CUMHURİYET AKTÖRESİNİ BİLMEYEN CHP’Lİ VEKİL


CHP’li vekil Sera Kadıgil, dün TBMM’de kürsüdeydi. Ne mi konuştu? Bakalım Kadıgil’in sözlerine…

“CHP’nin içinde taciz ve tecavüz vakaları oldu mu? Oldu… Tabii ki olacak.  Toplumsal cinsiyet eşitliğine sahip olmayan bir ülkede yaşıyoruz ve on sekiz yıldır sizin (AKP demek istiyor.) iktidarınızda yaşıyoruz.” dedi Bayan Vekil. Bu sözler; CHP’deki kokuşmuşluğun, çürümenin açığa vurulması olduğu gibi tecavüz olayının toplumca kanıksanmasına, sıradanlaşmasına, olağanlaşmasına yol açmakta. Vekil Hanım, bu sözleriyle tecavüzcüleri suçlama yerine, durumu olağanlaştırarak bir nevi tecavüzcülere örtülü destek vermekte.

Öncelikle dünyada kadına tecavüz olayının en çok görüldüğü ülkelere bakmakta yarar var. Sırasıyla “Etiyopya, Hindistan, Kanada, İsveç, Sri Lanka, Güney Afrika, Fransa, ABD, Almanya ve İngiltere (https://www.neoldu.com/service/amp/dunyada-kadina-tecavuzun-en-cok-yasandigi-ulkeler-881g.htm)” dünyada kadınlara en çok tecavüz edilen ilk on ülke. Bunların çoğunluğu Kadıgil’in idealize ettiği ülkeler. Yani cinsiyet eşitliğinin olduğu ülkeler… Bu arada toplumda cinsiyet eşitliğinin şiddetli savunucusu olduğunu belirteyim.

Cinsiyet eşitliğinin en üst düzeyde olduğu İskandinav ülkelerinde tecavüz olayları var mı?

3 Nisan 2019 tarihli Euronews haberine bakalım. Haberde Uluslararası Af Örgütü’nün raporundan yararlanılmış.

Örgüt’ün Sekreteri Kumi Naidoo, “Cinsiyet eşitliği açısından güçlü istatistiklere sahip olan İskandinav ülkelerindeki cinsel şiddet suçu oranının yüksek olmasını paradoks olarak” niteliyor. Tecavüz mağdurlarını korumak için hukuk sisteminin yetersizliği ve sistemdeki boşlukların suçluları koruduğu vurgulanmakta raporda. Finlandiya, Norveç ve Danimarka’da hala rıza dışı cinsel ilişki, tecavüz olarak tanımlanmıyor.

Finlandiya’da (Nüfusu yaklaşık altı milyon) her yıl elli bin kadın, tecavüz ve cinsel şiddete maruz kalıyor. Ancak sorumluların çoğu yargılanmıyor bile.

Af Örgütü’ne göre Norveç yöneticileri, tecavüz ve diğer cinsel şiddet biçimlerini önlemek için gerekli önlemleri almamışlar.

Danimarka’da yaygın bir tecavüz kültürü var, demekte Af Örgütü’nün raporu. Bu ülkede çok sayıda tecavüz vakası rapor edilmesine karşın, polise gidilse bile kovuşturma ve mahkûmiyet kararı olasılığı çok düşük. Bu arada İskandinav ülkelerinde intiharların dünya sıralamasında en üst düzeyde olduğunu da söyleyelim.

Neyse sözü fazla uzatmayalım… Merak edenler internette konuyu ayrıntılarıyla öğrenebilirler. (https://tr.euronews.com/2019/04/03/cinsiyet-esitliginde-zirvedeki-iskandinav-ulkelerinde-tecavuz-oranlar-korkutucu-seviyede)

Peki, yasal olarak cinsiyet eşitliğine sahip olan birçok ülkede tecavüz olayları neden üst düzeyde? Bu ülkelerin hemen hepsinde kapitalist sistem var. Günümüzde kapitalizmin geldiği nokta çürüme ve kokuşmadır. Toplumsal çıkarlar, değerler yerine kişisel çıkarlar söz konusu. Toplumculuğun yerini, bireycilik aldı. Bu da bireyin kendini her şeyin merkezinde sanmasına yol açmakta. Çürüyen toplumsal yapı, bireysel zevkleri öne çıkarmakta. Özellikle cinsellikte aykırılıklar olağan karşılanmakta.

Kadıgil, Cumhuriyet aktöresinin bir şeyin farkında değil. Kadın, Cumhuriyet’le kadın oldu. Kadınımız, Atatürk’le haklarına kavuşup toplumsal saygınlığa erişti. Toplumumuzda cinsiyet eşitliği, Cumhuriyet’le yaşama geçti. Hem toplumsal düzenimiz hem de siyasal partilerimizin çoğu Cumhuriyet ilkelerinden uzaklaştılar. Bu uzaklaşmayla kapitalist ülkelerin aktöresi, yaşam biçimi, bireyciliği benimsendi. Bu yolla da Cumhuriyet’in aktöresi unutuldu. İnsana değer veren Cumhuriyet aktöresi, yerini çürümüş ve her geçen gün kokuşması artan kapitalist değerlere yerini bıraktı. İşte, taciz ve tecavüzün toplumumuzda yaygınlaşmasının nedeni bu. Çünkü basın yayın organlarında örnek olarak gösterilen yaşam biçimleri bu kokuşmuşluk. Özellikle 12 Eylül darbesinden sonra girdiğimiz liberal sistem bu kokuşmuşluğu ekinimizin, sanatımızın içine soktu. Birçok sanat dalında bu kokuşmayı görmekteyiz üzülerek.

Sayın Kadıgil, milletvekili olduğunuz partinin farkında değilsiniz. Nasıl bir tarihsel kalıtın üzerinde oturduğunuzu bilmiyorsunuz. Atatürk’ün kurduğu partiyi ne duruma getirdiğiniz bu sözlerinizden anlaşılmakta. Her partide her kurumda taciz ve tecavüz olabilir. Ancak Atatürk’ün olduğu yerde olmaz, olamaz. Çünkü Atatürk, Türk kadınına örnek aldığınız Avrupa ülkelerinden çok önce kadın haklarını verdi. Sizler, liberalizmi sol sandınız. Alt kimlikler üzerinden siyaset yapmayı çağcıllık olarak düşündünüz. Çürümüşlüğü, kokuşmuşluğu özgürlük olarak ele aldınız. Siz, CHP’den Atatürk’ü çıkardığınız için taciz ve tecavüz olayları olmakta.

CHP, kendi içindeki taciz ve tecavüz olaylarını yok etmek istiyorsa öncelikle Atatürk yoluna girmeli yeniden. Cumhuriyet değerlerine sımsıkı sarılmalı. Batı’nın dayattığı çürümüşlüğü, çağcıllık olarak görmemeli; göstermemeli. Bireyciliği değil, toplumculuğu savunmalı. ABD ve AB’nin önerdiği siyaset yolundan değil, Altıok’un izinden gitmeli.

Çürümüş bir toplumsal düzenin hayranı olursanız, orada sizde çürürsünüz. Çürümenin olduğu yerde aktöre de kadın hakkı da olmaz.

Atatürk’ün yol gösterici, Cumhuriyet değerlerini egemen olduğu bir toplumda ve bir siyasal partide taciz de tecavüz de yolsuzluk da adam kayırma da olmaz. Olsa olsa kardeşlik, dayanışma ve toplumculuk olur.

                                                                       11 Aralık 2020

3 yorum:

  1. Sevgili dostum!!! Maalesef tüm Dünya ülkelerinde bu tür vakalr oluyorrr... Çok çirkin insanlık dışı bir eylem....ABD'de Başkanların bile taciz davaları kamuoyuna yansıdı...Aynı şekilde İtalya'Wda . Fakat bunlar hakkında fijkir yürütürken çok dikkatli olunmalı şekilde görüldüğü gibi yanlış anlamalara sebep olabilir...En ideali hiç bu olayların olmaması... Fakat değişik aile terbiyeleri, insanların akıl sağlığıveya sapkın yaradılışta olmaları bu gibi tatsız olayları tetikliyor....saygılarımla..

    YanıtlaSil
  2. Tamamen CHP düşmanlığı kokan bir yazı ,sankiCHP yöneticileri ,üyeleri polis gibi jandarma gibi takip edecek.Suç bireysedir.Sanki buğün yaşamak zorunda kaldığımız bu sistemi CHPKurdu.Türkiyeyi CHP yönetiyor.

    YanıtlaSil
  3. CHP'li milletvekili Sera Kadıgil'in yazıda zikredilen konuşması; CHP' nin teşkilât,vekil, delege ve yönetici kadrosuyla Türk Milleti için umut olmaktan çıktığının açık ve somut bir göstergesidir.. CHP; Amerikancı-Kürtçü-Mezhepçi bir parti haline gelmiştir.. Kurtuluşu yoktur.. İktidar olması mümkün değildir.. İleride tarihi misyonunu tamamlamış bir siyasi teşkilâtın anısı olarak hafızalarda yer alacaktır..

    YanıtlaSil