8 Kasım
2016 Salı günü TBMM’de bulunan partilerin grup toplantıları vardı. Alışageldiği
üzere dört parti genel başkanları kürsüye çıkar, konuşur. Vekiller ve parti
yandaşları da tezahürat yaparak kameralara poz vererek hem genel başkanın hem
de seçmenin gözüne girmeye çalışırlardı.
HDP’nin
son grup toplantısı olağandışıydı. Genel başkanları ve bazı vekilleri tutukluydu.
Neden mi? Bölücü örgüte destek vermekten… Zaten HDP’liler, PKK ile ilişkilerini
saklamamaktalar. Her vesileyle PKK’yı övmekteler. Ama nedense demokrasi
aşığı(?) kimi siyasetçiler ve sözde aydınlar, HDP’yi demokratik sistemin bir
parçası olarak görmekteler hâlâ.
HDP’nin
son grup toplantısını olağandışı yapan şey, AB ülkelerinin Ankara’daki
temsilcilerinin tutuklanan vekillerin sıralarına oturmalarıydı. Bu, ilk kez oluyordu.
Şimdiye kadar muhalefet partilerinin iktidar ya da yargı uygulamalarını türlü
biçimlerde protestolarına tanık olmuştuk. Ancak başkentte kendi ülkelerini
temsille görevli kişilerin TBMM çatısı altında bir yargı kararını protesto etmeleri
ilk kez oluyordu. Hem de TBMM’nin varlığını yok etmek isteyen bölücü örgütün siyasal
uzantısı olan bir partiyi savunmak ve o partinin vekillerinin bölücülük suçundan
tutuklanmalarını protesto etmek için… Bu davranışla yabancı ülke temsilcileri
Türkiye’nin içişlerine karışmış oluyorlardı kendi devletleri adına. Yalnızca
içişlerine karışmakla kalmayıp Türk yargısını teftişle memur ilan ediyorlar
kendilerini.
Ne
yazık ki gerek hükümet gerekse HDP dışındaki diğer muhalefet partileri, TBMM’nin
manevi şahsiyetine karşı yapılan bu mütecaviz olayı önleme konusunda bir şey
yapmadılar. Bu hareket, Türkiye’nin bağımsızlığına karşı yapılmış bir
tecavüzdür. TBMM çatısı altında olan hiçbir vekilin ve Türk Ulusunun hiçbir
bireyinin bu saygısızlığı kabul etmesi olanaksızdır.
HDP
grup toplantısına katılan otuz sekiz yabancı temsilci, yetki ve hadlerini
aşmışlardır. Onlar, Türkiye’de kendi ülkelerini temsil etmek için
bulunmaktalar. Kendilerini sömürge valisi ya da müfettişi olarak görmeleri, hem
iktidar hem de muhalefet partilerinin acizliğindedir. TBMM’de temsil edilen
partiler ne işgal ettikleri koltukların tarihsel, hukuksal ağırlığını
taşıyabilmekteler ne de Türkiye’nin bağımsızlığını savunabilmekteler. Bu,
acıklı bir durumdur.
HDP’nin
grup toplantısında gözlerden kaçmayan bir görüntüye değinmeliyim. ÖDP Genel
Başkanı Alper Taş da emperyalist ülkelerin müfettiş görünümlü temsilcilerinin
arkasındaki bir sıraya oturdu. Kameralara bakamıyordu nedense. Tedirgindi, ne yapacağını
bilmiyordu. Utangaç, şaşkın bir tavırla yerini almıştı. Yürekten inanmadığı bir
işi yapan kişinin tavırları çok belirgindi. Kendisine “sosyalist, solcu,
devrimci” diyen ve “Mahirlerin, Denizlerin ardılı” olduğunu söyleyen bir
siyasetçi, emperyalizmin temsilcileriyle aynı sıraları hangi amaçla paylaşır.
Onlarla hangi duygu ve düşünce birliği içinde olur devrimci olduğunu söyleyen
biri? Bu durum, bazı sol grupların içine yuvarlandığı durumu göstermesi
bakımından ibret vericidir.
Türkiye,
müstemleke değildir. Türkiye, tarihi boyunca hiçbir ülkenin sömürgesi olmadı.
Türkler, tutsak yaşamaktansa ölmeyi yeğlemişlerdir. Bu nedenle TBMM çatısı
altındaki AB ülkeleri temsilcilerinin oluşturduğu rezalet, utanç vericidir. Dünyada emperyalizme karşı verilen ilk Kurtuluş
Savaşı’nı yönetmiş bir meclisteki bu görüntü, Türkiye’ye yakışmamıştır. Meclisin
ruhuna aykırıdır.
Ey TBMM de grubu bulunan partiler, size bu
ayıp yeter. Yeter de artar bile… Şimdi anladınız mı Türkiye’yi bölmek
isteyenlerin kimler olduğunu? Şimdi gördünüz mü? Bölücü örgüt PKK’yı destekleyenleri?
Ey TBMM’de bulunan vekiller, o koltukları
boşuna işgal etmeyin! Sizler, böylesi büyük bir rezalete sessiz kalarak
milletin vekâletini hak etmiyorsunuz. Kalkın o koltuklardan!
Adil
Hacıömeroğlu
10
Kasım 2016
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder