Ortaçağ kafası budur. Suriye’de küçük çocuklara “dinsiz”
yaftasını yapıştırıp kafasını kesen, üzerlerine kimyasal gaz atan da aynı
zihniyettir.
Dokuz
yaşındaki çocuğu vatan haini ilan edene, söyleyeceğimiz şey aynaya bakmasıdır.
Bakınca acaba ne görecektir.
Adil
Hacıömeroğlu
28
Eylül 2013
Bu haberi okuyunca şaşırdım doğrusu.Yutkundum,yazıyı tekrar okudum.İkinci sınıftaki öğrenciden düşünme yetisi geri olan bir öğretmen geldi aklıma.Meslek onurundan habersiz,çocuklarını jurnalleyen bir öğretmen.Bu kamöu adına nasıl iş yapar?Merak ettim.Düşünce seviyesi çocuğun çok altında.Üstelik ihbar da ediyor.Yandık ki ne yandık.Bu çağda böyle öğretmen.
YanıtlaSilEğitimciler içinde , dokuz yaşındaki çocuğu VATAN HAİNİ ilan edecek denli kendini bilmez bir öğretmenin bulunması , bilim çağında ülkemiz için çok büyük ayıptır. İktidarın böyle bir öğretmeni göreve getirmesi , görevde tutması da ayrı bir skandal. Eğitimcilerin saygınlığını , güvenini sarsan bu durum Adil Haciömeoğlu'nun bu yazısında açık anlatımını bulmuş...Teşekkürler! ÖZGEN KARA
YanıtlaSil