“Mendil”
deyip geçmeyin sakın! Mendil, kişisel temizliğin önemli bir aracı. Öksürme,
aksırma, tıksırma, hapşırma sırasında mendil en gerekli koruyucudur bireyler
için. Ayrıca el yüz yıkadığımızda, üstümüz kirlendiğinde mendil gerekir.
Mendillerimizin
hepsi yerli üretimdi. Yurdumuzun topraklarında yetişen güzelim pamuklardan
yapılırdı mendillerimiz. Çoğu, Sümerbank’ta üretilirdi. Rengârenk desenleri
olurdu. Yumuşak bir sıcaklık verirdi insana. Annem, kömürlü ütüyle hiç
üşenmeden ütülerdi mendillerimizi. Mendillerimiz karışmasın diye ailemizin her
üyesinin mendili farklı renk ve desendeydi. Kimi zaman annem, mendillerimizi kolalardı
bile. İlkokul önlüklerimizin ön cebine koyardık onları.
Çocukluğumuzda
birçok kişi, bez mendil kullanırdı. Bazı kişiler ise sosyo-ekonomik nedenlerle
mendil kullanmazdı. Bu nedenle bazı kişilerce mendili olmak, kişisel bir
ayrıcalık olarak görülmekteydi.
1960’lı
yıllarda ilkokuldaydık. Hayrat Merkez İlkokulu’nun öğrencileriydik. Çevre
köylerden öğrenciler gelirdi çiçek demeti gibi. Her öğrencinin kendine göre bir
dünyası ve düşleri vardı. Her aile, çocuğunu en güzel koşullarda okula
gönderirdi olanaklarına göre. Olanak dediysem yanlış anlaşılmasın. Çoğu kişinin
ekonomik olanakları çok kısıtlıydı. Temel yaşamsal gereksinmelerini bile
zorlukla karşılayabiliyordu birçok aile. Yaşam çok zordu her açıdan. Ülkemiz,
kendini ekonomik bakımdan yeni yeni toparlıyordu. Türk devriminin getirdiği
olanaklar, yurdun her köşesine yayılmaktaydı adım adım. Ancak değişecek,
yapılacak çok iş vardı. Yüzyılların biriktirdiği o kadar çok sorun vardı ki
bunları bir çırpıda halletmek çok zordu. Bunun için gidilecek çok yol, yapılacak
çok iş, gerçekleştirilecek çok amaç vardı. İşte, bu koşullar altında birçok
ailenin çocuklarına mendil alması önemli bir ekonomik yüktü.
İlkokul
yıllarımızda birçok yurttaşımız başta Almanya olmak üzere Avrupa ülkelerine
çalışmaya gidiyordu. Onlara, halkımız “Almancılar” adını verdiler. Almancıların
ailelerinde çok geçmeden gözle görülür bir biçimde ekonomik düzelme başladı. Dilini,
kültürünü, yaşam biçimini, alışkanlıklarını bilmedikleri uzak diyarlara gurbete
gidenler, fırsat bulduklarında izne gelirlerdi sılalarına. Her gelişlerinde genellikle
günlük yaşamımızda pek bilmediğimiz ve ülkemizde üretilmeyen teknolojik ürünler
ve kullanım eşyaları getirilerdi. Türk toplumu, birçok yeniliği, Almancılar
sayesinde tanıdı.
İlkokulun
ilk yıllarıydı. Sınıfımızdaki bir arkadaşımızın babası Almanya’dan izne
gelmişti. Gelirken çocuklarına bazı armağanlar getirmişti. Bunlardan biri de
mentollü kâğıt mendildi. Arkadaşımız, sınıfta sevdiği kişilere birer tane (Bir
paket değil, yalnızca bir tane) mendil verdi. Bu şanslılar arasında ben de
vardım. Mendili, herkes gibi sevinçle alıp uzun uzun kokladık. Bu, bilmediğimiz
bir kokuydu. İlk kez kâğıttan bir mendil görüyorduk. Mendili kokladıktan sonra
hırpalamadan kitabımın arasına koydum ki büzüşüp biçimi değişmesin,
yıpranmasın. Bir de baktım ki mendil alan arkadaşlarımın hepsi aynı davranışı
göstermekte. Aklın yolu bir… Sınıfımızda kâğıt mendil alan birçok kişi birbirinden
habersiz olarak aynı saklama biçimini sergilemekte. Arada sırada kimseye çaktırmadan
kitabın yapraklarınca koruma altına aldığımzı mendilleri koklayıp yerine
koyardık.
Eee,
mendili aldık da bunun bir adı yok! Ne yapacağız? Türk çocukları yaratıcı zekâlarıyla
ilk gördükleri kâğıt mendile “Almanya mendili” adını verdiler. Çünkü mendil,
Almanya’dan gelmişti.
Aradan
epeyce bir zaman geçti. Ülkemizde kâğıttan mendil, elbezi, havlu üretimi
başladı. Kâğıt mendiller yaşamımızın bir parçası oldu çok geçmeden. Yeni
üretilen mendile de üreten firmanın adı verildi.
Şimdi kâğıt mendil kullandığımda neredeyse her zaman usuma “Almanya mendili” gelir. Kendi kendime gülümser, geriye dönük zaman yolculuğuna çıkarım.
Adil
Hacıömeroğlu
17
Aralık 2021
Bugün Türkiye'de olmayıp da bir "Almancının" getirebileceği hiçbir yenilik kalmamıştır. Bu kısmen ithalat cenneti olmamız, kısmen de gelişmişlik farkını kapamamız yüzündendir.
YanıtlaSilTemiz , ütülü mendil bir nevi medeniyet göstergesiydi.Özenli , titiz kullanıcılar büyük bir özenle mendilini kullanır ,gene düzgünce katlayıp cebine koyardı.Bazıları da kirli ve büzüşük bir şekilde kullanırdı.Benim de mentollü mendili defter arasında saklamışlığım vardır ...
YanıtlaSilHocam yine geçmişte yolculuk yaptırdınız .Nesneleri koklamak belleğimizde kalıcılık hissini veriyor oksa gerek . Aklım yolu bir dediğiniz gibi , bizim çocukluğumuz da verilen her hediyenin değeri bilinir saklanırdı gerçi hala öyleyiz.Çocukluğumuzda kolalı yakalarımızı, mendilleriimizi ,önlüklerimizi unutmak mümkün değil sağolunuz.Kağıt peçete biriktirip saklardık hala öyle kıymet bilip değer vermek ne güzel arkadaşınızda paylaşmış o da ayrı bir güzellik var olunuz🙏🏻✍️🧿🌺Fulya Kırımoğlu
YanıtlaSil