Anne,
baba, öğretmen ve birçok yetişkinin yakınma konusudur çocukların büyüklerini
dinlememesi. Dinlemek, yaşı ne olursa olsun insanların öğrenme ve topluma uyumu
konusunda çok önemli. Özellikle çocuklar, çevresindekileri dinlediklerinde daha
çok öğrenir ve deneyim kazanır. Burada yakınılan “dinleme” konusu, daha çok
öğütlere kulak asmamaktır. Bu yakınma, aslında çocuklarla büyüklerin ilişkilerindeki
kopuşu da dile getirir.
Peki,
büyükler ne yaparsa çocuklar onları dinler? Ya da kendilerini onlara dinletmek için
neleri yapmamalı büyükler?
Büyükler,
çocuklara bir şey anlatırken öncelikle kızmamalı. Kızgınlıkla söylenen sözler,
çocukların belleklerini kavurup yakan bir od olur. Bu od, bellekleri yakarken anlamanın
yerini, büyüklere karşı savunma dürtüsü alır. Çocuklara kızarak bir şey anlatmak,
onların beyinlerine akıtılan bir ağı. O, beyni de algıyı da anlamayı da
ağılayıp felç eder. Kızgın kişi, aynı zamanda azarlar da karşısındaki çocuğu.
Kızgınlıkla azarlama; çocuğa dışlanma, sevilmeme, varlığına saygı duyulmama,
istenmeme, değer verilmeme duygusunu uyandırır. Bunu yapan büyüğünün kendisini
sevmediğini, düşman gibi gördüğünü düşündürür ona. Böyle bir durumda, çocuğun
büyüğüne kulak verip dinlemesi olanaksız. Çünkü büyüğü, karşısındaki çocuğa bir
şey anlatmak için onunla tüm köprüleri atmıştır. Köprüsü olmayan coşkun
ırmaklara girecek çocuğun önünde boğulmaktan başka bir seçenek bırakmıyor bu
yolu seçen büyüğü.
Bazı
büyükler, çocukların diledikleri gibi davranmadıklarında, kendi sözlerini
dinlemediklerinde onlara küserler. Bu, en tehlikeli bir ilişki, aslında ilişkisizlik
türü.
Çocuğa
küsmek ne demek? Bu, çocuğa verilen en büyük ceza… Çocuklar, büyüklerinin
sevgi, saygı, şefkatlerine gereksinim duyar. Bu duygularla kendilerini güvende görürler.
Onlara küsmek, onların güven duygularını zedeler. Böylece tutundukları yaşam
dalı kırılıverir onların gönlünde. Bu da özgüven kazanmalarını engeller. Özgüvensiz
birinin yaşam savaşımında başarılı olması olanaksızlaşır. Kısacası çocuğumuzu,
kendi elimizle başarısızlık çukuruna atarız.
Çocukların
yaptıkları ufak tefek yanlışları abartmamak gerekir. Büyük olsun küçük olsun her
insanın yanlış yapabileceğini düşünmeli. Yanlış yapmayan kişi, doğruyu da yapamaz.
Doğru da yanlış da yaşamın olağan akışı içinde birliktedir, tıpkı gece gündüz
gibi. Bir varlığın, kavramın, davranışın karşıtı yoksa kendisi de yoktur. Çünkü
dünyada her şey karşıtıyla var. Yaşam karşıtların birliği ve onların iç
savaşımıyla var olur. Yanlışları, çocuğun öğrenmesi ve ders alması için
fırsatlar olarak görmeli. Büyükler; pireyi deve yapmak yerine, deveyi pireye
dönüştürmeli ve bunun için çaba göstermeli. Çocukların yanlışlarını abartmadan düzeltme
yoluna gidilmeli. Bazı ufak tefek yanlışları da görmemek gerek.
Büyüklerin
çocuklara karşı yaptığı en büyük yanlış, onları sürekli suçlamaları. Üst üste
gelen suçlamalar, geleceği kuracak olan insan yavrusunun hem beyninde hem de
yüreğinde derin yaralar açar. Bu yaraları iyileştirmek oldukça zor. Bir kişiyi
suçlarken onu dışlayıp aşağıladığımızın da farkına varmalı. Her suçlamanın
altında “Sen bir işe yaramazsın.” düşüncesinin yattığını da belirtmeliyim. Karşısındakini
sürekli suçlamak, onunla ilişkiyi tamamen koparır. Gönüller arasındaki köprü
yıkıldığında ortada ne sevgi ne saygı ne de güven kalır. Karşısındakine sevgi
ve saygısını yitirmiş bir çocuğun bu kişinin söylediği sözlere inanması
beklenemez.
Çocukları
suçlamak yerine, onları anlamaya çalışmak gerek. Çocukların niye yanlış
yaptıklarını, sorumluluklarını niçin yerine getirmediklerini, derslerine neden
düzenli bir biçimde çalışmadıklarını anlamalı. Bunları yapmamalarının
nedenlerini iyi belirlemeli. Bu nedenleri ortadan kaldırmak için elbirliğiyle
savaşmalı. Bu konuda özne, çocuk olmalı. Anne, baba ve öğretmenler ise bu
savaşta çocuğa yardım etmeli, destek olmalı. Sorunların çözülmesi için iyi
niyetli yardım ve destekler, çocuğa güç katar yaşam yolculuğunda.
Çocuğumuzu
anlayarak sorunlarını çözeriz. Anlamadığımız bir insanın sorunlarını da anlayamayız.
Anlayamadığımız sorunu çözmemiz de olanaksız. Bir sorunu anlamak, o sorunun
çözümü için çıkış noktası. Büyükler, çocuklarını anlamak zorunda. Bu konuda
başka bir seçenekleri yok!
Bazı
anne, baba, öğretmen ya da geniş aile büyükleri sürekli söylenirler çocuklara. Bu
söylenmeler, bıktırıcı, sıradan bir durum alır kısa zamanda. Böyle olunca da
çocuk, söylenenlere kulak asmaz. Çünkü büyüklerinin ağızlarını açtıkları anda neler
söyleyeceklerini bilir. Aynı şeylerin sürekli yinelenmesi, söylenenleri değersizleştirir.
Bu da çocukla büyükleri arasındaki ilişkiyi koparır.
Çocuklar,
en değerli varlıklarımız... Onların eğinsel ve tinsel gelişmeleri hem aileler
hem de toplum için çok önemli. Bu nedenle onlara değer vermeli, her türlü
gelişmelerini önemsemeli büyükler. Çocukların da bir birey olduğu düşüncesi bir
an olsun ustan çıkarılmamalı. Çocuğa saygı duymayan büyüklerin sevgisine de
göstermeliktir. Bu gerçek hiçbir zaman unutulmamalı.
Yukarıda
büyüklerin yaptığını belirttiğim yanlışlar ortadan kalktığında çocuklar da
büyüklerini can kulağıyla dinler. Her söylenen de kulaklarına küpe olur.
Adil
Hacıömeroğlu
23
Şubat 2025
Teşekkürler Adil hoca 👍
YanıtlaSilBen de çocuklar ve dinlemek üzerine bir şeyler yazmak isterim.
Çocuklar her şeyden evvel saftırlar, temizdirler ve öğrenmeye açıktırlar.
Önce aile, sonra okul ve çevreyle etkileşime geçerler.
Büyük merak ve heyecanla öğrenmek ve taklit etmek amaçlarından biridir.
Öğrenmenin en temel noktalarından biri dinlemektir, hem de can kulağıyla...
Pekii, nasıl olacak bu?
Dinlemek, bir öğrenme işidir, nasıl?
Bir çocukta olsa, bir insan her şeyden evvel. Bireyselleşmeye giden bir varlık öncelikle.
Bireyselleşmenin özü, kişilik kazanmasıdır.
Kişilik kazanması ise; mizaç dediğimiz genetik yapısının yanısıra; aileyle, okulla, çevreyle bir etkileşime girip bir karakter oluşturmasıdır.
İşte burada çocuğun kendi varlığı, varoluşu rol oynar.
Her insan biriciktir, çocuklarımızda öyle.
Onlarında bir insan,bir biricik canlı olduğunu unutmamak gerekir.
Onlara değer verip, meraklı sorularını birer koca adam gibi basit ve anlayabileceği boyutta cevaplandırmak önemlidir.
Yavaş yavaş, tane tane onları dinlemek ve rol model olmak...
Aynalama diye bir teknik vardır. Bu da, önce bizim onları dinlememiz ve akabinde onların bizi dinlemesine yol açar.
Kısacası dinlemek, öğrenmenin bir koludur ve her insan için hayatı boyunca gerekli ve önemlidir.
Bir çocuk büyüklerini her zaman dinler... Yeterki büyükler çocukların dinleyeceği, Zamanı ve zemini iyi bilmelidir... Ör. Sen kalkıp ta 4-5 yaşındaki bir çocuğu, dizinin dibine oturtup, askerlik anılarını anlatırsan hiç dinlemez... Ya da çocuk ilk okul, ortaokul çağlarında, ARKADAŞLARI kucaklarına futbol topunu almış,
YanıtlaSilDeğerli Adil öğretmenim,
YanıtlaSilElinize , ilminize, ruhunuza , yüreğinize sağlık👏👏
Çocukların , her zaman karşımızda tıpkı bizim gibi bireysel bir varlık olduklarını unutmamalıyız.Çocuklara bireyselliği sağlarken, onların aynı olgunlukta olmasını beklemek yanlıştır.Çocuklar büyüklerini genellikle güven duydukları ve saygı gösterdikleri kişiler olarak görürler.
Büyüklerinin söylediklerini dinleme isteği, birçok faktöre bağlıdır. Çocuklar, büyüklerinden rehberlik aldıklarında, güvenli ve destekleyici bir ortamda olduklarını hissederler. Ayrıca, büyüklerinin söylediklerini daha çok dinleme eğiliminde oldukları anlar, büyüklerinin duygudaşlık ve anlayış gösterdiği, aynı zamanda sağlıklı iletişim kurdukları zamanlardır.
Bir çocuk, aynı zamanda büyüklerinin söylediklerinin mantıklı veya tutarlı olduğunu düşündüğünde de onları dinlemeye daha eğilimli olabilir. Eğer büyükler sabırlı ve tutarlı davranıyorsa, çocuklar bu yaklaşımı takdir edebilir ve daha iyi bir dinleme süreci yaşanabilir.
Çocukların büyüklerini dinlememesi konusundaki yakınmaların, aslında çocuklarla büyükler arasındaki ilişkilerdeki iletişimsizlikten kaynaklanıyor.Büyüklerin çocuklara kızarak veya onları sürekli eleştirerek bir şeyler anlatmalarıçocukların dinleme isteğini engeller ve kendilerini değersiz hissettirir.
Çocukların yanlışlarını anlamak ve onlara destek olmak, ilişkilerin güçlenmesine ve çocukların daha iyi dinlemelerine yardımcı olacaktır.Bizlere ışık olup , aydınlattığınız için sağolunuz.🙏🏻Esenlikler dilerim .Fulya Kırımoğlu👩