Havuz
medyasının lider gazetesi Sabah’tan Kemalistlere saldırı başlatıldı. Yani
Ergenekon, Balyoz tarzı tutuklamaların olmasını istemekte FETÖ’nün kadrolu
kışkırtıcıları. Basında, Kemalizme saldırı başlatılır da Rasim Ozan bu
saldırganlara katılmaz mı? Katılır tabi ki... Ergenekon, Balyoz sürecinde
suçsuz yurtseverleri linç etme görevinin en öndeki aktörüydü ROK. Bu görevin
karşılığı olarak da kat, yat, yalı sahibi olmuştu genç yaşta.
Kütahyalı,
Sabah’taki köşesinde yayımlanan “Abdülhamit Lozan ve eski rejim” başlıklı (Alıntılardaki
yazım ve noktalama yanlışlarını düzeltmiyorum ki, bu köşelemecilerin Türkçe
konusundaki sefaletlerini herkes görsün.) yazısında FETÖ’yü koruma ve kollama
korosuna katılıveriyor.
ROK,
öncelikle okullarda Osmanlıca dersinin konmasını istemekte RTE’den. İşi biliyor
liberal tosuncuk. AKP ve RTE’yi Osmanlıca duyarlığından yakalıyor. Olaya
damardan giriyor. Cumhuriyet yıkıcılığını Osmanlıca üzerinden başlatıyor.
“Abdülhamit
ya da Lozan Dönemi’ni adam gibi tartışmak istiyorsa Türkiye, o zaman o dönemin
dilini ve harflerini bu ülkenin yeni nesillerine öğretmek zorundadır...”
demekte ROK. Sözü edilen dönemlerle ilgili onlarca kitap, makale yazılmış.
Araştırmacılar neredeyse tüm yayınları didik didik taramışlar. Doktora ve
yüksek lisans öğrencileri onlarca tez hazırlamışlar konuyla ilgili olarak. Ama
nedense Kütahyalı’nın bunlardan haberi yok! Lozan’la ilgili tek ve en güvenilir
belge antlaşmanın birebir çevirisidir. Prof. Seha L. Meray’ın Lozan kitabı
okunduğunda tartışmaya gerek olmadığı anlaşılır. Ama ne yazık ki siyasetçisinden
gazetelerdeki köşe tutuculara değin kimse Lozan’ın aslını okumamış.
Okumadıkları bir konuda uydurma söylencelerle konuşmaktalar ne yazık ki.
Ey
Kütahyalı, Lozan’ı anlamak için Osmanlıca öğrenmene gerek yok! Zahmet et, al
Seha Hoca’nın Lozan kitabını bilgisizliğini az da olsa gider. Tabi, okuma-yazman
varsa...
ROK:
“Çok şükür ki o berbat eski rejim dönemini aştık. FETÖ ne kadar iğrenç bir
örgütse o askeri vesayet rejimi de o kadar iğrençti...” diye sürdürmekte
sözlerini. Rasim’in “berbat eski rejim” dediği Cumhuriyet... Ey Rasim, o
Cumhuriyet öyle bir erdemli rejimdi ki kalemini üç kuruşa satan kişiler
utancından sokağa bile çıkamazdı. Hele emperyalizme uşaklık edenler adam yerine
konmaz, selam bile verilmezdi onlara. O “berbat rejim” dediğin Cumhuriyet’i, “İğrenç
örgüt” dediğin FETÖ ile el birliğiyle yıktığınızı ne çabuk unuttun. FETÖ’nün
yalanlarını ekran ekran gezip yayan sen değil miydin? FETÖ kumpaslarını Sahneleyen
FETÖ ekibinin medyadaki linç ekibin en önünde değil miydin sen? FETÖ yalanlarını
yaymak için kazandığın yeşil dolarlarla dünyalığını kurduğunu ne tez unuttun? O
“İğrenç örgüt FETÖ” sayesinde iğrenç paralarla servet yapan kimdi? Şimdi
kalkıyorsun Cumhuriyet’le FETÖ’yü bir tutarak FETÖ’yü aklamaya çalışıyorsun. Ne
de olsa borçlusun FETÖ’ye... Bu yolla borcunu ödemek istiyorsun!
Gelelim
“askeri vesayet rejimine”... FETÖ ile “askeri vesayet rejimi” dediğin
Cumhuriyet’i aynı kefeye koyman ya bilgisizliktendir ya da FETÖ’yü, yani eski
yol arkadaşlarını koruma gayretindendir.
Ne
de olsa FETÖ’cüler Rasim’in eski dostları... Eski dost, düşman olur mu hiç? “Askeri
vesayet rejimi” diyerek Cumhuriyet’i hedef gösterip FETÖ’yü kamuoyunda ikinci
plana itersin... Cumhuriyet’e, Kemalistlere, ulusalcılara var gücünle abanırsın...
Böylece de FETÖ’yü unutturursun. FETÖ soruşturmalarının sana kadar gelmesini
engellersin öyle mi? Hele FETÖ bankasından aldığın yüklü kredi var ya Rasim, bu
unutulacak gibi değil.
“Bu
ülkenin kendi halkıyla kavgalı bir kurucu devlet ideolojisi vardı.” demekte Kütahyalı.
Evet, “kurucu devlet ideolojinin” bir kavgası var, ama halkla değil. Bu kavga;
emperyalizmle, Ortaçağ artığı feodalizmle, Allah ile aldatanlarla, emperyalizmin
uşağı liberallerle, kalemini satanlarla, çanak yalayıcılarla, “iğrenç örgütlere”
alet olanlarla, vatanına ve milletine ihanet edenlerle, gündüz külahlı gece
silahlı gezenlerle... Ey Rasim, sen hangi taraftasın? “Kurucu devlet ideolojisinin
tarafında olmadığını biliyoruz. Haydi, söyle bakalım yaşamında bir kez olsun
cesaret göster, doğruyu deyiver.
ROK,
sıkıştı. Kurtuluşu Cumhuriyet’e saldırmakta, Kemalistlere yeni kumpaslar
kurmakta aramakta. Türk Milleti, dostunu da düşmanını da unutmaz. Hele Rasimgilleri
hiç unutmaz. Kalemini, üç kuruşa namerde satan FETÖ kışkırtıcılarına milletin
söyleyeceği bir şeyler vardır. Bekleyelim, görelim...
Adil
Hacıömeroğlu
6
Ekim 2016
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder