TÜRK ULUSUNUN BİRİNCİ GÖREVİ NE?

        Türkiye'nin dört bir yandan çevrelenip kuşatıldığı, toprak bütünlüğünün ortadan kaldırılmaya çalışıldığı, birliğinin tehlikeye düşürüldüğü, Mavi Vatandaki çıkarlarının yok sayılmaya çalışıldığı bir dönemde ulusumuzun önündeki öncelikle  çözülmesi gereken sorun nedir?

Ülkemiz gerçeğini gören ve ulusal duyarlılık sahibi herkesin yukarıdaki soruya vereceği yanıt şudur: Öncelikle Türkiye, emperyalist kuşatmayı yarıp ülkesinin bütünlüğünü korumaktır. 

Peki, ülkemizdeki muhalefet, Türkiye'nin emperyalistlerce kuşatması karşısında kendilerine birinci görev olarak neyi seçmekteler? Demokrasi mücadelesini...

Türkiye'nin öncelikli olarak demokrasiye gereksinimi olduğunu yıllardır sürekli söyleyenler kimler? AB ve ABD sözcüleri... Bir de batı emperyalizmin piyonları PKK ve FETÖ...

Peki, AB ve ABD'nin daha önce demokrasi savaşımını öncelediği ülkeler hangileri? Irak, Libya, Afganistan, Yemen, Suriye... Buralara getirilmeye çalışılan sözde demokrasi milyonlarca insanın kanının akmasına neden oldu. Emperyalistlerin akıttığı kan, hala oluk oluk akmakta. Üstelik bu ülkelere demokrasi(!) adına getirilen bölünme, parçalanma, yoksulluk ve göç...

Dört bir yandan kuşatıldığımız koşullarda utku kazanmak için gereksinimimiz olan en önemli şey; iç cephenin sağlamlığı, halkımızın birliği... Böyle bir dönemde muhalefetin AB ve ABD'nin demokrasi sorununu, ülkemizin ivedi sorunuymuş gibi öne çekmesi çok ilginç. Bunu derken Türkiye'de demokrasimizin dört dörtlük olduğunu savlamıyoruz. Ancak emperyalistlerin de dediği gibi ülkemizde bir faşist diktatörlük de yok! Önce yurt bütünlüğümüzü koruyalım, sonrasında demokrasimizle ilgili sorunları tartışıp çözüme kavuştururuz. Unutmayalım ki Türk demokrasisinin kökleşip yerleşmesinin önündeki en büyük engel, emperyalizme bağımlılıktır. Emperyalizmin etkisinden kurtulmakta olan Türkiye buna koşut olarak demokrasisini de istenen düzeye getirecektir. 

Atatürk, 1927'de "Gençliğe Hitabe" ile Türk Gençliğine, dolayısıyla tüm ulusumuza birincil görevini söyledi. Atatürk'ün bu görevlendirmesi, bugün de geçerli. Kendine Atatürkçü diyen herkesi bu görevin gereğini yapmaya çağırıyorum.

"Ey Türk Gençliği! Birinci vazifen, Türk istiklalini, Türk cumhuriyetini ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir." demekte Atatürk. Koruyup savunmak zorunda olduğumuz ne Atatürk'e göre? Bağımsızlık ve cumhuriyet... 

Kime karşı savunacağız bağımsızlığımızı ve cumhuriyetimizi? Bunları yok etmek isteyen emperyalizme ve işbirlikçilerine karşı... İşte, bunu yaptığımızda istediğimiz demokratik koşullara kavuşuruz. 

Ey Türk Gençliği! Atatürk'ün sana verdiği görev için işbaşına! Gençliğe Hitabeyi sözcük sözcük okuyup uygulama zamanıdır. Yurdumuzun bütünlüğü, geleceği için topyekün savaşım zamanıdır. 

Adil Hacıömeroğlu

27 Eylül 2020

6 yorum:

  1. Adil bey merhaba; omurgasız bir iktidar ile vatanın bütünlüğü sağlanamaz. Demokrasi ile ilgili örnek verdiğiniz ülkelerle bizim demokrasi anlayışımız ve dirayetimiz çok farklı. Biz cumhuriyeti kurup demokratik hakları sağlarken hala monarşi ile yönetilen ülkelere demokrasi bir yem olabilir ama Türk milleti için bir yem değildir

    Hulasa; içerdeki işbirlikçileri iktidardan uzaklaştırmadıkça(Demokratik yollarla) emperyalizme karşı bir dirayet gösteremeyiz. Türk milletinin karakteri, bu durumlarda dirayetini göstereceğinden şüphem yoktur.

    YanıtlaSil
  2. "İyi günler sevgili Hacıömeroğlu,Emeğinize sağlık terdökerek kalem oynatarak Ülkemizin İçinde bulunduğu Gerçek durumu öne çıkarmışsınız,Yazınızda ileri sürdüğünüz konular sizin fikirleriniz saygı duyarız ama 20 senedir bu ülkeyi yöneten bu iktidar hangi ülke çıkarları doğrultusunda MUHALEFETİ ARADI ve BİRLİK Oldu.Ben Sn Unknown ne acıdır ki katılıyorum.İktidarın Tüm Ülke partilerine bilgi verip Bir çatı altında birleşmeleri yerine Sizde çok üzgünüz ki MUHALEFETE YÜKLEDİNİZ yine bu sorunların müsebbibi olarak..Gerçeklerden HİÇ SAPMAMAMIZ DİLEĞİ İLE..sevgiler..

    YanıtlaSil
  3. Adil beyin önerisi
    ilginç olduğu kadar önemsenmesi gereken vazgeçilemeyecek ciddi hallerdendir.Demokrasi anlayışını farklılıklardan kurtarmalıyız.

    YanıtlaSil
  4. Kalemine Efendi Kalan,
    Değerli Adil öğretmenim ,

    Ulu önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün Gençliğe Hitabesi, 20Ekim1927 de Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Atatürk tarafından Türk gençliğine seslenmek amacıyla yazılmış bir metindir. Bu hitabe, Türk milletinin geleceğini emanet ettiği gençlere olan güvenini ve beklentilerini dile getirir.
    Atatürk’ün gençlere olan güvenini, onları Cumhuriyetin bekçileri olarak görmesini ve gençliğin gelecekteki Türkiye’nin teminatı olacağına dair inancını yansıtırBizlerde Cumhuriyetimizi ve bağımsızlığımızı son nefesimize kadar korumalı çalışmalıyız .Değerli Adil öğretmenim her zaman ki gibi vatanseverliğinizle bize örnek oluyorsunuz .👏🇹🇷Usunuza,elinize ,ruhunuza, yüreğinize sağlık👏👏🇹🇷🍀📚💐Var olunuz🙏🏻Fulya Kırımoğlu👩

    YanıtlaSil
  5. Kalemine efendi kalan Adil Adalet bey,

    Emperyalizme karşı mücadele edelim elbet.Varlığımızı korumak istiyorsak bu olmazsa olmazımız zaten.Burada hemfikiriz zaten.

    Eeee demokrasi de kurum ve kuralları ile güçlensin.İkisi bir arada olmaz mı? yani emperyalizm ile mücadele ederken demokrasimizi güçlendiremez miyiz Adil Adalet bey? bakın bu yazıyı 2020 yılında yazmışsınız aradan 5 yıl geçmiş ve demokrasi adına ileri gitmemiz gerekirken çok daha geriye gitmişiz hukuk devleti normlarından uzaklaşmışız. hukuk ve adalet bir kişinin iki dudağının arasında çıkacak karara bağlanmış. hukukun adaletin olmadığı demokrasinin yok edilmeye çalışıldığı bir ortamda emperyalizmde nasıl mücadele edeceğiz bana anlatır mısınız Adil Adalet bey? anayasa mahkemesi kararını dahi tanımayan bir iktidar ile karşı karşıyayız. ortağı olan partinin genel başkanı ise ne var canım anayasa mahkemesinde kapatalım diyebiliyor. biz bu kafayla bir araya geleceğiz ve emperyalizme karşı mücadele edeceğiz öyle mi? lafa geldi mi aynı gemideyiz Ama her ne hikmetse aynı gemideki bir grup azınlık kendi hukukunu uyguluyor ne kadar güzel değil mi?

    Hayır Adil Adalet bey hayır... bu ülkede önce hukuku ve adalete Egemen kılacağız. güçlülerin hukuku değil hukukun gücünü esas alacağız. adaletin olmadığı bir alanda emperyalizme karşıda mücadele edemeyiz.
    saygı ve sevgiler Adil Adalet bey...

    YanıtlaSil
  6. Değerli Adil bey
    Yazınızı kaleme aldığınız tarihe baktığımda aradan geçen zaman aralığında hiç bir şeyin değişmediğini üzülerek görüyorum.
    Hatta değişmediği gibi daha da tehlikeli ve vahim sonuca doğru yol alıyor yazık ki.
    Vatanın bölünmez bütünlüğünü muhafaza etmek elbette hepimizin öncelikli görevi. Ancak durum öyle bir hal aldı ki; bizler yalnızca serzenişte bulunabiliyoruz. Müdahele edemiyorız. Etkimiz yok. Fikrini beyan eden, vatan lehine konuşanlar hain ilan edilip tutuklanıyor. Ne adalet var, ne kanun. Sadece seyrediyoruz gidişatı. Ve görünen o ki; bu gidiş ne vatan lehine ne de millet. Çok çok üzgünüm 😢😢

    YanıtlaSil