KURULTAYDA NE OLUR?


Yarın CHP Olağanüstü Kurultayı toplanacak. Öncelikle kurultaya başarılar dilerim.

Öncekilere göre oldukça heyecansız bir hazırlık dönemi oldu kurultayın. Ancak bu durum, aldatıcı olmasın. Belki de kurultaylar içinde en önemlisi olacak. Çünkü CHP, tarihi boyunca bugün olduğu kadar siyasal belirsizlik ve eksen kayması yaşamadı. Bugün Cumhuriyet’in yoluna devam edip etmemesi CHP’nin yarınki kurultayına bağlı neredeyse. Eğer CHP’deki düşünsel sapmanın önüne geçilemezse Türkiye’nin geleceği daha da kararacak.

Peki, kurultayda ne olur? Genel başkanın değişmesi şaşırtıcı olur. Ancak Kılıçdaroğlu’nun alacağı oy, örgütün sarı kartı olarak anlaşılmalı. Çünkü Kemal Bey, kurultayda önemli sayılabilecek bir oranda oy yitirecek. Delegeler, genel başkanın politikalarını onaylamadığını bir biçimde dile getirecekler.

Kurultayda çarşaf liste yapılacağı açıklandı. Bundan son dakikada vazgeçilmemesi en büyük dileğimiz. Parti politikalarının belirlenmesinde pay sahibi olan genel başkan yardımcılarının delegelerden onay alması gerek. Eğer Kılıçdaroğlu’nun açık koruması olmazsa birkaçı dışında, çarşaf listede yer bulabilecek MYK üyesi olmaz. Bu da parti tabanının, CHP’nin hangi yöne gideceği konusunda işaret vermesi olarak algılanmalı. Kısacası MYK üyeleri kırmızı kartı görecek gibi.

Kurultayda tahmin ettiğimiz gibi bir sonuç çıkarsa genel seçimler öncesi CHP’yi yeni bir kurultay bekliyor demektir. Çünkü genel başkanı delegenin desteğini kısmen yitirmiş, MYK’sı tabandan kırmızı kart görmüş bir parti yönetiminin güvenilirliği ve yönetme gücü ortadan kalkar. Hem de Kılıçdaroğlu yönetiminin örgütleri dönüştürerek delegeleri kendi çizgisine göre belirlediği bir tabloda zayıflayan destek, anlamlıdır.

CHP, Kılıçdaroğlu ve yönetimiyle genel seçimlere giderse acı bir sonuçla karşılaşabilir. Kılıçdaroğlu ve ekibinin AKP’ye öykünen politikaları RTE’yi kurtarır, Türkiye’yi ise karanlık bir dönemece sokar. Bu nedenle CHP tabanı/delegeleri, partinin dümenini 1919’e çevirecek hamleleri peş peşe yapmalı. Partiyi; hem iktidar yapacak hem Cumhuriyet’i kurtaracak hem de ulusal birliği sağlayacak bir yönetimi işbaşına getirmeli. Çünkü başka Türkiye yok, başka CHP de yok!

CHP MYK’sı emekli devlet memurlarının düşküler (hobiler) edindiği; yeteneksiz, birikimsiz kişilerin kendilerini tatmin ettikleri bir yer olmamalı. CHP MYK’sı ve Parti Meclisi, Türkiye’nin geleceğinin yol haritasını çizebilecek yetenek, birikim, öngörü, özgüven, inanç, umut sahibi olan kişilerden oluşmalı. Partinin üst organları genel başkanın ağzından çıkanları kayıtsız, koşulsuz onaylayanlardan değil; genel başkana farklı düşünsel, siyasal seçenekler gösteren partililerden oluşmalı.

Türkiye’nin AKP iktidarlarınca nasıl bir çıkmaza sürüklendiği apaçık. Bu nedenle bu “çıkmaz” yoldan dönüşü sağlayacak bir CHP yönetimine gereksinim var. Beykoz konaklarından ya da ABD politikalarına teslim olmuş birtakım politikacı eskilerinin akıl hocalığıyla yönetilen bir partinin Türkiye’ye yararı olmaz.

Küresel sermayenin tahsildarı Derviş görünümlü, gerçekte ABD patentli birinin telkinleriyle CHP, emperyalizmin hizmetine girer. Bunun içindir ki CHP’yi düze çıkararak iktidar yapacak olan bu toprağın insanlarıdır. CHP’nin öz evlatlarıdır. Farklı arayışlar, zaman yitimidir, halka zarar vermektir.

Gün 1919 ruhuyla ayağa kalkma günüdür. Sivas Kongresi’nde olduğu gibi “Manda ve himaye kabul edilemez.” diye haykırmanın günüdür bugün. Sivas Kongresi’nde temelleri atılan bir partinin bundan başka seçeneği olabilir mi?
                                                           Adil Hacıömeroğlu
                                                           4 Eylül 2014


1 yorum:

  1. CHP Kurultayı ; Kurtuluş Savaşı başlarındaki ülkülere ve siyasal tutuma dönüşmeye yol açabilirse ülkemiz için de umut doğar. Çünkü günümüzde emperyalist saldırı içteki yöneticilerle de işbirliği yapıp varlığını sürdürmektedir. Kılıçdaroğlu'nun başkanlığı aynen gerçekleşir de AKP benzeri bir yönetim perçinlenirse , gelecek seçimde CHP büyük bir yenilgi yaşayabilir. Bu konunun ayrıntılarıyla anlatımı Sn. A. Haciömeroğlu'nun yazısıyla sunulmuş okurlara. Teşekkürler !

    ÖZGEN KARA

    YanıtlaSil