DİN TEMELLİ SİYASET YAPMAK, İNTİHARDIR



CHP’de yeni yönetimin işbaşına gelmesiyle Türk siyasetinde bazı ilkeler de değişti. Daha önce din sömürgenleriyle arasına kalın çizgiler çeken CHP’de bu tavır terk edildi. Yeni yönetimin, genel ve yerel seçimlerde AKP’ye öykünerek sağ kökenli, dinci diyebileceğimiz adaylarla seçim kazanma gayreti, cumhurbaşkanı adayının belirlenmesinde de sürdü.

YCHP yönetiminin cumhurbaşkanı seçiminde laikliği savunan biri yerine, din kimliği öne çıkan bir aday belirlemesi, siyasetin dini                       kimliğe bürünmesinin topluma kabul ettirilmesi yolunda önemli bir adımdır. Ekonomi, kültür, sağlık, eğitim, bayındırlık, sanayi, tarım, hayvancılık, terör, hukuk, güvenlik, çevre... yerine hangi adayın daha dindar olduğu tartışılmakta. Toplum, din tartışmalarının kısır politik çekişmelerine çekilmekte.

Kimin ne kadar dindar olduğuna insanlar karar veremez. Ancak kimin dini kullanarak siyaset yaptığına insanlar karar verebilir. Kimin Türkiye’yi, küresel güç odaklarının piyonu durumuna getirdiğine de insanlar karar verebilir. Kimlerin din maskesiyle Müslüman mahallesinde salyangoz sattığını biz insanlar görebiliriz.

1979’da Afganistan’ı Sovyetler Birliği işgal etti. Genellikle İslamcı diyebileceğimiz bir örgüt silaha sarıldı. Her örgüt, diğerini İslam dışı görmekteydi. Bir koalisyon oluşturdular ABD destekli. Burhaneddin Rabbani yönetime geldi. Rabbani denen kişi de göbeğine kadar sakalları olan biri. Cübbesi, şalvarı da vardı. Diğer grupların liderlerinin ve militanlarının görünüşü de rabbani gibiydi.

Sovyetler, ülkeyi terk edince İslamcı gruplar birbirine düştü. Uzun süreli bir iç savaş yaşandı. Öldüren de ölen de tekbir getirmekteydi, tıpkı bugün Suriye ve Irak’ta olduğu gibi. İç savaş, Afganistan’ı çökertirken Taliban diye bir grup çıktı ortaya. Çok geçmeden diğer gruplara üstünlük kurdu. Bu kez Afgan mücahitleri, Taliban’nın kurşunlarıyla can vermeye başladı. Ülke Ortaçağ ötesi bir uçuruma sürüklendi. Ne ekonomi kaldı, ne günlük yaşam. Unutmadan söyleyeyim, El Kaide de Afganistan bataklığında boy attı.

Tüm bu olanların ardından ABD işgali ve Afganistan’da Müslüman kanı hala akmakta...

Varşova Paktı’nın dağılmasıyla birlikte İslam coğrafyasında pıtrak gibi dinci örgütler çıktı ortaya. Hemen hemen hepsi ABD kontrolünde. Birçoğu bölünerek çoğalmaktalar. Her örgüt, diğerine en hafif suçlamayla “kâfir” demekte. Bu nedenle de kâfir dediklerinin “katlini vacip” görmekte.

İslam’a inananlar,  bölünmüş bölünebileceği kadar... Önce mezheplere... Sonra tarikat ve cemaatlere... Ardından siyasal ılımlı İslamcı örgütlere... Hiç kimsenin ortak bir standardı yok. Herkes, herkesi düşman görüp inançsızlıkla suçlamakta. Biçimsellik, din diye ortaya konulmakta. Her örgüt, yaptığı insanlık dışı uygulamalarına kendince dini gerekçeler uydurmakta. Allah’la aldatmanın geldiği son durak burası...
            
        Allah’la aldatmak, topluma egemen olduğunda dipsiz bir kuyunun karanlığında yol alır insanlar. Doğruyla eğri birbirine karışır. Akla kara bulamaç olur bulanıklaşır ortalık.

Hele biçimsellik egemen olunca dine, öz yok olur. İnsanlık erdemleri bir kenara itilir. Akıl ve yürek yiter biçimselliğin yarattığı sahtekâr düzende.

Cumhuriyet’i kuran CHP, şimdi kalkmış din üzerinden siyaset yapma kervanına katılmış. “Benim adayım, dindardır.” demekte bazı bilisiz sözcüler. Emperyalistlerin AKP aracılığıyla kurduğu tuzağa düşmekteler, hem de dincilik yemini yiyerek. Nerden biliyorsun adayının dindar olduğunu? Henüz imanölçer aleti icat edilmemişken.

