Kovid
19, Avrupa ülkelerine ve ABD’ye yayılmaya başladığında dünyanın en demokratik
ve uygar ülkeleri arasında gösterilen İngiltere, Hollanda ve İsveç’in
başbakanları sürü bağışıklığı uygulayacaklarını açıkladılar. Yani hastalık
yayılsın, ölen ölür kalan sağlar bizimdir, demek istediler. Her üç ülkede de
ölümler ardı sıra geldi. İngiltere ve Hollanda’da sağlık sistemleri çöktü.
İngiliz
Başbakanı; “Virüse yapacak bir şey yok, ülkenin yüzde seksenine bulaşacak.
Herkes sevdikleriyle vedalaşsın.” sözleriyle İngilizlere, ölüme razı olmaları
gerektiğini söyledi. “Sürü bağışıklığını savunan sürü başı İngiliz Başbakanı da
virüsü kaptı. Önce hastaneye kaldırıldı, sonra yoğun balkıma. Şimdilerde iyi
olduğu söyleniyor. İngilizlere yardım, Türkiye’den gitti. Bugün ikinci yardım
uçağı havalanacak.
Avrupa’da,
koronavirüsten şimdilik en büyük yitikleri veren İtalya Başbakanı Giuseppe Conte:
“İtalya pes etti, iş çığırından çıktı.” Diyerek ülkesinin ve de hükümetinin
virüs karşısındaki çaresizliğini açıkladı. Ayrıca üyesi bulunduğu AB, İtalya’nın
yardım çağrılarını reddetti. İtalyanlar, dostları tarafından resmen ölüme terk
edildi. İtalya’ya AB ölümü gösterdi, fakat Türkiye, Çin, Küba ve Rusya yardım
elini uzattı.
İtalya’da
solunum cihazlarının yaşlılardan alınıp gençlere bağlanması tam bir insanlık
dramı. Yaşlılar, ölüme terk edilmekte göz göre göre.
İspanya,
AB ülkeleri arasında kovid 19’a teslim olan İtalya’dan sonra ikinci sırada. Ama
şimdilik… Başbakan: “İspanya tarihinde böyle bir facia yaşanmadı. Kontrol
edemiyoruz…” diyerek ülkesinin salgına teslim olduğunu söyledi. İspanya’ya da
Türkiye’den yardım gitti. Neredeyse bu yardım günü, resmi bayram ilan edilecek.
Televizyonlara konuşan bir gazeteci, bir ay sonra ancak eşiyle kendisine birer
tane maske alabildiklerini söyledi. Maskenin tanesi, iki avro…
İspanya’da
bakımevlerinde kalan yaklaşık üç yüz yaşlı, çalışanların işlerini terk etmeleri
nedeniyle öldüler. Ölen yaşlıların kesin sayısı tam olarak belli değil.
Bekleyelim bakalım, bu işin içinden ne insanlık trajedileri çıkacak?
Annesinden iki yaş büyük bir kadınla evlendiği
için radikal kabul edilen ve radikalliği nedeniyle cumhurbaşkanı seçilen
Macron, şaşkın. Ne yapacağını bilmiyor. Diğer Avrupa ülkeleri gibi hastane
çalışanlarına bile sağlık malzemelerini sağlayamıyor.
İlk
başta virüsü küçümseyip dalga geçen Trump, en sonunda havlu attı. ABD sağlık
sistemi çöktü. Çürüyen sistemin iğrenç kokusu her yerden duyumsanmakta.
New
York Valisi, her gün ağlamakta. En son parkların mezar olacağını açıkladı. Toplu
mezarların kazılma görüntüleri insanların içini burktu.
ABD
ordusu, sokağa indi. Herhangi bir ayaklanma ya da yağma olaylarını engellemek
amaç…
Trump,
çaresiz kalınca düşman saydığı Çin ve Rusya’dan yardım istedi. Bu ülkeler bu
isteği kabul etti. Ardından Türkiye’ye yardım için başvurdu.
Bütün
bunlara karşın ABD, PKK’ya yardımını sürdürdü. İran, Küba ve Venezuela’ya
ambargoyu gevşetmedi. Trump, Avrupa’nın çökmesini de ellerini ovuşturarak
izlemekte.
Hollanda
Sağlık Bakanı: “Ben, bu yükün sorumluluğunu alamam.” Diyerek görevini bıraktı.
Hasta olmayınca sağlık bakanlığı ne güzel… Osmanlının Maarif Nazırının “Şu
okullar olmasa Maarif’i ne güzel idare ederdim.” sözünün Hollanda Sağlık Bakanı
işitmiş olmalı ki onun yolundan gitmekte. Yan gel Osman, beş dönüm bostan…
Bulgaristan
Başbakanı: “Bize Türklerden başka yardım eden yok! Avrupa kendi derdine düşmüş.”
diyerek AB’nin durumunu özetlemiş oldu. Komşuyla ilişkilerimiz, salgın sonrası
çok daha gelişecek.
