Kapalı
yerlerde sigara içme yasağı getirildi. Doğru mu? Çok doğru bir karar. Körpecik
ciğerler zift bağlıyordu. Hele şehirlerarası otobüs yolculuklar neydi öyle?
Soluksuzluktan öleyazacaktık otobüs denen tabutlarda. Ayak, bayat yemek ve
sigara kokularının karışımı bir koku baygın, bitkin düşürmekteydi yolcuları.
Lokantada,
kahvehanede, hatta yakınlarımızın evinde bile oturmak sorundu. Hele kışsa...
Sigara dumanları havada yükselir, bir süre sonra göz gözü görmezdi. Küçücük
çocuklar balgam çıkarırdı aksırınca.
Sigara
yasağını sevinçle karşılayanlardanım. Yurttaşlar, büyük bir beladan
kurtulacaktı. Sağlıklı kuşakların yetişmesinin önü açılacaktı. Buna kim karşı
çıkabilirdi ki?
Sigara
yasağı, toplumca kabul edildi kolayca. Yurttaşların büyük bir çoğunluğu yasaya
uydu. Ancak...
Bazı
işletmeciler sigara yasağını fırsata dönüştürdüler. İşyerlerinde sigara içme
bölümleri oluşturdular derme çatma. Bu derme çatma yerler, sonradan naylon poşetlerle
kapatıldı. İçeriye ısıtıcılar kondu. Denetim söz konusu olduğunda ise poşetin bir
yanı açılıp durum idare edilir oldu. Giderek bu naylon çadırımsılar çoğaldı. Dükkânlar
dört beş kat büyüdü. Bahçeler, kaldırımlar işgal edildi. Haksız kazanç için
kent naylonlaştı. Sigara yasağı mı? Güya uygulanıyor, poşetler içinde.
Naylon
çadırımsıların zeminine betonlar döküldü. Apartman bahçelerinde az da olsa var
olan yeşillikler, griye dönüştü. Özellikle cadde kıyılarında yer alan altları dükkân
olan apartman bahçeleri poşetlendi. Görüntüdeki çirkinlik, bu işin önemli
yanlarından biri.
Ancak
bu durumun asıl yanlışlığı, kentlerde yeşili yok etmesinde. Apartman bahçelerinde
olması gereken ağaçlar, ağaççıklar, çalılar, çiçekler, çimler yok! Yoğun trafiğin
olduğu caddelerde büyük bir oranda egzoz gazı salınımı olduğu herkesin malumu.
Bu zehir yüklü gazı temizleyecek olan ne? Bitkiler... Ne yazık ki bitkileri yok
etmişiz naylon uğruna.
Gelelim,
poşete sokulmuş kentlerin diğer bir sorununa... Apartman bahçelerinin
betonlandığını söylemiştik. Koca bir cadde boyunca gittiğinizde neredeyse bir
karış toprağa rastlayamıyorsunuz. Yağmur, kar yağıyor sık sık. Toprağın yağmur
sularını emmesi gerek doğal denge gereği. Toprak yok ki emsin? Beton zeminden
yağış hızla akıyor. Bir bakıyorsunuz caddeler, sokaklar akarsuya dönmüş. Artık
yurttaşlara düşen paçaları sıvayıp evin yolunu tutmak...
Yağışlar
boşa gitmekte. Toprak, gökten nasibini alamamakta. Bu nedenle de her yağış
sonrası yaşanan eziyetler, rezaletler... Deniz kıyısında olan kentlerimizi bile
sel basmakta. Sular, birkaç metre ötedeki denize akamamakta. Kendi ellerimizle
kent sokaklarını, caddelerini nehre döndürmüşüz.
Birileri
haksız kazanç sağlayacak diye koca kenti, poşetlemişiz naylonlarla. Suyla
toprağın arasına engeller koymuşuz umarsızca. Suyu doğal akışından
uzaklaştırmışız. Toprağı betonun ve naylonun altında hapsetmişiz. Çocukların
oynaması, yaşlıların dinlenmesi gereken bahçeler betona ve naylona teslim
edilmiş. Sabahleyin çim, çiçek kokularıyla uyanmak yerine, egzozun genizleri
yakan, soluklanmayı engelleyen kokusunu ciğerlere doldurmaktayız.
Poşetlenen
ve betonlanan bahçeler yalnızca insanlara mı zarar vermekte? Ne yazık ki hayır!
Kuşlara, böceklere yaşam alanı bırakmıyor bu durum. Onların kentten
uzaklaşmasına neden olmakta. Tabi, onlara bağımlı olan canlılar da yok olmakta
giderek. Kediler, köpekler caddelerin kuytularında merhametli insanlar
aramaktalar bir lokma yemek, bir yudum su için.
Belediyeler,
sağlık bakanlığı, çevre ve şehircilik bakanlığı bahçeleri, kaldırımları işgal
eden bu hoyratlığa “Dur!” demeli. Binaların
bahçelerine ağaç dikme zorunluluğu getirmeli. Çok zorunlu olmadıkça zemine
beton dökmeyi önlemeliler. Kent halkını yeşilden yoksun bırakmak, birçok tinsel
(ruhsal) sorunu da ortaya çıkarmakta.
Yaşadığımız
kentlerde griye tutsak mı olacağız? Yoksa insanca yaşamanın olanaklarına mı
kavuşacağız?
Adil
Hacıömeroğlu
3
Şubat 2015
Dünyanın en güzel şehri ranta kurban edildi
YanıtlaSil2005 senesinde bir anket şirketinde çalışıyor bir yandan da Sigortası olan bir iş arıyordum.. Şirket beni hergün İstanbul un ayrı bir semtine sokak anketi yapmaya gönderiyordu, bu vesile ile doğup büyüdüğüm şehrin, hiç görmediğim yerlerini keşfediyordum
YanıtlaSilAnket yapmak için yoldan geçenlere kağıt uzattığımda umursamaz bir tavırla, bu nedir ne işe yarar diye soran çok olurdu, ben de, 'belediye bedava kömür dağıtacak en çok hangi mahalleye lazım şöyle bir yokluyor' deyip işi cazip kılmaya çalışırdım, bunu duyunca evinden eşini, akrabasını benimle anket formunu doldursun diye telefonla çağıran bile olur, umursamaz bakışlar birden Pürdikkat kesilirdi.
Yine böyle bir gün, gönderildiğim Üsküdar sokaklarını arşınlarken, şimdi ismini tam hatırlamadığım tepelik bir yerde belediye ekiplerini asırlık bir çınarı kesmek için hazırlık yaparken buldum, Çınar apartmanlar arası boş bir arsacıktaydı, büyük olasılıkla buraya bir apartman dikilecekti, gelecek rant Çınar ağacından büyüktü,
Aklıma bir Avrupa ülkesinde yaşanmış ve haber olmuş bir başka Çınar ağacı geldi, bu ağaç kesilmesin diye o muhitte yaşayan halk ağacın etrafını sarmış hatta bazıları kendini ağaca zincirlemişti.
Bu Çınar ağacı ise yalnız bırakılmıştı, dalını tutacak dostları yoktu, bir İmparatorluğun batışına, bir Cumhuriyetin kuruluşuna şahid olmuş gövdenin sonu belli olmuştu,
İşte dünyanın en güzel şehri ranta böyle kurban edildi..
Sigara içme özellikle nedenleri açısından önemli ruhsal-toplumsal sorundur.Dünya sağlık örgütü sigarayı dünyanın en hızlı yayılan ve en uzun süren salgını olarak tarif etmektedir.Sigara dünyada ve ülkemizde önemli bir halk sağlığını sorunudur Sigara dünyada en yaygın kullanılan sağlığa zararlı , bağımlılık yapan maddedir. Ülkemizde tüm ölümlerin %41,6 sı tütüne bağlı hastalıklar sebebiyle olmaktadır.Sigara ve sigara dumanıkatran,karbondioksit ve nikotine ek olarak amonyak , arsenik , hidrojen,formaldehit ,metan gibi son derece zehirli olan 4000 den fazla kimyasal madde içerir.Kendileri sigara içmeseler bile sigara içenlerin tütün zamanına maruz kalan milyonlarca insan sigaranın neden olduğu hastalıklar yüzünden hayatlarını kaybetmektedirler.😔😥Son yıllarda hocam dediğiniz gibi yasaklarla naylonlarla ayrı bölümler ( Naylon kentler sizin deyiminizle çok doğru) maalesef Ankara’ da ben çok uyulduğunu göremiyorum .Sokaklar işgal ediliyor.Hocam yüreğinize sağlık sağolunuz🙏🏻🍀🌿👩Fulya Kırımoğlu
YanıtlaSil