İslam coğrafyasındaki felaketlerin nedeni, din temelli siyaset yapmaktır. Sanki ABD ve İsrail, Müslümanlarmış gibi din eksenli siyaseti var güçleriyle desteklemekteler.

Bazen insan, doğruyu bulmak için düşmanının tavrına bakar. Onun siyasetini gözlemler. Eğer düşmanınla aynı şeyi yapıyorsan yanlış yoldasın demektir. Bir de düşmanların tekbir getirerek ölenleri ve öldürenleri gördükçe ellerini ovuşturuyorsa aç gözü, düşme tuzağa, yık emperyalist planları.

Günümüzde laikliği savunmak İslam dünyasına farzdır, farz. Bunun dışında birlik oluşturmak, kanı durdurmak olanaksız. Hele geriliğin ahtapotunun sarmalından kurtulmak için laikliği yaşatmaya o kadar çok gereksinim var ki...

YCHP yönetimi, dinciye karşı dinciyle yarışma anlayışıyla yalnızca Türkiye’ye kötülük yapmıyor, tüm İslam dünyasının karanlığa daha çok gömülmesine neden olmakta. Emperyalizme karşı kurulan bir partinin emperyalist tuzaklara düşmekte gönüllü olması anlaşılır gibi değil. CHP üyeleri bu gidişe dur demeli. Türkiye’yi ve komşularımızı Ortaçağ’ın mezhep savaşlarına sürükleyecek bir maceranın YCHP yönetiminin aymazlığıyla yaşanmasına izin verilmemeli. Din temelli siyaseti meşrulaştırarak Türkiye’nin intiharı önlenmeli.
                                               
                                               Adil Hacıömeroğlu
                                               23 Haziran 2014








5 yorum:

  1. Halkı Müslüman olan ülkeler içinde en gelişmişi , en çok erince ulaşmış olanı Türkiye'dir. Bu durumu da Atatürk'ün belirlediği LAİK cumhuriyete borçluyuz. Bunu bilen sömürgeciler , ülkemizde DİNCİ kesimleri destekleyerek , sömürülerine engel olan laik düzeni yıkma peşindeler. Bu amaçla desteklediler AKP'yi. Şimdi , YCHP de devletin ve demokrasinin kurucu partisi olma özelliğini bırakıp DİNDAR cumhurbaşkanı seçme yolunda ilerliyor. Oysa ; öteki Müslüman ülkelere baktığımızda görüyoruz ki , laik düzen yerine DİNSEL temellere bağlı düzen , toplumu MEZHEPLER , TARİKATLAR yoluyla bölüyor ve çatışmaya sürüklüyor. Ortadoğu , bu yıkımı tüm şiddeti ile yaşıyor. Ülkemizin böyle bir batağa atılmaması için LAİK DEVLET ilkesine sıkıca sarılmalıyız. Bu konuyu ayrıntılı olarak A. Haciömeroğlu'nun yazısında buluyoruz..Teşekkürler!
    ÖZGEN KARA

    YanıtlaSil
  2. Sovyetler Afganistanı işgal etmedi.O devirde iktidar olan Afgan hükümeti Taliban ile başedemeyince Sovyetleri kendi davet etti.Sovyetler çok kayıp verince Gorbaçov orduyu geri çekti.

    YanıtlaSil
  3. YCHP'nin izlediği yolun yanlış olduğunu yazıda belirtildiği gibi bilinçli vatandaşlar görmekte; fakat partide düzgün duruş sergileyenlerin bir girişimde bulunma zamanı gelmiş gibi görünüyor. Aksi takdirde Sayın Canan Arıtman gibi bunlar da pasif siyasete geçmek zorunda kalacaklar. Yeni oluşum nasıl olur bunu siyasi uzmanlar bilir, ama YCHP CHP'ye kan kaybettirmeye devam edecektir.

    YanıtlaSil
  4. Son cümleniz çok önemli. Üzerine ayrı bir makale yazılabilir. "Din siyasetini meşrulaştırmak" İşte YCHP'nin yaptığı da tam anlamıyla budur. Ya bunu toplum görecek ya da helak olacak. Arası yoktur.
    Teşekkürler

    YanıtlaSil
  5. Ortadoğuya bakınca , ortaçağ papalığının CENNETİN ANAHTARINI satmasına benzer din istismarını açıkça görüyoruz. Mezhep kavgaları sürdürülüyor. Bunlardan, Atatürk'ün kurduğu LAİK cumhuriyetin değerini daha iyi anlarız. A. Haciömeroğlu bu konuda aydınlatıcı bilgi sunmuş. Teşekkürler!
    OYA DERELİ

    YanıtlaSil