ABD
ve kuyrukçuları, Rusya-Ukrayna anlaşmazlığı karşısında en önemli silahı olan ambargoyu
kullandı. Ukrayna’ya silah verip Rusya’ya karşı kışkırtan Atlantik, sıcak savaş
başlayınca neredeyse olanlara sırtını döndü. Batılı emperyalistler, Ukrayna’yı
ateşe attı. Ateş çoğaldıkça ellerini ovuşturarak ısınmaktalar. Bu ısınmanın
içten içe bir üşümeye, giderek donmaya varacağını fark etmemekteler.
ABD,
kendi emperyalist çıkarları için başta AB olmak üzere birçok ülkeyi harcama yoluna
gitmekte. Avrupa ülkelerinin ezici çoğunluğu Rus erkesine bağımlı. Özellikle
Rusya’dan gelen doğalgaz olmasa Avrupa’nın büyük sanayi ülkelerinde çarklar dönmez.
Halk ağır geçen kış ayazında dayanma gücünü yitirir.
Sözümüzün
başında Avrupa’nın 1945’ten beri ABD’nin egemenliğinde olduğunu belirtelim. Batı
Avrupa; ekonomik, siyasal, ekinsel yönden ABD’nin işgali altında. Almanya ise
bunların yanı sıra askersel açıdan da ABD işgalinde. Günümüzde Almanya’nın farklı
kentlerinde elli bine yakın ABD askeri dolaşmakta. II. Dünya Savaşından beri
kesintisiz süren bir askersel varlık bu.
ABD’nin
Rusya’ya ambargosuna başta Fransa ve Almanya olmak üzere bazı Avrupa ülkeleri
gönülsüz katılmakta. Çünkü Rusya’ya uygulanacak ambargoların en büyük zararının
kendilerine olacağını bilmekteler. ABD de bunun farkında. Bu nedenle AB
ülkelerini ateşe sürmekte. Avrupa’yı güçsüzleştirmek isteyen ABD, bu yolla Avrupa
üzerindeki egemenliğini sürekli kılmak istemekte. Öte yandan da kendi
topraklarını savaşın etkilerinden kurtarmaya çalışmakta Amerika. Savaşın tüm
faturasını Avrupa’ya ve Rusya’ya yıkma çabası içinde eli kanlı emperyalist.
En
ilginç olanı ise orta ve doğu Avrupa ülkelerinin durumu. Daha önce Sovyetler
Birliği ile dost olan bu ülkeler, Sorosçu vakıfların ve ABD merkezli düşünce
kuruluşlarının at oynattığı yerler durumunda. Birçoğu NATO üyesi. Bu ülkeler,
kraldan çok kralcı, ABD’den çok Amerikancı kesilmekteler. ABD cephesinin kurşun
askeri olmak için can atan bu ülkelerin yöneticileri, kendilerini nasıl bir felakete
sürüklediklerinin farkında bile değiller. ABD, daha işin başında Zelenski’yi
sattı. Ukrayna’yı ateşe atıp izlemekle yetinmekte Biden ve ortakları.
Washington yönetiminin tarihi, ateşe sürüp sırtını döndüğü ülkelerle ve yöneticilerle
dolu. Satılanların bir eksik ya da bir fazla olması çok da önemli değil onlar
için.
Eski
Sovyet sisteminden ayrılıp Atlantik eksenine giren ve kendi varlıklarını NATO’ya
bağlayan orta Avrupa ülkeleri, bu tutumlarıyla devlet olamadıklarını
göstermekteler. Bir devlet, kendi gücüyle ayakta durur. Başkalarının desteğine,
gücüne güvenerek başkasının çöplüğünde ötmez. Bu ülkelerin yöneticilerine “Ağaca
dayanma kurur, adama dayanma ölür.” Türk atasözünü anımsatmak isterim.
