26
Ekim 2016 günü Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Gülten Kışanak gözaltına
alındı belediye meclis üyesi Fırat Anlı ile birlikte. Bu arada şunu da
belirtelim ki Fırat Anlı PKK’ya göre eşbaşkan, Türkiye’nin yasalarına göre meclis
üyesi. Bu nedenle PKK dilini kullanarak yasal olmayan, fiili bir durumu
meşrulaştırmayı bilerek ya da bilmeyerek yapanların bölücü örgüte hizmet
ettiklerini belirtelim. PKK’nın kullandığı dili kullanmak, bölücü örgütün
propagandasını yapmaktır.
Kışanak
ve Anlı’nın gözaltına alınmasıyla HDP, halka sokağa çıkarak gözaltıları
protesto etmesi için çağrıda bulundu. Bu çağrı, halktan destek bulmadı.
Belediye önüne elliye yakın kişi toplandı. Oysa birkaç yıl önce aynı alanda
HDP/PKK çağrısıyla yüzbinlerce kişi toplanmaktaydı. HDP/PKK’nın gerçek yüzünü
gören halk, bölücü örgüte sırtını döndü. Yüzünü ise Ankara’ya çevirdi.
4
Kasım 2016’da başta Genel Başkan Demirtaş olmak üzere birçok HDP’li vekil ve
yönetici gözaltına alındı. Bölücü örgüt, yine halkı sokaklara çağırdı. Halk, bu
çağrıya kulak asmadı. Alanlar boş kaldı. Yine halk, bölücü örgüte sırtını
döndü.
HDP/PKK,
daha önceki yıllarda olduğu gibi sokakları yakıp yıkmayı amaçladı. Halkın
HDP/PKK kışkırtmasına itibar göstermemesi sevindiricidir. Gerek Kışanak gerekse
Demirtaş ve diğer yöneticilerin gözaltına alınması karşısında Türk Milleti
neredeyse tek vücut oldu. Kamuoyu, HDP’lilerin gözaltına alınmalarını
destekledi.
Neden
mi?
ABD
sözcüleri, birçok kez PYD/PKK’nın Ortadoğu’daki kara güçleri olduğunu açıkladı.
Bu kara gücü, kime karşı? Tüm Ortadoğu ülkelerine karşı…
ABD’nin
BOP kapsamında yapmak istediği ne? Ortadoğu’da yer alan neredeyse tüm ülkeleri
parçalamak… Tabi, böyle bir durumda yıllarca sürecek bölünmeler, çatışmalar
ortamı yaratılacak...
HDP’lilerin
gözaltına alınmalarına kimler karşı çıktı? Başta ABD olmak üzere tüm batılı
emperyalistler… Çünkü kendi kara güçleri ortadan kaldırılmakta. Hatta ABD dış
politikasını belirleyen önemli kişilerden Rubin, Türkiye’yi kan gölüne
çevirmekle tehdit etti.
ABD’nin
HDP/PKK’ya sahip çıkması, daha önce bölücü örgüte sempati duymuş birçok
yurttaşımızın gerçekleri görmesini sağlamakta.
Demirtaş
ve arkadaşlarının gözaltına alındığı sabah PKK, Diyarbakır’da bir ton
patlayıcıyla saldırdı. Kime mi? Diyarbakır halkına… PKK daha önce de yaptığı
gibi halkı bombaladı. Hem de hakkını savunduğunu savladığı Kürtlere… Ardından
bazı HDP sözcüleri, Kürtlere hakaret eden iletiler paylaştı sosyal medyada.
15
Temmuz’da FETÖ, halka ateş açtı. 4 Kasım sabahı PKK, Diyarbakır’da halkı
bombaladı. FETÖ de PKK da halkını öldürmekte. İkisi de halk düşmanı, ABD dostu.
Bu nedenle Kürtler tercihin yaptı. ABD/PKK’nın değil, Türkiye’nin yanında yer
aldılar. Bölücü örgütün kışkırtmalarına alet olmadı kimse.
Peki, Kürtleri Türkiye safında nasıl
tutacağız? Cumhuriyet kurumlarını ayakta tutarak… Atatürk’ün tam bağımsızlıkçı,
antiemperyalist çizgisini savunarak… Halkçılık ve devletçilik ilkelerini yaşama
geçirerek… Emperyalizme bağlı gericilik ve bölücülüğü etkisiz kılarak…
Zaman
bütünleşme, birlik olma zamanıdır. Tıpkı
1919’da olduğu gibi…
Adil
Hacıömeroğlu
7
Kasım 2016
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder