Gezi Direnişi’yle ilgili ilk ve en büyük yalan, Dolmabahçe
Bezmi Alem Valide Sultan Camisi’nde olanlarla ilgili söylendi. İlk günden itibaren
kamera görüntülerinin açıklanacağını söyledi başbakan; ne yazık ki bir türlü
sözünü tutamadı. Var olan görüntüler ise RTE’yi yalanlar nitelikteydi.
Caminin
müezzinin açıklamaları atılan iftiraları yalanlar durumdaydı. Ne yazık ki dini
siyasete alet edenler, bu iftirayı temcit pilavı gibi ısıtıp ısıtıp kamuoyunun
önüne getiriyorlar. Son olarak Diyanet İşleri Başkanı Görmez, 23 Temmuz günü
katıldığı iftarda yaptığı konuşmada bu konuya değindi.
“Bizim kabul etmediğimiz şu, olaylar
başlamadan bir içinde şiddeti barındıran bir hareket. Bir camiyi bir karargâh
olarak belirleyip önceden çuvallarla eşyalarını oraya taşımışlarsa bunu kabul
edemeyeceğimizi söyledik. İçeriye gelince üç günlük kamera kayıtları bizim
elimizdedir. Sadece yaralılar yok, sadece masum olarak oraya sığınanlar yok.
Her hangi bir Müslüman’ın kabul edemeyeceği başka davranışlar da var. Onların
bir kısmını paylaşmayı doğrusu zayih kabul ettik. Gönül isterdi ki böyle bir
şey hiç olmasaydı.” diyor Sayın Görmez. Ne zaman diyor bu sözleri?
Olayın üzerinden neredeyse iki ay geçtikten sonra. Peki, sormazlar mı adama: Bu
zamana kadar neredeydiniz?
Görmez’in bu açıklaması, soru işaretleriyle
doludur. Eğer elinizde görüntüler dediğiniz gibiyse açıklayın da başbakan
yalancı duruma düşmesin.
Bu açıklamasıyla Görmez, Gezi Direnişçileri
hakkında şüphe yaratmakta. Günlerdir kamuoyunu meşgul eden bir konuda böyle
üstü kapalı konuşmalar yapmak, gerçek bir din adamına yakışır mı? Sen
görüntülerin tamamını yayımlamayacaksın, ama görüntülerde “Müslüman’ın kabul
edemeyeceği başka davranışlar var.” diyeceksin. Böyle bir ifade tarzı olur mu?
Bu kişilere suç yüklemek değilse nedir?
Sayın Görmez, halkımız bu tür sözlere “karnından
konuşmak” der. Karnınızdan konuşmayın. Çıkın gerçeği söyleyin, açıklayın
görüntüleri, herkes aydınlansın.
Görüntülerin bunca zaman sonra gündeme gelmesi
iyi niyetle açıklanamaz. Bu görüntüler,
Balyoz Davasındaki CD’lere benzemesin sakın. RTE, günlerce görüntüleri
açıklayacağını söyledi. Açıklayamadı, çünkü görüntü yoktu. Şimdi kalktınız
görüntü var, diyorsunuz. Belgesiz konuşmak dedikodu yapmaktır. Şu mübarek
Ramazan’ı siyasete alet etmeyin. Bir devlet memuru olarak siyasetçi gibi
davranmayın. Eğer, siyaset yapmayı çok istiyorsanız, çıkarın sarığınızı katılın
AKP saflarına.
Adil
Hacıömeroğlu
24 Temmuz 2013
Diyanet üyeleri ve yöneticileri , iktidar yandaşı olunca dine de ters düşerler. Gerçekte saygın olmaları için , iktidarın din sömürüsünü de kınamaları gerekir. İktidarın yanlışlarını , dinsel duygu ve düşünceleri propaganda aracı yapmaya yönelik tahrifatlarını da görüp açıklaması gerek. Tersine , günümüzde Diyanet'in iktidar yandaşı gibi etkinlik içinde bulunması ; '' GEZİ '' eylemlerini de bu sakat yaklaşımla değerlendirmesi ; bunu da uzunca bir süre sonunda yapması bir saçmalıktır. Bu doğrultuda Sayın Adil Haciömeroğlu'nun yeni bir yazısı karşımızda..
YanıtlaSilSayın Görmez, "Anadolu islam cemahiriyesi"nin şeyhülislamlığını yaptığını sanıyor. Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşundan bu yana böylesine taraflı, siyasetçilerin güdümünde, vicdanını çiğneten, bulunduğu kurumun tüm giderlerinin ve kendi maaşının da Türkiye'deki tüm sünni olan ve olmayan, çoğunu da laik olan kesimin ödediğini unutmuş görünüyor. Başbakanın yalancılığını yapmak kendisine ne kazandıracak sanıyor? Yazıklar olsun!
YanıtlaSilAllah aşkına:
YanıtlaSil1) Laik bir ülkede Diyanet İşleri Bşk gibi üstelik tek din tek mezhebe dayalı bir devlet kurumunun ne işi var? Derhal lağvedilmesi anayasanın açık gereğidir...
2) İslam dininin temel ilkelerinden biri ruhban sınıfının yokluğu ve din hizmeti karşılığı asla para alınamamasıdır. Maaşları haramdır.
Bunlar ortada iken daha ne diyelim? Kör kör parmağım gözün üstüne...