Durgun,
küçük derecikler sessizce akar nehre. Dereler besledikçe nehir coşar, yatağına
sığmaz olur. Aşılmaz engelleri aşar. Dağları deler, vadiler yaratır kendine.
Dağ çiçeklerinin kokusunu ovalara taşır. Ovanın bereketini de denizlere.
Coşkun
akan bir nehre gem vurulmaz, önüne set çekilmez. Bentler yapılsa da akışını
durdurmak için, işe yaramaz. Nehrin coşkusu, içinde sakladığı güç bentleri aşar
kavuşur denizine.
Dağlardan
kopup gelen bir nehir, içinde olağanüstü bir erke taşır. Sınırsız bir kavuşma isteğiyle
akar yatağında. Onu, denize kavuşmak dinginleştirir. Denizine bin bir türlü çiçekle
koşar. Kavuşma isteği, bin bir damlaya ayrılır. Her damla, bir sevda yükü taşır
omuzlarında. Damlalar, omuzlarındaki yükün ağırlığını hissetmez bile. Bu
nedenledir ki damla, uzaklara serpilse de dingin bir arzuyla süzülür ana
gövdeye.
Arılar,
en güzel balları nehrin suyuyla beslenen çiçeklerden yapar. Onun içindir ki
sevgili bal dudaklıdır.
En
güzel, iç serinletici rüzgârlar nehir yataklarında eser. Cennet çiçeklerinin
kokusunu getirir denizine. Bunun içindir ki âşık koynundaki yar, en güzel
kokar.
Nehir
bin bir türlü pınarla beslenir. Her pınar, bir aşk iksiri sunar ana gövdeye. Âşıkların
damarlarındaki hızlı kan akışının her geçen gün daha çok artması bundandır.
Nehri
besleyen derelerin bazıları volkanların delişmen közlerini sürükler sabırla. Bundandır
ki yüreğe giren ateş bir türlü sönmez, söndürülemez.
Birbirinden
güzel kelebekler, kuşlar kanat çırpar sularının üstünde. Kendi renklerini yansıtır
suya onlar. Her su damlasında onların kanat çırpıntısı, yürek çarpıntısına dönüşür.
Bu nedenledir ki âşık olanın yürek atışı, hızlıdır.
Her
sabah gün ışığı ilk kez nehrin sularında yansır. Akşama değin bin bir renge
girer sular. Ay, geceleyin suda görür aksini. Yârin yüzü bunun için güneş gibi
aydınlık, ay gibi güzeldir.
Su
kıyısındaki ağaçlarda her mevsim kuşlar şakır. En güzel şarkıları suya söyler
onlar. Yârin sesi, bunun için şakırdar her ağzını açtığında. Dil konuşmaya
başladığında dişler, piyanonun tuşlarına dokunur gibi olur yâr. Sonsuz bir ezgidir,
kulakta sesi. Sonsuza dek dinlense de her seferinde daha çok zevk veren bir
ezgi...
Nehir,
denizine kavuşmak için bazen ivedi davranır. Yüksek kayalardan atlar. Çağlayan
olur kayalıklarda. Çağıl çağıl, köpük köpük, damla damladır. Çağlaması, sesli
bir fısıltı gibidir, ardı arkası kesilmeyen. En güzel sözcükleri fısıldar
denizinin kulağına. Deniz coşar, dalga dalga olur. Köpüklerden duvak yapar
başına. Nehrin tatlı suları, akar denizin köpüklü, dalgalı kıyısından içeriye
doğru. Yüzgörümlüğü dağ çiçeklerinin kokusu, kuşların şakırtısı ve en güzel
ballardır.
Sevda,
yürek çağlayanının sesidir. Bir yürek çağlamaya görsün, dinmez rüzgârların
tutsağı olur. Yürek çağlayanı, denizine kavuştuğunda bayramdır her ikisine de.
Kavuşmanın günü mü olur? Çağlayan akacak durmaksızın, dört mevsim, her gün, her
saat, her dakika, her saniye...
Adil
Hacıömeroğlu
14
Şubat 2014
mükemmel... yüreğinize sağlık.
YanıtlaSilSevi ; insanın yüce duygusudur. Bu yazıda doğal güzelliklerden süzülen çağrışımlarını bulmaktadır. Coşkun ırmakların denize , sevgiliye kavuşma ereğiyle , geçtiği yerlerin çiçek kokularını taşıması ; arıların en güzel çiçeklerden sevgili gibi tatlı bal üretmesi ; yanardağ'ın , âşık kalbinin yanışı gibi lav püskürtmesi ; ağaçların , kuşların sevi rengini yansıtması v.b... 14 ŞUBAT SEVGİLİLER GÜNÜ için güzel anlatımlı , coşkulu akan bir yazı bu. Teşekkürler Sayın A. Haciömeroğlu ; yüreğinize sağlık! ÖZGEN KARA
YanıtlaSilhocam kaleminiz çiçekler açtırmış 🧿👏✍️maşallah arılar güzel kokulu çiçeklere konup çiçek balı yapmışlar daha ne olabilir , olağanüstü size yakışır bir anlatım olmuş.Herkesin sevgiyle kalıp umutlarının yeşermesi dileğiyle🙏🍀
YanıtlaSilHayatın serüveni içinde kimseden fazla bir şey bekleyemeyiz.
Sevildiğimiz kadar değil, sevebildiğimiz kadar değerliyiz…Yüreğinize sağlık..Var olunuz ..Saygılarımla 🙏🏻♥️💙👩Fulya Kırımoğlu