Yunanistan,
diğer Avrupa ülkeleri gibi sağlık malzemeleri eksikliği çekmekte. Gücü
yetmediği için başka ülkelerin malzemelerini çalamıyor, ama emek hırsızlığı
yapıyor. Sınırından girmeye çalışan Suriyeli ve Afgan göçmenleri dövüp türlü
insanlık dışı davranışlarda bulunan Yunanistan, sağlık malzemesi üretiminde bu
göçmenleri ucuza çalıştırmakta.
Türkiye’ye
gelince…
Hiçbir
yönetici, sağlık çalışanı virüse yenileceğimizi söylemiyor. Herkes,
kararlılıkla virüsü yeneceğimizden söz ediyor. Tedavi, maske bedava… Altmış beş
yaş üstü yurttaşlarımızın tüm gereksinmeleri evlerine kadar gönderilmekte. Solunum
cihazları, yaşlılar için de gençler içinde yeterli. Yoğun bakımlarımız,
hastaları geri çevirmiyor. Sağlıkçılarımız için her türlü sağlık malzemesi var.
Unutmadan
söyleyeyim. Salgın sürecinde ülkemiz, sağlık malzemesi üretiminde dünyaya örnek
olmakta. Yediden yetmişe elimiz taşın altında salgını yenmek için. İyileşen
hasta sayımız her gün biraz daha artmakta. En iyisini yapmak için deneyimli Çin’le
işbirliği yapılmakta her alanda.
Yukarıda
anlattıklarımıza karşın yine de ülkemizin koronavirüsle savaşımını beğenmeyip her
gün bozgunculuğuna bozgunculuk ekleyenler var. Onlara bir sorum var: Sizler bu
salgın döneminde çok sevdiğiniz ABD ve AB ülkelerinde yaşamak ister miydiniz?
Adil
Hacıömeroğlu
12
Nisan 2020
Radikal olmakla ve annesinden iki yaş büyük bir kadınla evlenmenin konuyla ilgisi yok. Bizim ülkedeki dedelerin torunları yaşında kız çocuklarını alıp eş yapmaları da radikal sayılıp gündeme gelsin o zaman. Tabii bu çocukların dedeler tarafından tecavüze uğraması ayrı bir dram. Gelelim kolanya ve maskeye. Böyle bir hizmeti henüz görmedik. Ne kendimizde ne de çevremizde. Gerçek olan tek şey sınırsız reklam. İbni Sina
YanıtlaSilSayın yazar, sıradaki yazınıza Tramp'la başlarsınız dilerim. Eşi kızından kaç yaş küçük bilmiyorum siz bulursunuz. Devamında korona virüsünün biyolojik silah mı değil mi bir zahmet. İbni Sina
YanıtlaSilSon paragtaflara kafam takıldı : maskeler, 65 yaş üstü için yardımlar , ülkemizin Batıya göre salgında daha iyi önlem almış olması savları...
YanıtlaSilÖncelikle çevremde bedava maske hiç yok.Ben internet aracılığıyla aldığım maskelerden komşularımıza da verdim, onlar sıkıntıdalar. Günlük çalışmalarla karnını doyuranlar şimdi aç ve onlata devlet yardımı yok.Söylenenler yerine getirilmedi. Batı ülkeleri bu salgında insanlarına, emekçilerine özel para ayırdığı halde, bizde yurttaşlardan para bekliyor iktidar. Muhalif belediyelerin yardım kampanyasını engellemeleri de Böyle dar günlerde harcanması için ayrılan KEFEN PARASI da harcanmış durumda. Devlet kasası, araç geçmeyen "fahiş fiyarlarla" yapılmış köprülete, tünellere, paradı yollara giderken, pahalı girdiler yüzünden üretemeyen köylünün ürünleri de bitme noktasında.
Ülkemizde salgının henüz başındayız. Bu durumda virüse karşı utku kazanmış gibi gösterilmemiz de erken bir öngörüdür.
Bu olumsuzluklar karşısında son paragtaflar, AKP' nin kendisine özgü övgülerin reklamın kopyası gibi olmuş.
Esenlikler dilerim.
Atatürk düşmanlığı, çağdaş uygar fikir karşıtlığı ve Ortaçağ kafası nasılda popüler olmuş savunulur hale gelmiş. Bu kadar değerlerinden kopmuş karşı devrimlerle rotası geri döndürülmüş ülkemiz ihanetlerle dolu. Bu şakşakçılara Allah sizi bildiği gibi yapsın diyorum.
YanıtlaSil