PKK BÖLÜYOR, YA SİZ?


İsrail, aylardır Gazze’yi bombalamakta. Batı Şeria, dünyanın en büyük açık hava tutukevine çevrildi Siyonistler ve onların destekçilerince. Filistinlilerin bir yudum su içmeleri, bir lokma ekmek yemleri yasaklanmış İsrail yöneticilerince. Dünyanı vicdan sahibi insanları, ABD ve diğer batılı emperyalistlerin desteğiyle Tel Aviv yönetiminin uyguladığı soykırıma karşı ayakta. Vicdanın cüzdana karşı utku kazanacağı öngünlerdeyiz.

ABD, Ukrayna’da sıkışmış durumda. ABD çıkarları uğrana Ukrayna halkı da kaynakları da ulusal onuru da bozuk para gibi harcandı. Rusya, ABD yayılmasını durdurdu. Bu durum, ezilen ulusların emperyalizme karşı savaşımda umudunu artırdı.

İsrail, Gazze’de amacına ulaşamadı. Büyük bir soykırıma imza atarak tüm dünyanın nefretini kazandı. Gücünü, devlet olarak varlığını tamamen başta ABD olmak üzere emperyalizmin desteğine bağlamış durumda. Hem bölgesel hem de uluslararası alanda büyük bir sıkışıklığın, dışlanmanın içinde. Bu durumdan kurtulması biraz zor. Çünkü arkasındaki emperyalist güçler de büyük sorunlarla karşı karşıya ve gerileme sürecindeler. Bu nedenle gerilemeye koşut olarak birçok iç sorun yaşayan başta ABD olmak üzere batılı emperyalistlerin önümüzdeki zamanda kendi iç sorunlarına yoğunlaşacakları büyük olasılık. Bu durumu gören ABD, son kozlarını oynamakta bölgede.

İsrail’in Batı Asya’da geçici süre de olsa soluklanması için tek çözüm var. O da II. İsrail’in kurulması. Bunun için ABD, II. İsrail sürecini hızlandırdı. Suriye’nin doğusunda ABD ve işbirlikçisi PKK/PYD’nin işgali altında bulunan bölgede yerel seçim yapmak için kolları sıvadı Bölücü Örgüt. Bu, bağımsız devlet olma yolunda önemli bir adım. PKK/PYD, ABD desteğiyle yapılacak bu seçimde oy kullanmaya gitmeyecek kişilere ekmek ve gaz kısıtlaması yapacak. Bu yolla seçime katılım oranını artırarak dünya kamuoyundan destek peşinde.

Bölücü örgüt, Suriye’de devletçik kurmak için çabalarken buna koşut olarak da ülkemizin güneydoğusunda siyasal bir başkaldırının köşe taşlarını döşemekte. Yerel seçimlerde özellikle Kandil’in isteği doğrultusunda, bölücü örgütle işbirlikleri çok açık olan ve yargılamaları süren kişiler aday yapıldı. Bu kişilerin ceza alma olasılıkları büyük bir olasılıktı. Bölücü Örgüt, bu kişilerin davaları karara bağlandığında görevden el çektirilip yerlerine kayyum atanacağının bilincindeydi. Bunu siyasal bir başkaldırıya dönüştürmek için pusuya yattı. Bu yolla mağduriyet yaratıp kendisine destek toplayacak. Özellikle Tayyip Erdoğan karşıtlığıyla bir araya gelmiş, ancak emperyalizmin ülkemizin baş düşmanı olduğunu unutmuş muhalefeti ardına takmayı düşünmekte.

Öncelikle şunu söyleyeyim ki, bölücü örgütle açık işbirliği olan DEM’lilerin aday olması için bir engel yok yasal olarak. Bu nedenle asıl yanlış, bugüne dek açıkça bölücülük yapan partinin kapatılmaması. Kapatıldığında da yeniden açılmasını önlemek gerek yasalarla. Gazi Meclis’te bölücü bir partinin ne işi var? Her söz ve davranışıyla Türkiye Cumhuriyeti’ni hedef alan birilerinin demokrasi şemsiyesine sığınarak TBMM’de bulunması hem aymazlık hem de ihanet.

Bölücülükten ceza alması kesinleşen Hakkâri Belediye Başkanı Mehmet Sıddık Akış, yurtdışına kaçmak için Van’da bulunduğu sırada tutuklanıp geçici olarak görevden alındı. Güneydoğu’nun bazı illerinde kalkışma için çağrılar yaptı bölücü parti. Bu eylem kışkırtması amacına ulaşmadı güvenlik önlemleri nedeniyle. Ne yazık ki bölücü örgüt partisinin vekilleri TBMM’de kürsü işgaline kalkıştı sloganlar ve pankartlar eşliğinde. Bu, Gazi Meclis’e de Türk ulusuna da bu Meclis’i kuran Atatürk’e de büyük bir hakaret. Yüreğinde zerre kadar Atatürk sevgi olan bir yurttaşın buna sessiz kalması düşünülemez.

Bazı partilerin, özellikle de CHP’li kimi yöneticilerin PKK/DEM’li Hakkâri Belediye Başkanının görevden alınması karşısındaki tutumu kabul edilemez. Böylesi bir bakış açısı ne Atatürk’ün düşüncelerine ne cumhuriyetimizin kuruluş ilkelerine ne de CHP’nin kuruluş amacına uyar.

Kendisini Atatürkçü gören yurttaşlarımızı Atatürk’le duygudaş olmaya çağırıyorum. Atatürk döneminde TBMM’de bölücü parti var mıydı? Atatürk’ün sağlığında, bölücü bir partinin militanları belediyelerde yöneticilik yapabilir miydi? Atatürk, bölücülüğü demokrasinin sınırları içinde mi; yoksa onları düşman safında ve emperyalizmin piyonları olarak mı görüyordu? Atatürk, bölücülükle uzlaşıp gizli ya da açık ittifaklar mı kuruyordu; yoksa bölücülerin vatana ihanet suçundan yargılanmasına ön ayak mı oluyordu?

Atatürkçülük; işine geldiği yerde onun düşüncelerini benimsemek, işine gelmediği yerde onun savunduklarının tam karşısında olmak değil. Atatürkçü olmak; her koşulda, zorda olsa, kişisel çıkarlarımıza uymasa da Büyük Önder’in yolundan gitmektir.

PKK, ülkemizi bölmek için her türlü yolu denemekte; ya sizler bölücü partiyi ulusal çıkarları hiçe sayarak ne yapmaya çalışmaktasınız? Bu yolla demokrasi şekerine sarılan emperyalizmin zehrini halkımıza içirmeyin.

                                                                  Adil Hacıömeroğlu

                                                                  5 Haziran 2024


6 yorum:

  1. 🇹🇷♥️✊
    👏👏👏👏👏

    YanıtlaSil
  2. Bu demokrasi budalalığı sıkmadı mı insanları? Muhalefetin bu kadar kabak tadı vereni var mıdır yeryüzünde?

    YanıtlaSil
  3. Amerikan sisteminin kuklaları kendi ayaklarına zincirleri taktılar çok yakında kapatılacaklarına inanıyorum Türk milleti özgürlüğü için vatanı bayrağı için canını verir.🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷

    YanıtlaSil
  4. İşgal yalnızca eline silahları alıp sınır ihlali yapmak değildir. Bir ülkenin ekonomisini sekteye uğratmak da işgaldir. Bu kimi zaman içeriden müdahalelerle de olur. Biz de olduğu gibi..
    Eğitim sistemini çökertmek de işgaldir. Geldiğimiz durumu hepimiz okuyoruz, görüyoruz. Gerçek eğitim öğretim veren okulları kapatıyoruz derlerse hiç şaşırmayacağım.
    Dini inançları kullanarak veyahut kullandırarak; halkı kör, bağnaz bir yapıya hapsetmek de işgaldir.
    Üretimi türlü engellerle azaltmak da işgaldir.
    Sanayiye daha fazla destek vermeyip gücünü arttırmamak da işgaldir.
    Ülkenin her yerine dağılmış yabancı uyruklu insanların; gittikçe artan sayısı da işgaldir.
    Bölücü terör örgütlerine çanak tutmak ve buna zemin hazırlayanları cezalandırmamak da işgaldir.
    Türlü bahanelerle aydınları hapse attırıp, bilimin ışığını söndürmek de işgaldir.
    Adaleti adil bir şekilde uygulamamak da işgaldir...
    Evet bu vatan işgal altında. Çoğu bunu kabul etmiyor. Başımıza bomba yağması işgal demek onlar için.
    Gözümüzdeki perde kalkmalı ve bu vatan hainlerden temizlenmelidir.
    Peki kime ya da kimlere güveneceğiz? Hali hazırdaki koltuk adaylarına güvenim yok açıkçası. Birbirlerine sözlü sataşmalarında harcadıkları zaman ve enerjiyi; ülkenin gerçek sorunları ile ilgilenerek harcasalar keşke.
    Samsun'dan bir güneş daha doğar mı..! Kim bilir belki de doğar...
    Sesimiz olduğunuz için teşekkür ederim Adil bey. Varolun 🙏🙏👏👏

    YanıtlaSil
  5. ÖMER AYKURT:SİZİ TEBRİK EDİYORUM! OBJEKTİF BİR YAZI! DOĞRULARI NE GÜZEL YAZDIN!HAİNLER,AKLINI BAŞINA ALSINLAR!SONLARI A.B.D ZALİMİ GİBİ YOK OLMAKTIR !?

    YanıtlaSil
  6. Değerli Adil Öğretmenim usunuza, emeğinize sağlık .Sürekli gündemi değiştirerek, gerçekleri göremeyenlerin herşeyi farkında olması dileğiyle ..👏👏🇹🇷🇹🇷Fulya KırımoğluEsen kalınız🙏🏻

    YanıtlaSil