Batı
Avrupa’nın Rusya’ya erke bağımlılığı olduğunu söylemiştim az önce. Özellikle
Almanya gibi ekonomisinin neredeyse tamamı endüstriye dayalı ülkeler var. Bu
ülkelerin fabrikalarının çalışması için Rus doğalgazına gereksinmeleri yaşamsal.
Fabrikalarda üretilen endüstri ürünlerinin satabilecekleri pazarlar gerekli. Özellikle
Almanya, ürettiği otomobillerin önemli bir kısmını Rusya’ya satmakta. Rusya’ya
uygulanacak bir ambargo, hem ABD’nin erke kaynaklarını kesecek hem de ürettiği
mallar elinde kalacak. Alman ekonomisinin böyle bir duruma uzun süre
dayanamayacağı çok açık. Bu durumda bu ambargodan en büyük darbeyi Almanya
yiyecek. Ardından da Fransa ve Hollanda gelecek.
Ambargo,
düşünülenin tersine Rusya’yı güçlendirecek. Çünkü Rusya uçsuz bucaksız varsıl
bir coğrafya. Birçok ülke, Rus tarım ürünlerine yaşamsal olarak bağımlı. Dünyanın
birçok ülkesi yalnızca Rus erkesine değil, hammaddelerine de çok gereksinim
duymakta. Birçok madenin kaynağı Rusya. Bu nedenle ambargo, Rusya’dan alınacak
doğal ürünlerin ve madenlerin parasal değerini artıracak.
ABD’nin
başını çektiği ambargo, dolara darbe vuracak. Epey zamandır düşünülen ulusal
paralarla ticaret yapma düşüncesi bu bunalım döneminde devreye sokulabilir.
Ulusal paralarla ya da mal değiş tokuşuyla yapılacak bir ticaret, ABD’nin diğer
ülke ekonomileri üzerindeki etkisini azaltır. Böylece dolar saltanatı da sona
erer. Ulusal paralarla ticaretin, mal değiş tokuşuyla alışverişin mucitlerinin
Atatürk ve Lenin olduğunu vurgulayalım. Bu iki devrimci, böyle yaparak İngiliz
emperyalizminin ticari egemenliğinin dışına çıkmışlardı.
Putin,
Ukrayna harekâtına başlamadan önce Çin ve Hindistan devlet başkanlarıyla konuştu.
Bu görüşmeler, Rusya’ya desteğin onanması bu ülkeler adına. Çin ve Hint devlet
başkanlarının Putin’in yapacağı askersel harekâttan habersiz olduklarını düşünmek
saflıktır. Pakistan’ın da ABD’den uzaklaşarak Asya’daki onurlu yerini almaya
başladığını özellikle belirtelim. Tabi İran’ı da unutmamak gerek bu denklemin
içinde. Bu dört ülkenin toplam nüfusları neredeyse dünyanın yarısına yakın.
Burada Çin ve Rusya’nın iyi ilişkiler içinde olduğu Asya, Afrika ve Latin
Amerika ülkelerini de unutmamak gerek.
Dünya,
Atlantik’ten ibaret değil; unutulmaya…
Adil Hacıömeroğlu
11
Mart 2022
Türkiye Cumhuriyeti Devleti NATO'cu ordusuyla, içi Amerikan - İngiliz uşağı tarikatçılarıyla dolu bürokrasisiyle, satılık holding medyası ve fon-fon gazetecileriyle, işbirlikçi komprador burjuvasıyla, vatansız, Türk milletine düşman akademisiyle Atlantik'in görüş ve emirlerine hazırdır komutanım!! THANK YOU!!!
YanıtlaSilBir ülkeyi yerle bir eden bir askeri gücü kutsamak.!? Hiç bir neden bunu haklı çıkaramaz.
YanıtlaSilABD Ortalığı karıştırıp menfaatine bakıyor. Silah satıp ülkeleri birbirine kırdırıyor. Dünyanın başında bir zulüm Devletidir ABD
YanıtlaSil