DENGE POLİTİKASI


AKP yöneticilerinin ağzından düşmüyor “denge politikası” sözü. Tayyip Erdoğan: “Ne Rusya’dan ne de Ukrayna’dan vazgeçeriz.” dedi. Bu anlayış, denge politikasının gereğiymiş. Ukrayna’dan vazgeçelim, diyen yok! Ukrayna, ABD’den vazgeçsin demekte ve bunu gönülden istemekteyiz.

Erdoğan’ın denge politikası izleme adına söylediği yukarıdaki sözden iki anlam çıkmakta. İlki, cumhurbaşkanı Rusya ile Ukrayna arasındaki anlaşmazlığın asıl taraflarının Rusya-ABD olduğunu bilmiyor. ABD’nin Ukrayna’yı yem olarak kullandığının farkında değil.

İkincisi ise Erdoğan, gerçeği biliyor, ABD ile ilişkileri bozmamak adına denge politikası izliyor. Böyleyse bu, çok tehlikeli. Çünkü bu politikayla asıl saldırgan gizleniyor. Türkiye’nin başına bin bir bela getiren ABD’nin saldırganlığı örtülüyor. Böyle bir anlayış, ülkemize zarar vereceği için hiç doğru değil.

Gelelim asıl konuya… AKP’lilerin denge politikası izlemede esin kaynakları kim? Bu konuda öncüleri, örnekleri II. Abdülhamit’tir. Neymiş efendim “II. Abdülhamit, izlediği denge politikasıyla otuz üç yıl hiç toprak yitirmeden, Avrupalı büyük devletleri idare etmiş.” Bazı kişiler, kurdukları hayallerin gerçek olduğunu sanır ve zamanla bunlara inanır. O hayalleri olmuş gibi düşünüp onlara sonraki kuşakları da inandırırlar.

Gerçekten II. Abdülhamit, denge politikası izleyerek hiç toprak yitirmedi mi?

31 Ağustos 1876’da padişah oldu II. Abdülhamit. 1909’da tahttan indirildi. Tahta çıkmadan önce Mithat Paşa ve arkadaşlarına söz verdiği üzere 23 Aralık 1876’da Osmanlının ilk anayasasını ilan etti. Ruslarla yapılan 93 Harbi’ni (1877-78) gerekçe göstererek anayasayı rafa kaldırıp meclisi dağıttı. Anayasa taraftarı birçok devlet adamını görevinden uzaklaştırarak tutuklattı. Aydınları hapsetti. Böylece anayasaya karşı darbe yapan bir padişah unvanını aldı.

Bulgaristan Prensliğinin kurulması (1878),

Sırbistan, Romanya ve Karadağ’ın bağımsızlığa kavuşması (1878),

Bosna Hersek’in yönetiminin geçici olarak Avusturya’ya bırakılması (1878),

Kars, Ardahan ve Batum’un Rusya’ya verilmesi (1878),

Teselya’nın Yunanistan’ın olması (1878),

Üs kurmak amacıyla Kıbrıs’ın İngiltere’ye verilerek elden çıkması,

Tunus’un Fransa (1881), Mısır’ın İngiltere (1882) tarafından işgal edilmesi,

Doğu Rumeli’nin Bulgaristan’la birleşmesi (1885),

Girit’e özerklik verilmesi (1897) ve elden çıkması,

Osmanlının iflas ettiğinin görülmesi üzerine Duyun-u Umumiye İdaresinin kurulması,

Yukarıda görüldüğü gibi Osmanlı Devleti, II. Abdülhamit döneminde neredeyse topraklarının yarısını elden çıkardı.

93 Harbi’nde İstanbul kapılarına dayanan Ruslarla Ayastefanos (Yeşilköy) Anlaşması imzalandı. Bu anlaşmanın içeriğini yurtseverler dikkatle okumalı. Üniversitelerde ders olmalı bu anlaşma. Neden mi? “Bir ülkenin aleyhine nasıl davranır onu yönetenler? Bir ülkenin yöneticileri, kendi yurdunu değil de düşmanın çıkarlarını ne denli kollar?” İşte, bu soruların yanıtını öğrenmek için bu anlaşma incelenip öğrenilmeli.

Ruslar, İstanbul kapısına dayandı. Yeşilköy’e yerleştiler. Bu savaşta ölen Rus askerlerinin anısına, Bakırköy-Şenlikköy’de bir zafer anıtı yaptılar. Parasını da II. Abdülhamit ödedi devlet kesesinden.

Bu anıt şimdi yok! Çünkü 14 Kasım 1914’te İttihatçılarca yıktırıldı. Çünkü bu anıtın Türk Ulusu için bir utanç olduğu söylediler.

II. Abdülhamit’in denge politikası yukarıda anlatıldığı gibi. Ver toprağı, sustur Avrupa’nın saldırgan sömürgecilerini. Devletin iflasını ver, hazine gelirlerinin başına oturt büyük devletlerin memurlarını, senin vergilerini toplasınlar. Nasıl da dengeli değil mi? Örnek aldıkları kişiye bakın! Kılavuzu II. Abdülhamit olanın, gerçeği görmesi çok zor. 

Denge politikası demek, stratejisi olmamak demek. Savaşta, yaşamda denge olmaz, stratejiler olur. Stratejilerle olaylar, savaşlar, bunalımlar yönetilir. Denge politikasında inisiyatif karşınızda yer alan güçtedir. Belirleyici odur. II. Abdülhamit’in otuz üç yıl boyunca bir devlet stratejisi yoktu. Büyük güçlerin arasında denge kurayım diye sürekli yalpaladı. Yalpalayan gemi, en sonunda batar. Onu örnek alanların olur mu stratejisi?

Kurtla kuzu arasında denge olur mu? Burada kendinizce denge kurup yansız davranırsanız kurt, kuzuyu yer. Bu nedenle ABD emperyalizmiyle ezilen halklar arasında denge politikası izlenemez. 

Ülke gerçeklerini görmek, ulus çıkarlarını korumak için Atatürk’ü kılavuz almak gerek. Başka yol yok çünkü. 

                                                       Adil Hacıömeroğlu

                                                       6 Mart 2022

 


2 yorum:

  1. Toplumun bir kesimi için II. Abdülhamit modeli denge politikası öne çıkarılırken, diğer kesim için İnönü tipi denge politikası öne çıkarılıyor. Dolayısıyla ön almayan, tepkisiz, mücadele gücünü ve cesaretini yitirmiş politikacılar büyük kahraman olarak sunuluyor topluma. Atatürk 'ün hastalığına rağmen Hatay için Fransa'yla savaşı göze alacak öngörüsü ve kahramanlığını arıyoruz!

    YanıtlaSil
  2. Kainatda denge diye bir şey yok.Dönme hareketi var.Etkiyi 7 birim düşünürsek,denge halinde 3,5=3,5 hali olduğu zaman,kainatdaki sistem çöker,yıldızlar dökülür. En dengeli durum 4-3 dönme hali,5'e 2 ve 6'ya 1 durumu daha çok bağımlılık hali. 7'ye 0 hali ise,ancak Allah'la kul arasında olur.Çünkü Allah'ın hiçbir şeye ihtiyacı yok,bizim ona ihtiyacımız var. Yıldızlar,atomlar,hac da ki tavaf ibadeti,insanlar arası ilişkiler hepsi dönme hareketine bağlı olup,en dengeli hal 4'e 3 halidir. Devletlerin,kişilerin birbirlerine olan bağımlılığının fazla olmasına göre,bu durum 5'e 2 ye,6'ya 1'e çıkmaktadır. Çoçukla anne arasındaki bağımlılık daha fazla olup 6'ya 1 şeklinde ifade edilebilir.

    YanıtlaSil